Coşmalı farkındalıklarımın haykırışları, sen gel diyorsun,
Kifayetsizliğinde kelimelerin, dilimin ucuna gelen tüm tümcelerin,
Haydi, bana anlat diyorsun.
Gözlerim kapalı o köşede otururken yalnız mıyım sanıyorsun?
Duramam, bir şey yapmalıyım, koşamam, aldanmam,
Sen anlıyorsun diyorsun.
Yansımada gördüm seni, hissettim, işittim duydum seni,
Seferberlik ilan ettim, geçmiş gelecek bitti, çizgiler yok oldu,
Apaçık ortadaydım, kalbimin kapıları açıldı, bir an için o açıklıktı kalan.
Alev aldı seçimsiz benliğim,
Sembolleri bırak artık, sen yoluna devam et dedin.
Tamam, bir 40 yıl daha sonsuzlukla…
Kimler görür şu halimi? Ne haldeyim kutuplarım dondu.
Çağlayanlar yukarı doğru akıyor, trenlerimi beyaza boyuyorum.
Yok, bu sefer kalıyorum…
Hem nereye gideyim, gidiş dönüş biletlerimi yaktım,
Yol oluyorum beyaz ışıklarla ortasına kalbimin,
Gerçekten de tükenmez bir kalemim,
Kapalı çevrim değilim artık, hazırım dedim bilinmezliğe.
Dur bakalım biraz gülümse dedin.
Uyudum uyandım yine aynı rüyadayım, aynıya bakışım farklı.
O kadar sessiz ki içim her şeyi duyabilirim, süzülüyorum kabuklarımdan,
Seyreliyor muyum, çoğalıyor muyum bilmiyorum, var oluyorum.
Ne kadar azalır insan dünyanın rengi gözünü boyayınca,
Olduğu gibimi görüyorum, gördüğüm gibimi oluyor.
Çekiştirip durmayın artık beni bir sağa bir sola,
Nasıl çıkacaktım işin içinden varlık beni tutmayınca,
Ne düşünürsen düşün varacaksın aynı noktaya.
Aydın YAKUPOĞLU
Yorum yap