İyileşme için fedakârlık yapmak gerekmektedir. Vazgeçmek, istememek gibi… Istırap ise bırakılması gereken en zor konudur. Onu da bırakmak en elzemidir. Bize acı çektiren yönümüz ben algısını yenilememize yardımcı olabilir. Terk etme kavramı sık sık gündeme gelir. Kendini bilmek, fonksiyonların nasıl çalıştığını anlamak, terk ettikçe basitleşir.
Peki ama uyanmak ne demektir, neden uyanmak, neyden uyanmak gerekir, uyurken ve uyanıkken birbirinden farklı olan şey nedir? Karakterimizin bütün bunlarla ilgisi alakası nedir? Huzur ve sevgi kime gelir?
Bilgi bilen birinden öğrenilir. Çok okumuş ve bir yönde uzmanlaşmış bir kişinin kıskanç, kibirli ve öfkeli olabilmesi görüşü toplumun içerisinde normalleştiriliyor. İnsani tarafı çok yüksek ama yaşamının gidişatında bilgiden yoksun kalmış bir kişinin topluma yararı bilgi azlığından, ne yapacağını bilmemekten dolayı bir miktar kısıtlanabilir. Bu yüzden insanın büyümesi dengeli olmalı, bildiğini anlayıp bu bilgiyi iyi yönde nasıl kullanabileceğini tecrübe edebilmiş olmalıdır.
Varoluş söz konusu benlik algısını, yaşanır hale gelmesi ve topluma yararlı olması maksadıyla, tezatların getirdiği ıstırapla, hiçlik makamında buluşturur. Istırap anahtardır, kapıları açar. Sizi tanımlayan bütün fonksiyonların içine yavaşça sızar. Ölmeden ölmek gibi…
İnsan mevcut olmadığının farkına vardıkça ıstırabı azalır. Teslimiyet süreçleri insanı korkutabilir. Yani ben algısını…
Ne olursa olsun şiddetin çözüm getirmediği gözlemlenmiş olmalı (ayna prensibi) bu konu acı ve ıstırap konusu ile karıştırılmamalı.
İnsanların konuştuğu dil her ne kadar aynı olsa da ve onlara sorulduğunda ben şu dili konuşuyorum diyerek aynı cevabı vermiş bile olsalar birbirlerini tamamen anlayan insanlar kadim dili konuşurlar. İnsan, farkındalıklarla dolu bütün ile sevgi dolu kucaklaşmış insan, yine böyle bir insanla, yaratıp paylaştığı eseri tamamen karşı tarafa aktarır.
Vicdan ve sevgi, ahlak ve getirdiği kurallardan, bütüne bağlılık, toplum bağımlılığından, doğallık yapaylıktan daha güzel hissedilir.
Kaderden kaçamayız ama yararlı olmayan acıyı bir miktar dindirebiliriz. Nefsimizin isteklerine cevap vermez isek ne olur? Aynı anda değil, sırasıyla…
Aydın YAKUPOĞLU
kadere inanıyor musunuz