Evrendeki her şey görünmeyen bağlarla birbirine bağlıysa, zihin ile ayırdığımız her şeyi bir bütün olarak düşünmek yani tanrısal olana yaklaşmak, yaşamdaki her türlü kafamızdaki soru işaretine ışık tutacaktır. Hatta ve hatta, sadece ışık tutmakla da kalmayıp fiiliyata geçip çoğunluğun placebo etkisi diye adlandırdığı bedensel hastalıkların şifası olup sanki hiç var olmamışçasına birdenbire iyileştiriverecektir. İnsanların mucize diye adlandırdıkları gerçeklere ve oluşum sürecine gelin birlikte yakından bakalım.
Duygular ve düşünceler iç içe geçmiş, birbirine sıkı sıkıya kenetlenmiş enerjilerdir. Enerji diyorum çünkü düşüncelerimiz, duygularımız aslında hiçbir yere kaybolmazlar. A.L de Lavoisier adlı Kimyacı Termodinamiğin birinci yasasını enerjinin korunumuna atfetmiştir ve “Enerji vardan yok edilemez, yoktan var edilemez” diyerek bunu yasalaştırmıştır. Peki kaybolmuyorlarsa neredeler dediğinizi duyar gibiyim, biz onları enerji sistemimizde, aura alanımızda tutarız. Eğer pozitif duygu ve düşünceleri tekrarlarsak alanımızdaki güzel enerjileri besler tam tersi negatif olanları tekrarlarsak maalesef negatifi besleriz. Alanımızda biriken negatif yüklü enerjiler o kadar çok yoğunlaşır ki tanrısal özelliklerden uzak olan bu enerjiler maalesef sonunda bedenimizde hastalık olarak ortaya çıkar. Bazen sadece kemikleşmiş inanç ve duygu sistemimizi fark etmek bile o enerjinin dönüşmesine sebep olur ve enerji sistemimizde artık var olmayan kalıplaşmış negatifler ise artık başka bir forma dönüştüğünden bir mucize gerçekleşti deriz ya da placebo etkisi deriz. Oysaki dengeye gelindiğinde zaten dönüşüm ve değişim kaçınılmaz olacaktır. Bazen dedim çünkü çok derinlerimizde bilinçaltımızda senelerce sıkı sıkıya bağlanmış ayrıksı düşünce formları, kodlanan negatif duygular için bir anda değişti dönüştü demek pek mümkün olmuyor. Bunun için emek, zaman ve çaba gerekiyor. Nasıl ki bedenimiz için rutin bazı şeyleri yapmamız gerekiyor; uyumak, beslenmek, hareket etmek, boşaltım yapmak gibi ruhumuzun da ihtiyacı olan meditasyonu düzenli bir şekilde yapmak bilinçaltımızın derinliklerinde yatan iyileşmeyi, bütünleşmeyi bekleyen parçalarımıza merhem olacaktır.
Meditasyonlarınızı Reiki ve kristallerle yapmanızı öneririm. Onlar derinlerde yatan bizim bile farkında olmadığımız iyileşmeyi bekleyen taraflarımızı su üstüne o kadar güzel çıkarıyorlar ki şaşıp kalmamak elde değil. Farkındalığımızı artırıp, değişim ve dönüşüm sürecimize inanılmaz güzel katkıda bulunuyorlar. Varlıkları o kadar güzel ki hemen herkese ihtiyacı olanı vermek için hazırlar. Bizleri özümüze, tanrısallığımıza yaklaştıran bu varlıkların ruhlarının tanrısal olduğunu sizler de tahmin etmişsinizdir. Tanrısal yani koşulsuz seven, bütüne hizmet eden, şefkatli, tam teslimiyette olan, neşeli, coşkulu, özverili, gerçekleri konuşan, dürüst, affedici vs… Ne kadar güzel özellik varsa tanrıya atfedilmiş hepsi tanrısal özelliktir aslında. Bir de bunların tam tersi olan negatif tarafları var ve aslında her ikisi de enerji alanımızda her bir çakranın ifade ettiği duygu ve düşünceye göre yer alıyorlar. Örneğin; hiç bir zaman irademizi kullanıp duygu ve düşüncelerimizi dile getiremiyorsak boğaz çakramızda birikmeye başlayacaktır ve zamanla bu bölgede hastalık çıkması kaçınılmaz olacaktır. Konuyu koparmadan hemen kristallerle bağlantımızı kuralım. Böyle bir sebep için boğaz çakrası taşı sayılan “apatit” taşından faydalanabilirsiniz. Bu kristal sizi iletişim kurarken rahatlatacak ve sizi nazikçe ifade etmeye yönlendirecek hatta bir yandan altında yatan sebebi de iyileştirecektir. Onunla ne kadar vakit geçirdiğiniz ne kadar iletişimde olduğunuz aldığınız etkiyi farklılaştıracaktır. Aslında her şeyde olduğu gibi bağların ne kadar güçlüyse o kadar yakındır sana, yani seninle ne kadar vakit geçirirse o kadar frekansına uyumlanır. Bir süre sonra yaydığın frekansı da tabii ki değiştirmiş olacaktır. Kin ve nefret duygusu kalp çakrada biriktirilir ya da aşırı üzüntü…Kalp krizi geçirme olasılığı ya da dolaşım sistemi rahatsızlıklarının baş göstermesi aslında çok da şaşırtıcı değildir. Buradaki duygu ve düşünceleri değiştirip dönüştürebilmek için ise pembe kuvars, aventurin, rodokrozit gibi taşlar edinmenizi önerebilirim. Tek tek tüm duygu ve düşünleri burada çakra sistemleri ile bağdaştırmak çok uzun olacaktır. Ben sadece sizlere nasıl mantıkla çalıştıklarını aktarmak istedim.
Şunu da belirtmek isterim ki meditasyon sırasında yaşanan her deneyim kişiye özeldir ve ben de naçizane tüm kadınlarımızın faydalanabileceği bir deneyimimi buraya bırakmak istiyorum.
Dünya’da kadınlar çok uzun yıllardır sahip oldukları dişilik, cinsel güç üzerinden ezilmiş ve aşağıya indirgenmiştir. Bu sebepten tüm kadınlarımızın, vereceğim bilgiye ihtiyacı olduğuna inanıyorum.
Krizokol ham parça taşımı aldığım ilk günümdü. Adaçayı tütsüm ile enerjisel olarak arındırdım ve onun hafızasını temizlemeye ve bana yepyeni bir sayfayla gelmesine niyet ettim. Reiki sembolümü çizdim avcuma aldım ve meditasyona başladığım ilk saniyede verdiği mesaj şu oldu: “Kadın olmak harika bir duygu lütfen suçluluk duyma ve bırak kendini bana çünkü sen harika bir dişisin gurur duy bununla..” inanılmaz güzel bir an yaşattığı için krizokol taşıma sonsuz sevgi ve şükranlarımı sunuyorum, biliyorum ki o güzel enerjisi ile enerji sistemimde var olan o suçluluk duygusu ile kodlanmış alanımı şifalandırdı.
Umarım bu yazım da sizlere şifa olur..
2023 te tüm insanlığın yenilenmesini güzele ve iyiye, değişim, dönüşüm göstermesini yürekten diliyorum..
Sevgilerimle
Sultan Merve GÜZEL
Emeğinize sağlık. Mükemmel bir yazı olmuş 👌🏻👏🏻
👏
Çok teşekkürler 🙏🏻
Teşekkürler bu güzel bilgiler için. Harika bir paylaşım olmuş
Ne mutlu bana🙏🏻Teşekkürler ☺️