Bilinen en eski zamanlardan beri insanlar, bütünsel anlayışa giden yolda formlarla çalışmışlardır. Formlar, belli biçimlerdir ve belli biçimler; belli bir bilinç, belli bir enerji ve belli bir bilgi içerirler. Enerji şifa çalışmaları, içsel gelişim çalışmaları, doğal terapiler belli formlardan faydalanır. Bu formlar; duyusal, işitsel, dokunsal, görsel, kokusal ya da bir çok entegre biçimde birbirleriyle iletişim halinde bulunurlar. Mesela çalışmalarda aromaterapiyi, renkleri, müziği, belli objeleri, elementleri, ritüelleri vs. kullanarak belli bir atmosfer yaratmak bir form / biçim oluşturmaktır. Formlar aktif ya da pasif, maddi ya da manevi niteliklerde bulunabilir. Herkesin tercih ettiği, etkileşime girdiği ya da belli enerjileri tetikleyen formlar birbirinden farklı olabilir, zaman zaman değişebilir ve bunlara sezgi, bireysel ya da kollektif tecrübe / miras, deneme-yanılma gibi yollarla ulaşılabilinir. Gerek duyulduğunda ise formlar değiştirilebilinir.
Formlarla yaratılan atmosfer bize bir çok kapı açar ve yardım sağlar. Bunlardan ilki; yaratılan formun amaçlanan belli bilinç ve enerji düzeyleriyle rezonansa girerek bizim niyetlenilen zihin/duygu/beden durumuna girmemizi kolaylaştırması, hızlandırması, güçlendirmesi, bizi motive etmesi, ilham, rehberlik ve sürdürülebilirlik sağlamasıdır. Bir diğer fayda ise; formlar rutin olarak kullanıldığında belli bir güç alanı, akış oluştururlar. Çalışmalarda aynı saatlerin, aynı mekanların, aynı kıyafetlerin ve aynı seremonilerin tercih edilmesi de bu sebepledir. Çünkü belli formlar kullanıla kullanıla belli bir enerjiyle bağlanmış ve bir sonraki kullanımda da o enerjiyi yayma, çağırma potansiyeline sahip olmuşlardır. Buna ek olarak insanların kitlesel olarak, belli amaçlarla, rutin olarak kullandığı formların odaklanılan niteliğe uygun çok güçlü bir enerji alanı yarattığını da hatırlatmak da fayda var. Bunların yanı sıra, insan zihni de formlarla özdeşleşir ve belli bir form, rutin olarak, belli bir niyetle kullanıldığında o formun kullanımı sırasında nasıl bir ateşleme olacağı artık otomatik olarak zihin tarafından bilinir ve beklenir.
Öte yandan; formlar da evrendeki her şey gibi negatif ve pozitif olarak kullanılabilinir. Burada dikkat etmemiz gereken nokta; belirli formları kullanırken zihin tuzaklarının farkında olmaktır. Zihin bir kez alana giren her şeyi kendi kontrolü ve faydasına kullanmakta ustadır. Şayet form kullanımı tercihinizden belli bir süre sonra, form olmadan varlığın bütününe açılamaz hale geliyorsanız, üzerinizde bir sıkıntı oluşuyorsa bu tehlikelidir. Başka bir deyişle; egonun formları kullanarak insanı bambaşka köleliklere, şartlanmalara, bağımlılıklara sürüklemesi bizi istemeden ya da farkında olmadan bambaşka yerlere götürebilir. İşler bu noktaya gelirse, orada formlar egoya kılıf olarak, negatif varoluşla kullanılmaya başlanır ve üzerinde çalışılan asıl amaca çelme takar, önünü keser, gölgeler. Buna başka bir örnek de belli formlarla çalışmaya alışmış birinin başka formlara direnç göstermesi ve kendini bir anlamda asıl varlığına, sonsuzluğa ve olasılıklara kapatmasıdır. Belli formlara riayet edilmesi, onların korunması her zaman tutuculuk demek değildir, tıpkı belli formlara karşı çıkmanın her zaman özgürlük demek olmadığı gibi! Bu konuda nerede, ne zaman, ne şekilde durulacağı hakiki bir bilişten kaynaklanır. Formlar yaptığınız çalışmalarda size yukarıda belirttiğim pozitif faydaları sağlıyorsa devam edin, formlarla çalışmak harika bir keyif, deneyim, zenginlik ve bambaşka bir yolculuktur ama ne zaman ki formları kendiniz için bir tuzak haline getirirsiniz bilin ki bu size fayda ve bolluk değil, zarar ve yokluk getirecektir. Bunu yaratmak kadar, farkında olmak ve gerektiğinde dönüştürmek de yine bizim elimizdedir.
Formlarınızla oluşturduğunuz, tercih ettiğiniz, mükemmel dünyanızda değil, hiç de tercih etmediğiniz dahası bir çok negatif unsurun bir arada bulunduğu, hoş olmayan bir yerde ve bu şartlar altında birilerine ya da kendinize şifa vermeniz gerekebilir, bunun için bir ritüele, niyete, merkezlenmeye uygun bir durum bile olmayabilir. O zaman ne yapacaksınız? “Kusura bakma-yın gerekli donanım yok, formlara ulaşamıyorum, ortam uygun değil yapamam” mı diyeceksiniz? Bir Üstad her koşulda, her zaman, her mekanda içsel olarak bütünsel varlığına demirleyip formlara ihtiyaç duymadan da çalışabilendir. Evet bunu tercih etmeyebilir, ama kişisel konfor alanı, seçim ve tercihten ziyade, olanı kabullenip onunla akabilmek, her an evinde hiçbir surete bağımlı olmadan farkında kalabilmek zaten apayrı bir düzeydir. Üstadlar formların anlam, önem ve kullanımını bilmek ve aktif olarak keyifle kullanmakla beraber tüm formları yaratanın formsuz olan olduğunu, her an o kaynakla birleşmenin, onu kendi biçimleri içinden doğurmanın yollarını da bilir ve ihtiyaç duyulan formu, formsuzluk ya da negatif bir alan içinden bulup yayabilirler. Onlar formsuzluğun, içinde tüm formları, negatifin, içinde ilahi olanı taşıdığının farkında olmakla beraber bu farkındalığın pratiğine de sahiptirler. Varlık herhangi maddi/manevi bir forma kendini adamadan (başka bir deyişle bir formu, kaynağa şirk koşmadan) onu varlığı ilerletme ve genişletmede araç olarak kullanabiliyorsa bu eşsiz ve muazzam bir birlikteliktir. Durum tersi istikamete gidiyorsa işaretçi noktalar üzerine eğilmemiz için bizi beklemektedir. Unutulmamalıdır ki insan dengedeyse hem formlarla, hem de formlardan uzak ya da negatif unsurlarla iç içeyken bir bütün OL’uşla ilahi ışığı bulabilir, taşıyabilir ve yansıtabilir.
Spiritüel çalışmalarda belli formlar, kurallar, teknikler, ritüeller olmazsa olmaz şartlar gibi sunulur ve neredeyse putlaştırılır. Bunlar tabii ki öylesine değildir; yol haritası ve yöntem bilimdir. Gönülle bağlanmayan ve deneyimlenip OL’uşa geçmeyen herhangi bir şeyin açılım sağlamayacağını akılda tutarken, kuralların, biçimlerin ötesine geçmenin kurallarla, biçimlerle oluşturulan yoldan geçmeksizin de oluşturulamayacağını ve bu ikisi arasındaki dengeyi gözetmemiz gerektiğini unutmayalım. Şifa; formsuz, ortak alandan kaynaklanır; fakat bu alan çerçevenize göre belli formlar biçiminde tezahür ve tekamül edecektir.
Yorum yap