Varoluş Dergisi

NARKOZ ESNASINDA NEREDESİNİZ?

Ben doktor değilim, narkoz esnasında nerede olduğumuzu size çok net söyleyemem ama sadece biraz düşünerek neler olduğuna birlikte bakalım isterseniz;

İnsanlarla konuşurken birinin söylediği bir şey diğerinden daha çok etki yaratabilir, zedeleyebilir ya da yaratmayabilir.

Neden? Bence, konuştuğunuz kişi ile kaçıncı boyutta iletişim kurduğunuza bağlı olarak değişebilir bu durum, diye düşünüyorum..

Çünkü, 3. boyutta (dünya) çok fazla fiziksel acı var ve fizik bedeninizle algılamak zorundasınızdır, ama 4. boyuta geçtiğinizde narkoz alırsınız ya da rüya görürsünüz ve fizik bedeniniz hissetmez, direk bu beden devre dışı kalır ve diğer bedenlerinize işler, işleyecek olan her ne ise..

Bıçak değer, neşter değer, belki doktorun hatalı bir operasyonuna bile maruz kalabilirsiniz ama yine de hissetmezsiniz , çünkü fizik beden kılıfınız devre dışı bırakılmıştır, beyninizin bir bölgesi inaktif (pasif) edilmiş, o kılıf sanki çıkmış ve diğer kılıflarına işlem yapılabilmektedir, izin verilmiştir.

İşte bu şekilde aslında bir üst boyutlarda çalışan bir öğretmen, ehil ya da üstat ile de görüşmeleriniz böyledir, belki bir beyin ameliyatı gerçekleştiriliyordur ama haberiniz yoktur , çünkü o süptil bedende çalışmaktadır.

Ha ne olur ? Siz narkozdan çıkıp 3. boyuta tekrar geldiğinizde, o ağrı ve acının bedeninizde algılanması, zaman mefhumuna bağlı olarak bir süre devam etmek zorunda kalacaktır ya hani, spiritüel koç ile çalıştığınızda da , fiziksel olarak bir takım 3. boyut maddeleri, insanları ya da diğer şeyler yer değiştirmek zorunda kalabilirler, çünkü beyninizden çıkmış olan bir takım yanlış inanış kalıpları cerrahi bir müdahale ile alınmış olduğu için, siz onları tekrar üretene kadar belki de yanınızda olamayacaklardır.

Tekrar üretene kadar diyorum çünkü belli bir düşünce yapısına sahipseniz, o düşünce yapınızı değiştirmeden o şeyi anca belli bir zaman aralığı kadar kendinizden uzaklaştırabilirsiniz, bu aynı deli de denilen yabani otlar gibidir. Sizin tohum olan bilincinizi sarmıştır , kendinizi algılamaktan aciz, otlarla doğduğunuz için çiçek açmamış o yanınızı, çiçeği, özünüzü aramakla geçer durur zaman.

Üstat, otları söküp atar yerinden ama  bu o kadar basit değildir elbette, fiziksel bedeninizde, yaranın tekrar enfeksiyon kapmaması için, ne kadar zaman ilaç kullanmanız gerektiğini herkes biliyordur herhalde. Bu da böyle işte, o otların etrafına saçılmış ufak tomurcuklarının dahi ölmesi için tek bir zihinsel temizlik yetmez maalesef, bunu her yakaladığınızda yapmalısınız, kendiniz de yapabilirsiniz hatta, dua ile, şükür ile, reiki sembolleri ile, bir üstat ile, neyi söküp attığınızı farkında olarak, bilinçli bir şekilde ve yerine sevgiyi koyarak, belki de boşluğu koyarak..

Çünkü bizim tek engelimiz inançlarımız ve onları var zannettiğimiz düşüncelerimizdir, evet şu anda farkında olarak bu cümleyi değiştirelim, engelimiz demeyelim, soru ile başladık madem soru ile bitirelim;

Neyi seçersek bir üst bilinç oluruz?

Sevgiyle Kalın.

Sebile Güneş

Sebile Güneş Nisan 1977 Yılında Bursa’da dünyaya geldi. İlk ve Orta Öğretimini Bursa Nedim Öztan İlkokulu ve Bursa Cumhuriyet lisesinde tamamladıktan sonra , Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümünü kazanarak İzmir ‘e yerleşti . Mezun olduktan sonra evlendi, Defne ve Burak adında iki çocuğu var. 2002 yılından beri özel sektörde mesleğini yapmaktadır. Kendisine, sebilegunes2007@hotmail.com mail adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler