Varoluş Dergisi

BOLLUĞUN KAPILARINI AÇAN GÜZELLİK: SİTRİN

Kristaller şifaya açılan kapının anahtarlarından birisidir diyebilirim. Daha önceki yazılarımda kristallerle ilgili bilgi paylaşımında bulunmuştum. Bu yazımda sizlere çok sevdiğim ve aramda derin bir bağ olduğunu hissettiğim sitrin taşından bahsetmek istiyorum.

Sitrin halk arasında “Bolluk ve Bereket taşı” olarak bilinir. İnanalım ya da inanmayalım insanın durup bir taş nasıl bolluk ve bereket getirirmiş hayret diyesi geliyor. Bu arada böyle anılmasına bakmayın siz, kendisi son derece güçlü, etkili arındırıcı ve canlandırıcıdır. Şöyle genel özelliklerinden bahsettikten sonra, keşfine vardığım, neden ve nasıl bolluk bereketi getirdiği konusuna gelelim.

Sitrin aynı zamanda Kairngorm olarak da bilinir. Güneşin gücünü taşıyan bu taş solar pleksus yani mide çakrası ile ilişkilendirilir. Asla temizlik gerektirmeyen taşlardan biridir. Negatif enerjiyi emer, dönüştürür, dağıtır ve topraklar. Bolluk, başarı, zenginlik ve tüm iyi şeyleri çeker. Neşeli ve cömert bir taştır. Çakraları her düzeyde temizlemeye yarar. Onu tutan herkese mutluluk verme gücü vardır. Kişinin kendine olan inancını ve özgüveni artırır. Fiziksel açıdan sindirim ve sinir sistemi, dolaşım sistemi ve endokrin sistemle ilişkilendirilir. Özetle kişinin kendi ve çevresi ile olan ilişkilerini güzel yönde değiştirir.

Şimdi gelelim bolluk bereket meselesine. Bir taş nasıl olur da hayatımıza para bolluğu, neşe bolluğu, sağlık zenginliği vs getirir. Aslında kıymetli sitrinin yaptığı şey sizin frekansınızı değiştirmek. Evrende her şeyin bir frekansı vardır ve benzer enerji, benzer enerjiyi çeker. Dahası sizin frekansını kendi titreşimi ile eş değere getirebilmek için enerji sisteminizde var olan düşük frekanslı duygularınızı temizliyor. Kimi zaman bunu fark etmemize vesile oluyor. Anlıyoruz ki her ne kadar bilinç düzeyinde kendimize güvensek ve yeterli bulsak da bilinç altında öyle demiyoruz. Bangır bangır yayın yaparken “ben yetersizim” diye bir türlü çalıştığımızın karşılığı olan başarıyı alamıyoruz. Biz ne zaman bütünüyle kendimizi yeterli hissedersek, hem bilinç düzeyinde hem bilinçaltı düzeyde o zaman dilediğimiz bolluk ve berekete ulaşabiliriz. İşte bu noktada belki de çocukluğumuzdan bu yana kodladığımız yetersizlik döngümüzü, güneş gibi hayatımıza doğan sitrinle kırabiliriz. Kaç çocuk kim bilir, kaç kere, kaç farklı yerde, kaç farklı kişiden eleştiri aldı da kendini yetersiz hissetti, bilemeyiz. Ama bildiğimiz bir şey varsa o da geçmişi tekrar yeniden yaşayamayacağımız. Bırakın sitrin sizi götürsün zamanda geriye ve salıversin bize ait olmayan düşük frekanslı o yararsız döngüleri.

Sevgilerimle.

Sultan Merve GÜZEL

Sultan Merve Güzel

1989’da İzmir’de doğdum. Endüstri Mühendisliği’nden mezun oldum ve Uluslararası Ticaret ve Pazarlama bölümünde yüksek lisans yaptım. İş yaşantıma özel sektörde başladım ve devam etmekteyim. Madalyonun diğer tarafında ise var olduğumdan beri sürdürdüğüm yaşantım var.
Eğitim-öğretim hayatımız boyunca her ne kadar hep beş duyu organımızla algılayabildiklerimize odaklanılsa da zamanla, üzerine düşündükçe, maddenin sadece maneviyatın şekil bulmuş hali olduğunu fark ettim. Çocukluğumdan beri varlığını derinlerimde hissettiğim ve dış dünyada etkilerini gördüğüm spiritüel tarafımın peşinden gitmek ise varlığımın amacı oldu. Can hocam, İsmail Bülbül ile tanışmak ise yolumda ışık oldu. Reiki Master (3b) seviyesindeyim ve beni kendime taşıyan, dengede tutan en iyi aracım oldu diyebilirim. Benliğimizde gizlediğimiz, hem kendi potansiyelime ulaşmak hem de insanların dengede, huzurlu olabilmeleri için, potansiyellerini ortaya çıkarmak ve onlara yardım etmek ise yürüdüğüm yolu sonsuza taşıyor.
Sevgiyle…

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler