Varoluş Dergisi

BİR ENERJİYE KANAL OLDUĞUMUZDA

Hakiki bir şifa enerjisine doğru biçimde kanal olduğunuzda süreci takiben aura / çakra sistemindeki çözülme, akış ve dengeyle beraber farklı şiddet ve biçimlerde fiziksel, duygusal, zihinsel, ruhsal değişim, gelgit ve dönüşümler yaşanır. Tüm yeni süreçlerde, tanışma, alışma, dengelenme ve yükseltilen seviyeye göre oluşan boşlukların dolması için gereken minimum süre, ortalama 21 gündür. Bu kuluçka süreci, enerjnin farklı boyutlarınızda sizinle yapılanma aşaması olup, bir birlikte yaratımdır. Bu süreçte pozitif etkiler yaşamak yanında, negatif atfettiğimiz durumlar, dirençler ve sancılar yaşamanız da oldukça normal ve yolculuğun doğası gereğidir. Şifayla birlikte gelen tüm arınma ve öğrenme süreçleri muazzam güzellikler ve ödüller taşısa da tertemiz, yüzleşmesiz, çabasız geçmesi beklenmez. Bunlar ne ilk, ne son, ne gizemli, ne de sadece sizin karşılaşacağınız süreçlerdir ve yolculukta doğru düzgün ilerledikçe bambaşka bir hale bürünürler. Yolcu ve yolculuğun selameti açısından farkında olup dikkat etmemiz gereken hususların aydınlatılması kritik ve önemlidir.

Bu süreçlerde en önemlisi; sağlam, samimi, sürekli bir rabıta yani; bağ, ilgi ve alaka kurmanız ve tam mayalanma için gerekli şartları oluşturup, sürdürülebilir kılmanız, neyi neden aldığınızı ve bununla nasıl yol alacağınızı çok net oturtmanızdır.

Rehberinize güvenmeniz, ihtiyaç duyduğunuzda iletişim halinde olabilmeniz, içinden çıkamadığınız konuların, kafanızdaki soruların hem teknik hem manevi açıdan cevaplanması çok önemlidir.

Kendinize kaliteli zaman ayırarak, dış uyarıcılardan, özellikle negatif, yoğun, karmaşık kaynaklardan mümkün olduğunca yalıtılıp izole olmanız, doğal bir içe dönüş ve enerjiyle hemhal yaşamanız, yükselen nefsin de farkında olup adım adım, dengeli ilerlemeniz ve bunu zamanla yaşamınıza yayıp, merkezinize oturtmanız çok değerlidir.

Aynı yaşam tarzı, duygu, düşünce ve edimleri sorgulamadan sürdürdüğümüzde yaşamımızda her şey aynı kalır. Bu süreçte bu dönüşümler üzerine odaklanan pratiklerle özellikle yoğrulmamız gerekir. Motivasyonunuzu, yönünüzü kaybetmemeniz ve ‘şeylerin’ yerine doğru düzgün oturması açısından, bilgi konusunda size uygun ve doğru kaynaklardan beslenmenizin yanı sıra varlık açısından da pratiklerinizi aksatmadan ve gün içinde getirilerini tartarak ilerlemeniz gerekir. Önünüze, arkanıza taş koyacak olanların sağaltımı için edineceğiniz teknikler ve bilinçaltı temizliği birinci dereceden önemli olacaktır.

Alanınız çok açık ve henüz o kadar da güçlü olmayabileceğinden, inisiye olmayan kişilere göre daha hassas olabileceğinizi, negatif iç ve dış kaynakların açılıp temizlenme talep edip bastırabileceğini ve sizin de bu süreçte bunlardan daha çok etkileyebileceğinizi göz önünde bulundurup özenli ve dikkatli olun lütfen.

Peki 21 gün sonrası? 21 gün, sadece başlatıcı bir kaynaşma sürecidir ve nasıl başlarsa, ne kadar iyi, doğru ve güzel oturursa öyle devam eder. Çalışmalar iyi günde kötü günde, sağlıkta hastalıkta, canımın isteyip istememesine göre bırakılacak şeyler değildir, tekamüli ve varlığımızın parçasıdır. Seviye yükseldikçe çalışmalar hem derinleşir, hem zaman, mekan, maddeye yayılan hem de onları aşarak sürekli hale gelen bir muhabbet olur.

Seviyelerin arasında, -belli istisnalar dışında- mutlaka yeni inisiye olunacak seviyenin gerektirdiği olgunluğa, yetkinlik ve sorumluluğa ulaşma ve bulunulan seviyenin getirilerini sindirme ve yaşama entegre edip içselleştirme beklenmelidir. Aksi takdirde, bütünsel bir hazımsızlığın getirilerini yaşamamız ya da kopup gitmemiz kaçınılmazdır. Mesela yeterli süre geçmeden 2. seviyeye uyumlanan bir kişi, 1. seviyede halledilmeyen, coşkusu yaşanmayan her şeyi 2. seviyenin de getirdiği açılımlarla birlikte ekstradan yüklenmek durumunda kalacaktır bu da onu dengelemek yerine dengesini bozacak bir duruma getirebilir.

Seviyeler bir statü gösterisi, herhangi bir ego yarışı değil ve tamamen kişiseldir. Genellikle seviyeler arasında bir enerji açlığı ve yükselme ortaya çıkar bu da hemen birçok şeyi alıp tüketmek istememize ya da tam tersi rehavet çökmesine, atalete sebep olabilir. Bu yolda pek çok rehber, bilgi, eğitim ve seviye arasında hızla ilerlemek çok sık rastlanan ve düzeltilmesi zahmetli sonuçlar da doğurabilen bir durumdur. Uzun bir açlığın ortaya çıkması birden aşırı, bilinçsiz ve dengesiz yüklenmemize sebep olabilir, fakat unutmamalıyız ki ne kadar toplar, depolar ve tüketirsek tüketelim kendi yaşamımızda en ufak şeyi bile deneyimlemeden, gerektiği şekilde kullanıp faydalanmak olanaksızdır. Bilgilerin, enerjilerin bilince entegre edilmesi; içsel olanın kendini dışarda görüp tanıması ve sindirmesiyle mümkündür. Tohumdan çiçeğe dönüşüm ancak bu yolla bilgi, deneyim ve oluş üçgeninde mümkündür. Tüm bu süreçler ancak doğru kanallar aracılığıyla, belli kurallar ve tedrici olarak mümkündür ötesi sadece süreli değişimler, yanılsamalar ya da bambaşka kapılardır.

Bir sonraki seviyeye hazır olup olunmadığı, gerekip gerekmediği görülür, bilinir ki bu da oldukça özel ve değişkendir ve seviyeler sağlıklı biçimde ilerledikçe kendiliğinden oluşur. Eğitmenin öğrenciyi tartması, rehberlik etmesi ayrı bir yeti ve sorumluluktur. Eğitmenin, yaptığı her inisiyasyon ve verdiği her eğitimden sorumlu olduğu ve zincirleme olarak onun yetiştirdiği usta öğreticilerin yapacağı inisiyasyonların da sorumluluğunu belli ölçülerde paylaşacağı göz önüne alındığında, eğitmen açısından da durumun ciddiyet ve önemi anlaşılır.

Ne kadar çok farklı eğitim, enerji ve seviyeyle yüklenilirse o kadar yetkin olunacağı ya da insanın ‘alışılagelmedik’ belli güçleri kullanabilmesinin onun ‘mezun’ olduğuyla ilgili marazi bir inanç vardır. Bu, çoğu zaman bilinçsiz insanları manipüle aracı olarak da kullanılmıştır. Daha çok, daha yeni, daha hızlı vs. gibi söylemlerde genellikle ego vardır, bunu yanılsama, sapma ve zararlarını ne yazık ki yeni dönem enerjilerinde ve ‘ben yaptım oldu’ tarzı bir takım uygulamalarda sıklıkla yaşıyoruz. Bir rehber doğru ve yeterli biçimde arınmadıysa ne yazık ki aktardıklarında kendinden ve sıkıntılı da olabilecek pek çok yansıtma taşır.

Bir insanın belli güçleri kullanabilmesi hele ki bunları ego rehberliğinde deşifre etmesi onun ruhsal olgunluğunu belirleyen bir kriter değildir. Evrendeki her şey hem pozitif hem de negatif olarak kullanılabilir ve kişinin kendisine, kendinden olana ayna tutar. Belli tekniklerle ve çabayla belli güçleri herkes geliştirebilir, fakat bunlar içselleştirilip bütünsel olanla, bilgelikle, gönül rehberliğinde, sevgiyle yol almadıkça hem belli bir seviyede, dengesiz kalır hem de tehlikeli yerlere gidebilir, tamiri zor gedikler açar. Bazen az çoktur ve yavaş olan en kestirme, en emin yoldur, kimi taşla tekamül eder kimine de dünya yetmez. Bilgelik nicelikten değil, nitelik, farkındalık, denge ve bütünlükten doğar. Kişi her an, her koşulda kendi olduğuyla mutlu ve eminken aynı zamanda ilerleme çabasını da barındırabiliyorsa uyumla akış ve asıl güç oradadır. Kendini bilmekten uzak olan bir insana asla belli güçlerin kapısı açılmaz; açıldığındaysa o kişi zaten bunları belli bir ruhsal olgunlukla kullanabilecek düzeye gelmiştir, bilgiyi bilgece, edebiyle adabına göre sunar ve yaşar.

Hepimize ışık, sevgi ve şifanın bol aktığı bereketli, capcanlı bir sonbahar diliyorum.

Ahu BİRLİK

Ahu Birlik

1981 baharında Ankara'da doğdum. Çocukluğum ve gençliğim seyahat ve enstantanelerle geçti. İstanbul Bilgi Üniversitesi Film&Tv lisans ve Kültürel İncelemeler yüksek lisans programlarını tamamladıktan sonra hizmet, üretim, reklamcılık gibi sektörlerde farklı görevlerde yer aldım. 2012 yılında içsel yolculuğu beni Reiki Bilinçaltı Terapiler ve Can Hocam İsmail Bülbül'e taşıdı. 2014 yılından beri Bodrum'da yaşıyor, Bodrum Şifa Sanatları Atölyesi Kumbahçe'de yolculuğumuza sevgiyle, şükranla devam ediyorum.

Usui Reiki Master Teacher

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler