Varoluş Dergisi

DUYGULARINIZLA YÜZLEŞME ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Geçenlerde sürekli aynı ağrı ile şikayet ederken, sevgili ablamın sözleri ile irkildim.  “Bu yaşa geldin hala kendi kendinin doktoru olmadıysan boşa yaşamışsın onca seneyi.”

İnsanların müthiş bir bağışıklık sistemi vardır ve bu bağışıklık sistemi bizleri hastalıklardan korur. Bağışıklık sistemini korumak ve güçlendirmek için ise hepimizin bildiği bir liste var ;

  • Sağlıklı Beslenme
  • Temiz hava
  • Yaşımıza uygun düzenli spor
  • Düzenli uyku
  • İçki ve sigaradan uzak durmak

Peki, genetik bir hastalığınız olmayıp ve bu 5 maddeye tamamen uyuyorum  ama hala hastalıktan kendimi kurtaramıyorum mu diyorsunuz? Böyle durumlarda psikolojik veya şakayla karışık nazar bile dendiği çok olur.

Tıp’ta neden sonuç ilişkisini kurmak oldukça zordur. Çünkü kişiden kişiye ve hatta aynı kişi için zaman değiştiğinde bile bir çok farklılık yaşanır. Dolayısı ile başımız her ağrıdığında “değersizlik duygusu, korku ve kendini eleştirme” gibi sıkıntılarla boğuşuyoruz demek yanlış olur. Hep söylendiği gibi HASTALIK yoktur, HASTA vardır.

Geçenlerde sürekli aynı ağrı ile şikayet ederken, sevgili ablamın sözleri ile irkildim.  “Bu yaşa geldin hala kendi kendinin doktoru olmadıysan boşa yaşamışsın onca seneyi.”

Belki de vücudunuz size bir şeyler anlatmaya çalışıyordur. İçinizde kopan duyguları fark etme zamanı gelmedi mi?

Ağrılar:Sevgiye hasret çekmek, dokunulmayı özlemek.

Akciğerle ilgili sorunlar: Hayatı kabul edememek, depresyon nedeni olarak da üzüntü ve dolu dolu bir yaşama kendini layık görememek.

Alzheimer: Yaşamı terk etme arzusu, hayatı olduğu gibi kabul edememek.

Anksiyete (kaygı): Hayatın akışına ve gidişatına güven duyamama.

Anoreksi: Hayatı reddetmek, kabul edilmeme, kendinden nefret ve reddedilme.

Astım: Nefes almayı hak görmemek, boğulmuşluk hissi ve bastırılmış gözyaşı.

Bademcikle ilgili sorunlar: Korku ve bastırılmış duygular, tıkanmış yaratıcılık.

Baş ağrıları: Değersizlik duygusu, korku ve kendini eleştirme.

Baş dönmeleri: Kaçış, dağınık düşünceler ve görmeyi reddetmek.

Boğaz sorunları: Kendi adına konuşamamak, yutulmuş kızgınlık ve değişme korkusu.

Böbrek sorunları: Yargılama, düş kırıklığı, başarısızlık, utanç, çocuk gibi tepki gösterme.

Cilt sorunları: Kaygı, korku eski, derine gömülmüş tehlike hissi, dokunulma yoksunluğu.

Dalak sorunları: Obsesyon, bir şeylere aşırı tutku.

Egzema: Aşırı muhalefet, düşmanla mücadele, zaman baskısı.

Epilepsi: Hayatı reddediş, mücadele duygusu kendine yönelik şiddet.

Gözle ilgili sorunlar: Hayatta gördüğü şeylerden hoşlanmamak.

Guatr: Üzerindeki baskılara duyulan nefret, kendini kurban hissetmek, doyumsuzluk.

Hemoroid: Geçmişe duyulan kızgınlık, geçmişin sorumluluğu altında ezilmek.

Kalple ilgili sorunlar: Uzun süreli yaşanan duygusal sorunlar, haz yoksunluğu, kalbin katılaşması, stres ve zorluklar.

Karaciğer sorunları: Sürekli şikayet etmek, kendini kandırmak, haklı çıkmak için sürekli başkalarında hata bulmak.

Kramplar: Gerginlik, korku, sıkı sıkıya yapışmak.

Kulak sorunları: Kızgınlık, işitmek istememek, fazla kargaşa, kavga eden anne baba.

Lenf bezleri: Aile çatışmaları, kavgalar, kendini istenmeyen çocuk gibi hissetmek.

Nefrit: Kendini hiç bir şeyi doğru yapamayan bir çocuk gibi hissetmek, düş kırıklığı, başarısızlık ve başarısızlığa gösterilen aşırı tepki.

Romatizma: Kendini kurban gibi hissetmek, sevgi yoksunluğu.

Tansiyon problemleri:(Yüksek Tansiyon) Uzun zamandır çözülemeyen duygusal sorun.

Ülser: Korku, yetersizlik hissi.

Zona: Korku, gerginlik ve aşırı duyarlılık olarak belirtilmiş.

Sevgi ve esenle kalın …

* Bu saptamalar, istatistiki olarak yapılan genelleme sonuçlarına dayanmaktadır.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler