Günümüzdeki en yaygın sorunların başında ‘zamanı yönetmek’ kavramı geliyor. Zamanın çok hızlı akıp gittiği günümüz şartlarında, neredeyse zamanın ardından koşarak onu yakalamaya çalışıyoruz.
Kişisel görüşüme göre, zamanı yönetmenin sadece tek bir bileşeni yok. Bu bileşenlerden biri Aralık ayındaki “Enerji Sızıntıları ve Sürdürülebilir Kararlar” adlı yazımda detaylı bir şekilde anlattığım, hayatlarımızdaki ‘açık oktavları kapatmak’ kavramı.
Bir diğer bileşen ise, ‘duygularımız’dır. Biz insanlar, duygularımızın rüzgarı nereye doğru eserse genellikle o yöne doğru savrulduğumuz bir hayat sürmekteyiz. Bu yazıyı okuyan bazı kişiler, ‘Ben hayatımı duygularımla değil, mantığımla yönlendiriyorum’ diyerek itiraz edebilirler. Ben ‘duygularımız’ derken tüm duyguları ve bu duygulardan doğan tüm eylemleri kast ediyorum. İnsan olma halimizi kast ediyorum.
Aşk, keyif, mutluluk, haz almak, öfke, kıskançlık, geçmişe veya geleceğe takılı kalmak, korkular, üzüntü…
Duygularımızı kontrol etmek aslında enerjimizi kontrol etmektir. Belki ‘olumsuz’ olarak tanımlanan duyguları kontrol etmeye çalışmak konusunda daha deneyimli olabiliriz. Çoğu insan ise ‘olumlu’ olarak tanımlanan duygularını kontrol etmeye çalışmaz. Siz hiç “Kendimi çok mutlu hissediyorum. Bu mutlu olduğum eylemi bırakıp daha mutsuz olduğum bir eylem yapayım” diyen bir insan gördünüz mü?
İşin gerçeğinde ise, zamanı yönetmek konusunda ‘olumlu’ duygular bizim için ‘olumsuz’ duygulardan çok daha büyük bir engeldir.
Büyük bir keyif alarak oynadığımız bir bilgisayar oyunu, bu soğuk kış günlerinde üzerimize bir örtü çekip art arda birkaç bölüm dizi izlemek, sosyal medyada geçirdiğimiz uzun saatler, başından kalkmadan saatlerce izlediğimiz televizyon programları, videolar, belgeseller…
Zamanımızı doğru bir şekilde yönetmeyi öğrenmek, duygularımızı kontrol etmeyi öğrenmekten geçmektedir. Duygularımızı kontrol etmek demek ise, bize keyif veren ve yapmayı sevdiğimiz şeylerden vazgeçmek demek değildir.
Peki, o zaman ne yapacağız?
Eğer zamanınızı daha verimli kullanmak istiyorsanız, işe önceliklerinizi belirleyerek başlamalısınız. Bir sonraki aşama ise günlük ya da haftalık program yapmaktır. Eğer günlük bir program ile ilerlemek istiyorsanız, bu programı mutlaka bir gün önceden planlayın.
İşin en zor kısmı ise yaptığınız o programa uymaktır.
Her canımızın istediğini her canımız istediğinde yapmamak yaptığınız programı uygulayabilmenin kilit noktalarından birisidir. Keyifli bir film izlerken o keyfi yarıda bırakıp sorumluluklarımıza geri dönmek her zaman çok kolay değildir. O yüzden planlamamızı yaparken yapılması gerekenleri ilk sıralara yükseltmek ve geri kalan zamanı keyifli eylemlere ayırmak daha verimli bir planlama yapmanıza yardımcı olacaktır.
Hayatın içinde hangi alanlarda enerji kaybettiğimizi fark edip açık oktavlarımızı kapatmak ve duygularımızı kontrol etmeyi öğrenmek, bize enerjimizi doğru zamanda ve doğru eylemler için kullanmanın kapısını açacak ve bu şekilde de zamanımızı yönetebilmemizi sağlayacaktır.
Gökçe YILMAZ
Yorum yap