Varoluş Dergisi

ENERJİ MERKEZLERİ VE YARATICILIK

Geçen ay, yaratıcılık tıkanmalarında nelere baksak fena olmaz konusunu ele almıştım. Yaratıcılık çok boyutlu, çok geniş bir konu ve her enerji merkezimizde farklı biçimlerde tezahür edebiliyor. Bununla ilgili olarak  bu ay, çok temel olarak enerji merkezlerimize göre yaratıcılık derken neler üzerine tefekkür etsek iyi olur, yaratıcılık çakralarda hangi yüzlere bürünür bunları ele almak istiyorum.

Kök Çakra düzeyinde yaratıcılığı;

İki canlının biyolojik düzeyde birleşmesi sonucu bir canlı meydana getirmesi kadar güçlü bir yaratım olarak düşünebilirsiniz, burası cinsel enerjinin de yaratım olarak ilk boyutu.

Kök Çakra yaratıcılığı, yaşamımızda dünyevi olarak ne varsa bunları da yaratmamızda ana etkendir (fiziksel ihtiyaçlarımız, geçim, güvenlik vs.)

Hastalıkların ve fiziksel sağlığımızın kendi payımıza düşen tarafı da burada yaratılır ve korkular da tabii ki.

Atasal ve ailevi kökenden aldıklarımızı şifalandırmadaki yaratım süreçleri de kök çakraya ait yaram düzeylerinden.

Doğadan ve doğal beslenmek bu çakranın yaratıcılığını arttırır.

Bazı geleneklerdeyse burdaki yaratım enerjileri daha farklı yaratımlar için kısıtlanarak ya da sağaltılarakmesela cinsel perhizde olduğu gibi farklı merkezlere aktarılır. Ölüme yakınlaşırken buradaki enerjinin üst merkezlere çekildiği, bir nevi alttan üste kapandığı belirtilir.

Hara Çakrası düzeyinde yaratım;

Yaratıcılığın belki de en önemli ve ana merkezidir diyebiliriz. Bunu duygularıyla, hayalleri, arzuları, özgünlüğü, özgürlüğü, dişil enerjisi ve içsel çocuğuyla bağlantıda olan birinin yaratıcılık düzeyini tasavvur ederek düşünebiliriz. Bu nedenle yaratıcılıkta bu konuların şifası oldukça önemlidir. Bu merkez bereketin yaratımı ve herhangi bir tür doğurganlıkla da doğrudan ilgilidir.

Güç Çakrasında yaratıcılık;

İlham alabilmenizi sağlar. Toplumsal ya da bir topluluğu etkileyen yaratıcılığı, şan şöhret ün başarı vs. getiren yaratımları da kapsar. Bu yaratımın tezahürleri, gücün bizim için ne olduğuna göre oldukça değişir. Mesela, güçsüz zannettiklerimizin güç, güç zannettiklerimizin güçsüzlük olması kendi içinde bambaşka dönüşüm ve yaratımlar barındırması açısından tefekkürlüktür. Zihinsel yaratımlar, sağlıklı egonun yaratımı, gücün nereye, nasıl aktarıldığıysa her türlü yaratımda belirleyici ana eksenlerden biridir ve bu merkezinizin temel konusudur.

Kalp Çakrasında yaratıcılık;

Sevgiyi, erdemleri görebilme, alabilme, çoğaltabilme, aktarabilme ve dönüştürebilme gibi tüm süreçlerde bir simyacı gibi çalışır. Bu çakrada yaratıcılık neredeyse sihirli, mistik ya da manevi bir varlığa dönüşür ve her şeyin içindeki sonsuz yaratım ve yıkımları takdir edebilmemizi sağlar. Sevgi ve şefkat yoluyla yaratan sınır tanımaz, çok tesirli, sirayet edici ve çok güçlü bir biçimdir kalp çakra yaratıcılığı. Şifanın yaratımında da ana merkezdir. Elleriyle çalışan herkes için bu merkezdeki yaratımlar önemlidir. Kalp temizlendikçe burdaki yaratım artar.

Boğaz Çakrasındaki yaratıcılık;

En aşina olduğumuz anlamda yaratıcılığın, hara ile beraber ana akslarından biridir ve yaratımın dış dünyaya aktarılma biçimidir. Burası insanın kendini ifade biçimi ve iletişim kanalı olduğundan yaratının hangi yolla ve nasıl, ne biçimde meydana geleceğine karar verir. İnsan kendini boğaz merkezi düzeyinde gerçekleştirdiğinden ve razı olduğundan artık bu çakra düzeyinde yaratılanlar dışta beliren nihai üründür. Bu çakra düzeyinde ayrıca söz yaratımdır üzerine düşünmeyi ve sükunet ya da kendi içselliğimiz ve derinlikler içinde yoğurulmanın da tüm yaratım süreçlerine olan katkısını düşünmeyi çok anlamlı buluyorum.


Üçüncü Göz düzeyindeki yaratıcılık;

Sezgisel bir yaratıcılıktır. Vizyonlar, rüyalar, belli çalışmalarla bu yaratıcılık oldukça fazla tetiklenebilir ve hem oldukça zengin hem de oldukça aşkın bir düzeydir. 3.Göz düzeyinde tezahür eden yaratıcılığın negatife kayan tehlikeli taraflarından çokça bahsettiğim için burda ele almak istemiyorum.

Bu düzeyde ortaya çıkan bağlantılı ve multi disipliner düşünme, tüm yaratım süreçlerinde ana eksenlerden biridir. Üçüncü Göz yaratıcılığı, soyutlama, zıtlıkları birleştirebilme, görülmeyeni görebilmeyle oldukça ilintili olup bu yönde yaratımlar ortaya koyar, özellikle psişik yetenekler, liderler ve sanatçılar için de önemlidir.

Taç Çakra düzeyindeki yaratıcılık bir nevi yaratanın elidir ayrıca uhrevi olanı dünyevi olanda var edebilme ya da bu bağışı kullanabilme olarak tezahür eder. Beşerden insana oradan da kendi miracına ve öze olan yolculuk buradaki yaratıkların ana konusudur. Bu nedenle; ‘Ben kimim, nerden geldim, nereye gidiyorum’ soruları yaratımların ve yaratılmışların en nihai sorusudur, cevabı ve bununla ne yaptığımız ise bizzat bizim yaratım yolculuğumuzdur zaten. Taç çakra düzeyindeki yaratıcılık ruhsallık, farkındalık ve düzeyleriyle ilgilenen herkes için ana belirleyicilerden biridir.

Yaratımlarımızın ve yaratılanların farkında olmamız, yaratmak istediklerimizi yaşatmamız dileğiyle.

Ahu BİRLİK

Ahu Birlik

1981 baharında Ankara'da doğdum. Çocukluğum ve gençliğim seyahat ve enstantanelerle geçti. İstanbul Bilgi Üniversitesi Film&Tv lisans ve Kültürel İncelemeler yüksek lisans programlarını tamamladıktan sonra hizmet, üretim, reklamcılık gibi sektörlerde farklı görevlerde yer aldım. 2012 yılında içsel yolculuğu beni Reiki Bilinçaltı Terapiler ve Can Hocam İsmail Bülbül'e taşıdı. 2014 yılından beri Bodrum'da yaşıyor, Bodrum Şifa Sanatları Atölyesi Kumbahçe'de yolculuğumuza sevgiyle, şükranla devam ediyorum.

Usui Reiki Master Teacher

2 yorumlar

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler