Varoluş Dergisi

TAZE BARBUNYA PİLAKİ

Türk mutfağının en çok sevilen lezzetlerinden Barbunya Pilaki tarifini vermezsek olmazdı. Şu sıralar son demlerini yaşıyor, manav ve pazarlarda var ama ha bitti ha bitecek, tavsiyem buzluğunuza kış için taze barbunya atmanız yönünde keza ben bu lezzeti her güne ve her sofraya yakıştırıyorum, gelelim Taze Barbunya Pilaki Tarifimize.

Malzemeler:

2 büyük kâse dolusu ayıklanmış barbunya (1 kg’a yakın)

1 büyük boy havuç

1 büyük boy patates

1 Büyük boy soğan

1 çorba kaşığı salça

1 tatlı kaşığı bal

3 tutam tuz ve karabiber, zeytinyağı

Dekor için maydanoz ve taze limon dilimleri

Yapılışı:

Barbunyalarımızın diriliğini almak için önce genişçe bir tencerede üstünü geçene kadar su ile doldurup kaynatıyoruz (kapak yarım açık kalmalı, aksi takdirde, kaynama suyu taşacaktır). Biz aşçılar aynı anda birkaç işi yaparız, barbunyalarımız pişmeye devam ederken, bir köşede soğan, havuç ve patateslerimizi küp küp doğrayalım, püf noktası havuç patatesin yuvarlak olan kısımlarından bıçak yardımıyla halka şeklinde kesit alın, kesim yaptığınız bölge düzleşecektir, o bölgeyi doğrama tahtasına sabitlediğinizde, havuç ve patatesleriniz rahat kesilecektir. Aynı büyüklükte önce dikey kesim yapıp, sonra o kalın kesimleri ince ince, birer çubuk misali kesin (jülyen).

Jülyen kesilen havuç, patates, soğanı aynı küçüklükte küp küp doğradığınızda, istenilen boyut elde edilmiş olur. Ayrı geniş bir tavada, tercihen zeytinyağında önce soğanı kavurup, sonra patates ve havucu ilave edip soteleyelim. Barbunyalarımız piştiğinde süzelim, akan ilk suyu dökelim (rengi siyah veya koyu kahve, tadı acı olacaktır). Sonrasında bir bardak içerisinde salçamızı sulandırıp içerisine bal ilave edelim. Sotelenmiş soğan havuç ve patates karımışına tuz karabiber ekleyip, haşlanmış ve süzülmüş barbunyaları ilave edelim. Salçalı sosumuzu ve ek olarak 1 bardak daha suyumuzu ilave edip, tercihen kısık ateşte demlenmesini bekleyip, suyumuz barbunya içerisindeki nişasta ile sos kıvamına geldiğinde altını kapatıp, geniş bir kaba alıp üzerine zevkinize göre maydanoz, limon dilimleri ve soğuk sıkım zeytinyağı ile şenlendirebilirsiniz, afiyetler olsun.

Ali Onur ALPER

Ali Onur Alper

Ben Ali Onur Alper. 1989 yılında Gaziantep'te doğdum. Çukurova Üniversitesi Biyoloji bölümünde tamamladığım lisans eğitimim boyunca ağırlıklı olarak şifalı bitkiler üzerinde çalıştım. Uluslararası projelere katıldığım lisans eğitimim sonucunda Mutfak Sanatları Akademisi'nde Aşçılık eğitimi alıp 5 yıl boyunca Türk Hava Yolları'nda Uçan Aşçı olarak çalıştım. Dünyayı dolaştım. Akabinde California'ya taşınarak 1 yıl kadar burada çalıştım. İnsan Kaynakları ve İşletme üzerine ayrı ayrı yüksek lisans eğitimimi tamamladım ve akabinde Sola Unitas'da koçluk eğitimi aldım. Türkiye'ye döndükten sonra nihayet hocam İsmail Bülbül ile Reiki'ye dahil oldum. Yalnızca şu ana kadar öğrendiklerim değil, kişisel farkındalığımı da üst düzeye çıkartan bir deneyimle hayatımın en keyifli zamanlarını yaşıyorum. Siz değerli Varoluş Dergisi okurlarıyla bulunmaktan büyük keyif duyuyorum.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler