Değerli Varoluş Dergisi Okuyucuları ve Yazarları,
Olması gerektiği gibi bir yıl geçti.
Ve yine olması gerektiği gibi bir yeni yıla daha girdik.
Tabii ki de sağlık, mutluluk, huzur, başarı dilekleri olacaktır. Hem birbirimize, hem kendimize hem de başkalarına.
Ancak biz değişmediğimiz sürece dilekler, dilek olarak kalacak. İstekler, istekler olarak kalacaktır.
Biz kımıldanmayı akıl etmediğimiz, edemediğimiz sürece, biz tembelliği şiar edindiğimiz, sorumluluk almadığımız sürece, kendi yaşamımızdan hep başkalarını sorumlu tuttuğumuz sürece bu devran hiç değişmeyecektir. Ve hatta kendimiz dışında reel kimseyi bulamayınca varlıklar adı verilen şeyleri suçlamak, onları sorumlu tutmakla, mutlaka suçlu sorumlu birini aramakla, aldanıp beyhude bir hayat yaşayacağız maalesef..
Uyanma vakti geldi geçiyor bile..
Hiçbir şeyden medet ummadan kendine dönme, kımıldanma, kıpırdanma ve titreyip, irkilip kendine gelme vaktidir dostlarım..
Öyleyse kendi hayatımızın dizginlerini kendimiz alalım. Kendi yaşamımızdan, sadece kendimiz sorumlu olalım.
Kimseyi, ama hiç kimseyi herhangi bir konuda suçlamayalım. Ve kendimizi de asla suçlamadan tüm bunların yaşanması gerektiği gibi yaşandığının farkında olalım.
Ve tüm bunların bizim için birer imtihan, birer ders olduğunu fark ederek yaşayalım. Böyle olursa ancak tekamül gerçek olur. Aksi takdirde iki ileri bir geri oyalanır dururuz..
İşte gerçek sevmek sevilmek de budur. Çünkü ancak kendimize dönünce, kendimizi bilince, kendimizi gerçek manada sevebilir, öyle de otomatik olarak seviliriz de.. Kendimizi sevmediğimiz, sevemediğimiz sürece kimseyi de sevmemiz mümkün olmaz.
Çünkü biz sevgiyi bilmeden, onu tatmadan onun nasıl bir duygu olduğunu anlayamaz, sevgi dediğimiz şeyin sadece bir meta, bir eşya olduğunu varsayarız.
Kendimizi sevince, ardından kendimizi onaylama gelir. Kendini onaylayan, herkesi ve kendini olduğu gibi kabul eder.
Bunların olabilmesi için öncelikle kıpırdanma, sonra kendine dönme, sonra kendini tanıma, sonra kendini sevme, sonra kendini ve başkalarını kabullenme, sonrada doğal olarak otomatikleşen sevme, sevilme..
Haydi hep birlikte bu güzel yıla böyle başlayalım..
”Daha son sözü söylemedi hayat;
Belki yarınlar, mutlu sonlar var…
İçimde kıyametler kopsa da
Ben baharıyım yarınlarımın,
Çiçek açarım her kışın ardından…” (Nazım Hikmet)
Bu vesile ile hepinizin yeni yılını en içten dileklerimle kutluyor, aile bireyleriniz, arkadaş, eş-dostlarınızla birlikte sağlıklı, mutlu, huzurlu, aydınlık bir yıl geçirmenizi temenni ediyorum..
Yorum yap