Varoluş Dergisi

BENİ KİM SINIRLIYOR?

Roger Bannister; nefes eğitimlerimde bedenimizi daha iyi tanımamız ve nefesin sinir sistemimize etkisini anlatmak için sunumlarıma eklediğim ‘Otonom Sinir Sistemi’ konusunda ders kitabı olan Oxford Üniversitesi’nden bir İngiliz Nörolog.

Onun doktorluğu hakkında değil, tarih değiştiren sportif bir başarısı ile ilgili yazmak istedim.

Yıl 1954 Roger Bannister Oxford Üniversitesi’nde tıp öğrencisi ve atletizm sporcusu.

Tüm otoriteler, doktorlar 1 milin 4 dakikanın altında koşulmasının “imkansız” olduğunu, böyle bir koşuya kalbin dayanmayacağını söylüyor. O ana kadar bu sürenin altında koşan kimse de yok.

Roger Bannister bu sınırı kırmak istiyor ve bunu istediğinde en iyi konuşu 4 dakika 12 saniye. Tabii kimse onu ciddiye almıyor. Roger bunun mümkün olduğunu savunup odaklanıyor ve antrenmanlar yapıyor.

5 Mayıs 1954’te bilim adamları ve doktorların o güne kadar savundukları, insanoğlunun asla başaramayacağına inandıkları görüşlerini çürüten şey gerçekleşti. Roger Bannister 1 mili 3 dakika 59 saniyede koştu. Spor dünyasında bir deprem yaşandı.

21 Haziran 1954’te, sadece 46 gün sonra, Avustralyalı John Landy aynı mesafeyi 3 dakika 57.9 saniye koşarak yeni bir rekor kırdı.

1955’te 1 mili 4 dakikanın altında koşan atlet sayısı 37 olmuştu.

Ve 1956’da ise 300 atlet.

Şu an dünya rekoru 3:43.

Yani bir zamanlar otoritelerin insan bedeninin dayanmasının imkansız olduğunu söylediği sürenin 16 saniye altında.

Beni kim sınırlıyor? Ben bir hayalimi paylaştığımda ‘ooo imkansız diye’ kimler engelliyor? Sınırlarımı kim belirliyor?

Defalarca duyduğumuz ama içselleştirmediğimiz aşağıdaki cümleyi şimdi bir de bu hikayeden sonra tekrarlayalım.

“Başarmanın sırrı inanmaktan geçer.”

Yıllarca imkansız denilen rekor bir kere kırıldıktan kısa süre sonra nasıl yüzlerce kişi aynısını yapabiliyor. Nasıl bir değişim bunu gerçekleştiriyor?

Başarı “imkansız”a odaklanarak kazanılmaz, “mümkün”e odaklanarak, zihin bariyerlerini aşarak kazanılır.

Bizim önümüzdeki engel yine biziz, bilinçaltındaki kalıplarımız, toplumun doğruları, başkalarının inandıkları.

Sınırlarımızı başkalarının yapamadıklarına göre belirlemek yerine, sonsuz olasılıklar arasından birinin mümkün olduğuna inanmayı seçebiliriz.

Sevgiler,

Şengül Tuncer

Kaynakça: Wikipedia (Roger Bannister)

Şengül Tuncer

Uzun süre global şirketlerde zihnini dinleyerek çalışmış bir ruhum.

2010 yılında önce “Reiki”, daha sonra meditasyon yaparken doğru nefes alamadığımı fark ettiğimde ise “Nefes” hayatıma girdi. O andan sonra gölgede kalan yanlarım yavaşça aydınlandı, özgürleştim.

Sonra kalbimin sesini dinlemeyi öğrendim. Çok şanslıyım, çünkü yaşam misyonumu fark ettim ve hayatım muazzam şekilde değişti.

Tüm bu deneyimlerimi Kurumsal Nefes Eğitimleri ile ve İstanbul Ataşehir’de ki ofisimde Bireysel Nefes seansları, Reiki, NLP ve EFT gibi gelişim ve şifa tekniklerini etkin şekilde uygulayarak insanlarla paylaşıyorum.

Çünkü kendi tekamülümün farkına vardım, şimdi sıra başkalarının da değişimine katkıda bulunmakta.

Sevgiyle…

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler