Varoluş Dergisi

DÜNYAMIZ ZAN’LAR ÜZERİNE KURULU

Tüm beklentilerin negatif zanlarla dolu olduğu bir zihinsel kapasiteyle ilerlemeye devam ediyoruz son hızla. Ufacık bir mutluluk veya bizi şaşırtan güzel sürprizlerle karşılaştığımız zamansa inanılmaz geliyor bize, sonrasında ise hayat zor, kolay değil demeler…

‘Allah kulun zannı üzeredir.’ diye bir bir hadis-i şerif vardır biliyorsunuz, yani Allah ‘kulum beni nasıl sanırsa ben öyleyim.’ demiştir.

Benim anladığım ve tabii ki birçok alimin araştırma ve açıklamalarına da bakarak sentezlediğim, bizim düşüncelerimizin yaşamımızda çok önemli olduğudur. Birçok negatif olay ile karşı karşıya kaldığımız zaman bu olayların sonuçlarını hemen kafamızda yazıveririz. Halbuki hemen ümitsizliğe kapılarak kötü düşüncelere kapılmak özden uzaklaşmakla birebir aynı zannımca. ?

Kendi davranışlarımızın sonuçlarını kendi zanlarımızla belirlediğimiz fikri çok korkutucu olsa da gerçeklik payı çok fazla bana göre.

Hatta bu durum bir kişi hakkında düşüncelerimize kadar gidebilir. Mesela belki etrafında kötü bir insan fakat biz onu tanımıyoruz ve iyi zan da bulunup ona ikramda bulunuyoruz, böyle bir mesele de bile kötü tanınan şahıs size karşılık iyi olarak hareket edecektir şüphesiz, düşüncelerinizle yönlendirdiğiniz diğer insanların davranış, konuşma ya da fikirleri çoğu zaman sizin zannınız üzere gerçekleşecektir.

Hele de şu son yıllarda herkeste bir güven problemi varken insanların birbirlerini daha tanımadan güvenemeyiz ile hareketlerine başlamaları yüzyılımızı teknoloji çağından ziyade güvenlik çağı haline getirmiştir. Bu kadar fazla gizlilik, güvensizlik, karşı tarafa mal edilen her türlü şüphe, kendi aklımızdan bile şüphe etmeye getirmiştir ki, kendimizi görmediğimiz sadece karşı tarafı gördüğümüz için, bir şüpheli potansiyeli taşıyacak biri varsa bize göre o da mutlaka karşımızdaki ya da sistemin içindeki diğer insanlardır tabii ki..

Tüm beklentilerin negatif zanlarla dolu olduğu bir zihinsel kapasiteyle ilerlemeye devam ediyoruz son hızla. Ufacık bir mutluluk veya bizi şaşırtan güzel sürprizlerle karşılaştığımız zamansa inanılmaz geliyor bize, sonrasında ise hayat zor, kolay değil demeler… Kimse kimsenin hayatını kolaylaştırmak için en ufak bir adım dahi atmıyor nedense, peki çocuklarımız nasıl bir dünyaya çıkacaklar böyle gidersek , ya sadece ve sadece kendi zanlarımızı yaşıyor ve duyduğumuz güvensizliklerin, takıldığımız düşüncelerin kat be katı bize geri dönüyorsa….

Bu konu hakkında birkaç yazı araştırırken rastladım Deniz Erten’in bu şiirine. Ben çok beğendim umarım siz de beğenirsiniz.

Aradığın deva değil,

Sen Allah’ı arıyorsun.

Kuldan yana kırılmışsın,

Kim tamirci sanıyorsun?

Aradığın ah kul değil.

Sen Allah’ı arıyorsun.

Şifa deyi doktor doktor,

Bak kimlere kanıyorsun?

Aradığın ilaç değil,

Sen Allah’ı arıyorsun.
Bir kula gönül vermişsin,

Nasıl etsem soruyorsun.

Aradığın o aşk değil,

Sen Allah’ı arıyorsun.

Kapısına gitmez idin,

Dünya derdin olmasaydı.

Ona koşup ağlar mıydın?

Gurbet “dersin” olmasaydı?

Hal hatır da sormaz idin,

Yol acıdan geçmeseydi.

Aradığın Leyla değil,

Sen Mevla’yı arıyorsun.

Sen…

Mevla’yı arıyorsun…

 

Sebile Güneş

Sebile Güneş Nisan 1977 Yılında Bursa’da dünyaya geldi. İlk ve Orta Öğretimini Bursa Nedim Öztan İlkokulu ve Bursa Cumhuriyet lisesinde tamamladıktan sonra , Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümünü kazanarak İzmir ‘e yerleşti . Mezun olduktan sonra evlendi, Defne ve Burak adında iki çocuğu var. 2002 yılından beri özel sektörde mesleğini yapmaktadır. Kendisine, sebilegunes2007@hotmail.com mail adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler