Aşırı duygusal bir milletiz. Ne şaşırtıcıdır ki buna rağmen hastalıkların hiç duygu durum değişikliğinden kaynaklanacağı göz önüne getirilmez. Soğuk almış olabileceğimiz, iyi beslenmemiş veya yorulmuş olabileceğimizden yeterli su içmediğimizden şüphelenilir ama bir türlü ruhsal durumumuzla ilişkili olabileceği akıllara getirilmez. Oysaki beden, zihinden, duygudan ve ruhtan asla ayrı düşünülemez. Sadece ve sadece bedene odaklanmak bizi maalesef hastalığın köküne götüremediği gibi kimi zaman amansız hastalığa yakalanmış yapılacak bir şey yok kanısına bile götürebilir.
Bedene odaklanarak bağışıklığı yüksek tutmak bir yere kadar. O yeri bizzat deneyimledim. Bir gün kendi kendime söz verdim ve bundan sonra grip olmayacağım dedim. Beslenmeme aşırı dikkat ettim, soğuk sıcak dengesine hakeza ne mi oldu dersiniz gerçekten de uzun süre grip olmadım, iş yerinde herkes hastalanmışken ben gerçekten de iyiydim. Sonra o yer geldi. Birden çok üzüldüğüm bir takım olaylar yaşadım ve birden bire hastalandım. O zaman dedim ki kendime dilediğin kadar dikkat et bedenine zihinsel, duygusal, ruhsal dengen olmadığında hastalık kapıda. Yani anlayacağınız kan değerleriniz mükemmel olsa da bedeninizde her şey yolunda olsa da üzüntü, kaygı direkt bağışıklığı düşürüyor.
Hızlı yaşam döngüsünde, yapmamız gereken en önemli şeyi atlıyoruz aslına bakarsanız. Bedene ihtiyacı olan hareketi vermek. Spor yapmak kaslar, eklemler, dolaşım sistemi vs için gerekli tabii ki. Fakat ben farkındalıklı hareketten yani yoga dan bahsediyorum. Çünkü hem bedene ihtiyacı olan hareketi veriyor hem de zihinsel, duygusal, ruhsal, bedensel dengeye gelebilmeniz için mükemmel bir araç oluyor. Düşünün, günümüzün yani 24 saatimizin ne kadarında aldığımız nefesi fark ederek alıyoruz? Belki de hiç. Dikkatimizin bedenimizde olması inanın o kadar güzel dengede tutuyor ki bizi bağışıklığımız yüksek kalabiliyor.
Diyorum ki farkındalıklı yaşarsak, beslenmemize dikkat edersek, sıcak soğuk dengesine dikkat edersek, kaliteli uyursak, gün ışığından faydalanırsak kısacası bedene tüm ihtiyacını verirsek yine de hasta olur muyuz? Evet oluruz : ) Çünkü beden, enerji alanımızda bize yaramayan kalıplaşmış eski duygusal döngülerimizden bizi kurtarmaya çalışır ve mutlaka karşımıza bize bunları anlamamızı sağlayacak insanlar çıkarır. Aslında yaralarımızı işaret eden insanları çeker biz de ne kadar canımı yaktı deriz ve bir güzel karşı tarafı yargılarız. Üzülür, şikayet eder, yargılar, öfkelenir, kurban rolüne girer bir güzel dibe çekeriz kendimizi. Bunlar başımıza geldiğinde işte benim şifalanacağım nokta diye bakarsak aslında bir nebze olsun zihinsel aktivitemizi başka yöne çeviririz dolayısıyla negatif duygusal bir döngüye de girmemiş oluruz. Peki ama nasıl dönüştürürüm? Öncelikle bakış açımızı değiştirmekle başlarsak o bizi dönüştürmemiz yere doğru götürür kimi zaman ömrümüz boyunca farklı düşünmediğimiz bir kemik inancı değiştirmek tamamen şifalanmamızı sağlarken kimi zaman da bu yeterli gelmeyebilir. Sonuç olarak burada bize yardımcı olacak en önemli araç ise Reiki sevgili okurlar. Reiki bizim farkındalığımızı artırdığı gibi dönüştürmeye niyet ettiğimiz duygumuz var ise ona da akıp sizi olmanız gereken bir üst versiyonunuza memnuniyetle taşıyacaktır. İzin verin reiki, şifaya açılan kapıda bizi karşılayan ilahi bir rehber olarak tüm insanlığın mücadele ettiği duygusal salgında bize destek olsun ve ruhumuzu iyileştirsin. İzin verin, sizi siz yapsın, çünkü hepimiz değerliyiz.
Sevgiyle.
Sultan Merve GÜZEL
Yorum yap