Varoluş Dergisi

KİŞİSEL GELİŞİM KİTAPLARI

Merhaba Varoluş Dergisi okurları. Sizlere yazabilmek ve ulvi yönden gelişimimi sağlayabilmek için sıkça kişisel gelişim kitapları okumaktayım. Zamanla ben de bu kaynaklardan yararlanırken bazı şeylere dikkat ettiğimi fark ettim. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.

İlk olarak hayatını durağan halde yaşayan veya kendine koyduğu kurallardan dolayı yeni bir şeyler yapmaktan çekinen ve hayatı tehlike olarak algılayan kişiler için yazılmış, adrenalin seviyesi yüksek, haydi kalkalım eğer istersek bizi kimse tutamaz güdümlü yazılmış kitaplardan bahsetmek istiyorum. Açıkçası böyle yazıları okumak çok zevkli ayrıca insana çok isteyip te yapamadığı şeyleri anımsatıyor. Bununla birlikte bu işe gönül vermiş, kendi hayatında birçok şeyi değiştirmiş, birçok insana kişisel gelişimleri konunda yardım etmiş, neyden bahsettiğini çok iyi bilen yazarlar sonrasında sevgiden, iyi ve kötüden, hepimizin büyük bir sistemin parçası olduğumuzdan bahsetmeyi unutmadan kitaplarını bitirmiyorlar.

Farkındalık odaklı bu yazılarda bazen farkında olunmadan ya da sıkça rastladığım gibi yazara farklı okuyucuya farklı anlam ihtiva eden kelimeler kullanılmasıvasıtasıyla anlam kayması veya yanlış anlaşılmalar olabildiği kanaatindeyim. Türkçe’ye çevirisi yapılmış kitaplarda da buna sık sık rastlamaktayım. Nitekim böyle örneklerin bulunduğu kitaplar tamamı kusurlu olduğu varsayımı ile okunmamalıdır. Gerçek hayattan tecrübelerin anlatıldığı bölümlerde bulunan örnekler insanın konuya bakış açısını değiştirebilir, ileride okuduğu konuyla ilgili alacağı aksiyonları derinleştirebilir. Gereksiz yere büyük bir önyargı ile okunan kitaplar hem büyük bir zaman kaybı hem de kafa karışıklığına neden olabilmektedir.

Tabi ki kişisel gelişim deyince aklımıza birçok şey geliyor, insan bir derya deniz. Herkes içerisinde boyutları küçük bir evren barındırıyor.  Düşünmemize yardımcı olması açısından Psikolog Abraham Maslow’ un 1943 yılında ortaya attığı Maslow’un İhtiyaçlar Listesi teorisini hep beraber inceleyelim. Bu teoride insanın hayatı boyunca duyacağı ihtiyaçlar bir piramide yerleştirilmiş ve 5 parçaya bölünmüş.

1. Fizyolojik gereksinimler (nefes alma, besin, yemek, su, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma, boşaltım)
2. Güvenlik gereksinimi (beden, iş, kaynak, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliği)
3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel mahremiyet)
4. Saygınlık gereksinimi (özsaygı, özgüven, başarı, başkalarına saygı duymak, başkaları tarafından saygı duyulmak)
5. Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü, önyargısız ve hakikatleri kabul eder olmak) [1]

Burada özellikle anlatılmak istenen şey bir insanın bir basamağı tamamlamadan bir sonraki basamağa geçemeyeceğidir. Tabii ki o basamağı tamamlamadan kastı %100 değil, doluya yakın bir yüzdeyle diğer basamağa geçme ihtiyacının kendiliğinden oluşacağı ve geçileceğidir. Örneğin yeme içme gereksinimini tamamlayamamış kişi hayatını devam ettirme maksadıyla sürekli birinci basamaktaki ihtiyaçlarını gözetler konumda olacaktır. Bu kişiden gerçek potansiyeline ulaşması beklenemez. Bu gibi temel fizyolojik ihtiyaçları karşılanmamış bir kişinin resim, müzik yapması ya da kendine bakmakta güçlük çekerken aile kurmaya yönelmesi beklenmez.

Başka bir örnek vermek gerekirse aile içerisinde hor görülen, istekleri karşılanmayan, kötü davranışlarda bulunulan kişilerde güvenlik gereksinimi oluşur. Bu gibi kişiler dünyayı tehlikeli bir yer olarak görür. Bu gibi kişilerde eksiklerini tamamlamadan bir üst basamaktaki ihtiyaçlara gereksinmezler. Kişisel gelişim kitaplarından aldığımız bilgileri bu üçgen etrafında, doğrultusunda, hizasında değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Yine kişisel gelişim kitaplarında sözü geçen enerjimizi emen insanlardan uzak duralım ifadesi doğru olmakla beraber unutulmamalıdır ki, bütün insanların bizim enerjimizi emdiği düşüncesi zihnimizden kaynaklanmakta, herkes kötü ben iyiyim gibi şartlanmalar bu yanılsamanın devamını oluşturmaktadır. Çözümün daha çok sevgi ve barıştan geçtiğini, karşımızdaki kişiyi olduğu gibi kabul etmenin, onun biz olduğumuzun ve onun da farkındalıktan uzak anları olabileceğini unutmamalıyız.

Kişisel gelişim kitaplarında birçok şey önerilir, karanlık nokta analizi, farkındalık analizi, mindfulness ya da aynı konuyla ilgili yazar literatüre yeni bir şey kazandırır, kazandırdığı yeni uygulamanın adının baş harflerinin kısaltılmasını da kullandığı olur.  Burada unutulmaması gereken şey bir kere deneyip sonuç beklememektir. Öncelikle bilinçaltımızda deyim yerindeyse kodlandığımız hal, hareket, durum ve tavırdan vazgeçmemiz gerekiyor. Bununla beraber başarısızlık gibi görünen şeylerin bize öğretmen olmasına izin vermemiz gerekiyor. Yani okuduğumuz kitaplar gibi kendimizde okumamız, anlamamız, değiştirmemiz ve ısrarcı olmamız gerekiyor.

Yine kişisel gelişim kitaplarında bolca geçen para konusu… Borsa, Dolar, Bileşik faiz, altın, yatırım gibi konular… işte herkesin bir rızkı var ama ne kadar, sen böyle düşünerek paranın sana gelmesini engelliyorsun gibi satırları bolca okumuşsunuzdur. Ben bu konuyla ilgili bir tek şey söyleyebilirim, daha doğrusu emin olduğum bir şey var o da başkalarına yapılacak yardımın karşılıksız olması ile ilgili… Zaten kişisel gelişim isteyen bireylerin çoğu zaman alma ve verme dengelerinde sıkıntı olur. Kimi almayı bilmez kimi vermeyi. İhtiyacı olan kimseye karşılıksız vermek dünyaya pozitif değer katar. Bu değer elle tutulur gözle görünür bir şey değildir ama gerçektir.

Referanslar

1- Vikipedi Özgür Ansiklopedi
Aydın YAKUPOĞLU

 

Aydın Yakupoğlu

Ağustos 1979, İstanbul’da doğdu. 2002 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 2005 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği yüksek lisans bölümünü bitirdi ve özel sektörde çalışmaya başladı. 2013 yılında bir kız çocuğu babası oldu. 2018 yılında Reiki öğretmeni İsmail Bülbül ile tanıştı ve pozitif yönde bir değişim geçirdi. Şu an Reiki 3a (Master) aşamasında ve insanlığa yardımcı olma bilincindedir.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler