Varoluş Dergisi

TELKİN

Kişisel gelişim konusuna önem veren, kendini merak eden insanların bu alanda ilk karşılarına çıkacak gelişim aracı telkindir.  İlk başlanıldığında birçok insana “hadi canım hayat o kadar basit mi”, “ciddi misin, gerçekten olur mu” gibi sorularla devam edilen telkin kendimizi değiştirmek adına en çok kullanılan yöntemlerden biridir.

Telkinle yapılmak istenen bilinçaltımızı değiştirmektir. Bilinçaltımızı değiştirmenin gayesi ise hayatımızın bilinçaltımızın şekillendirdiği gibi olmasıdır. Yani bilinçaltımızdaki resim ne ise biz de o resmin içinde yaşıyoruz.

Daha önceki yazılarımda da alıntı yaptığım “söylediklerinize dikkat edin düşüncelere dönüşür, düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür, duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür, davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür, alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür, değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür, karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür.” Mahatma Gandi’nin sözleri bize yol gösteriyor. Nasıl ki bisiklet sürmeyi öğrendikten sonra bu eylem otomatik hale geliyorsa karakterimizde kaderimize otomatik olarak dönüşecektir.

Bu kadar kompleks bir şey bu kadar kolay mı değişiyor? Hayatımız boyunca, yahu her işim ters gidiyor diyen zihnimize, her işim kolaylıkla oluyor demek absürt mü? Mutsuzluğu benimsemiş zihne, ben sağlıklıyım, ben ışığım, ben sevgiyim demek çok mu naif? Pekâlâ bu mutsuzluk, gerginlik, kaygı sürdürülebilir şeylerse o zaman niye hasta oluyoruz, melankoli hali neden bütün gün sürüyor?

İşte ne zamana kadar diye soracak olursak bu sorulara verilecek yanıt bilincimizdeki resmi bilinçaltımıza yansıtana kadar… Bu arada İsmail Bülbül hocamızın bilinçaltı kodlama terapisi de mucizeler yaratıyor, aynı bir bilgisayara format atmak gibi, hayati fonksiyonlarımız olması gerektiği gibi çalışmaya başlıyor, tavsiye ederim.

Peki telkin en çok ne zaman yapılarsa işe yarar? Birçok kitapta da okuduğum gibi zihin faaliyetlerinin nispeten azaldığı, değişime karşı daha açık olduğumuz uyku öncesi, en iyi zamandır. Bunun dışında yalnız kalabildiğimiz daha çok odaklanabildiğimiz yer ve zamanlar önerilir.

Yeri gelmişken telkin ve kötü alışkanlıklar konusuna da değinmek istiyorum. Kötü alışkanlıkların bırakılmamasının sebebi farkında olmamamız, daha önceden oluşturulmuş konfor alanının dışına çıkmak istememiz, gerekli iradeyi göstermememiz, ya da realiteden korkuyor olmamızdır.

Neden insan hayatını sağlığını yavaş yavaş kaybettiğini bile bile yaşamak ister ki? Neden insan özgürlüğünden vazgeçmek istesin ki? Evet, kötü alışkanlıklarımızdan vazgeçmek, hayatımızın kontrolünü elimize alabilmek, zihnimizi tekrardan programlamak için telkin yöntemini kullanabiliriz. Unutmayalım, bilincimizdeki resmi bilinçaltımıza geçirecek kelimeler kullanıyoruz. Mesela kötü alışkanlıklar yüzünden hiç üzülmesini istemediğimiz insanlarla aynı masada yemek yiyip beraber gülüp eğlendiğimizi düşleyebiliriz. Düşlediğimiz her şeyin hayalini kurup bunları gerçekleştirmek için nasıl biri olmamız gerektiğini kelimelere dökebiliriz. Kendimize yokluğu değil varlığı, üzüntüyü değil sevinci, hayattan vazgeçmeyi değil her gün yeniden doğmayı telkin edebiliriz.

Aydın YAKUPOĞLU 

Aydın Yakupoğlu

Ağustos 1979, İstanbul’da doğdu. 2002 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 2005 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği yüksek lisans bölümünü bitirdi ve özel sektörde çalışmaya başladı. 2013 yılında bir kız çocuğu babası oldu. 2018 yılında Reiki öğretmeni İsmail Bülbül ile tanıştı ve pozitif yönde bir değişim geçirdi. Şu an Reiki 3a (Master) aşamasında ve insanlığa yardımcı olma bilincindedir.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler