Varoluş Dergisi

İÇİ BOŞALTILAN CÜMLELER – 2

“Her şeyin bir nedeni var”

Hakikat düzleminde, açan bir çiçeğin bile bir nedeni vardır elbette…

Peki biz hakikati idrak ettik mi? Hayır.

Bu bizim için sadece öyle olduğunu kabul ettiğimiz zihinsel bir bilgi.

Peki, bir hakikati zihinsel olarak duymanın ve bilmenin bizim hayatlarımızda bir faydası var mı?

Bir noktaya kadar elbette var.

Ama…

Eğer bu ‘hakikat’;

Başta “kendimize karşı” ve sonra da “diğer insanlara karşı”, dostlarımıza, ailemize, arkadaşlarımıza, çocuğumuza, eşimize, sevgilimize karşı,

Kendimizin veya diğer insanların içinde bulundukları bir duruma karşı,

‘Empati kurabilmemize’ , ‘anlayış gösterebilmemize’ ve o olaydaki ‘anlayışımıza’ engel bir hale dönüştü ise o noktada durup bir bakmak gerektiğini düşünüyorum.

Kendimizi gözlemleyelim!

Yaşadığımız herhangi bir olay karşısında, o olay ruhumuzda başa çıkılması zor bir hale geldiğinde kendimize “her şeyin bir nedeni var” diyerek gerçekliği inkar ettiğimiz bir tampon, bir savunma mekanizması mı yaratıyoruz yoksa o olaydaki ‘anlayış’ı idrak etmeye mi çalışıyoruz?

Ki o anlayış; fark edilmesi, hazmedilmesi, sindirilmesi zaman alan bir anlayış olabilir.

“Her şeyin bir nedeni var” deyip hemen o olayın üzerini toprakla örtüp, o olaydan edinebileceğimiz ‘anlayış’ı kaçırmayalım.

Sevdiklerimize karşı da; belki yardım etmek için, belki morallerini düzeltmek için, belki acılarını geçirmek için kullandığımız bu cümle ile kendilerine savunma mekanizmaları yaratıp yaşadıkları olaylardan kazanacakları ‘anlayış’a, bilmeden ve istemeden engel olmuş olmayalım.

Başımıza gelen tüm olayların hakikat düzlemindeki nedenlerini bilmiyor olsak da; benim anlayışıma göre bu nedenlerden biri yaşadıklarımızdan öğrenmemiz gerekenleri öğrenip, almamız gereken dersleri alıp kendimizin daha iyi bir versiyonuna evrilmektir.

İnsanın tekamülü ve evrimi bu noktadadır.

Bu şekilde, ‘her şeyin bir nedeni var’ cümlesinin hakkını yaşamın içinde elimizden geldiğince vermiş oluruz.

Gökçe YILMAZ

Gökçe Yılmaz

İsmim Gökçe Yılmaz. 1980 İstanbul doğumluyum. Nefes almaya başladığım andan itibaren İstanbul’da süren yaşamım 2015 yılından beri Bodrum’da devam ediyor.

Kendimi arama yolculuğum, ‘mutlu bir ilişki yaşama’ hayali ile başladı. Bu hayatta en çok sorun yaşadığım konu, kadın-erkek ilişkileriydi. İkili ilişkilerimde, değişen yüzler ile yaşadığım aynı sorunlar zaman içerisinde ruhumda dayanılmaz bir hale gelmişti. Bıçak kemiğe dayanmıştı ve artık bir şeyler değişmek zorundaydı. Okuduğum tüm kitaplar mutlu olmak için insanın kendini değiştirmesi gerektiğini söylüyordu ama hiçbiri kendimi nasıl değiştireceğimi tam olarak söylemiyordu. Kendimi değiştirmenin ve mutluluğa ulaşmanın yöntemini ararken daha önceden de araştırdığım ve bilgi sahibi olduğum Reiki’ye uyumlanmaya karar verdim. 2015 senesinde Usui Reiki ile başlayan yolculuğum, 2017 yılından itibaren Gurdjieff’in 4.Yol Öğretisi ile devam etti. 2018 senesinde Bütünsel Yaşam Koçluğu ve 2020 yılında da EFT Eğitimi aldım. 2020 senesinin Aralık ayında Yoga, Nefes ve Meditasyon çalışmaları hayatıma eklendi. Yaşadığım bir içsel bir çekilim sonucunda 2021 yılının Şubat ayında 4.Yol Öğretisinden Tasavvuf Öğretisine geçiş yaptım.

Bugün kendi üzerimde çalışmaya Tasavvuf Öğretisi ile birlikte Reiki, EFT, Yoga, Nefes ve Meditasyon teknikleri ile devam ediyorum.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler