Varoluş Dergisi

SEN DEĞİŞİRSEN DÜNYA DEĞİŞİR

“Sen değişirsen dünya değişir” ilk başlarda asla anlam veremediğim ve anlayamadığım bir cümle… Özünde ne anlatmaya çalışıyor? Çok düşündüğüm bir kavram…

Hepimiz her olaya karşı tavır olarak aynı tepkiyi veriyoruz. Kötü gelişen olaylar ile benim ne ilgim olabilir ki… Dünyada ki her kargaşadan, kötülükten, savaştan neden ben sorumluyum?

Farkında ya da farkında olmadan hepimiz aslında evrene negatif enerji ile yaklaşıyoruz. Hiçbir şeyin sorumluluğunu almak istemiyoruz. Çünkü biz hep en iyisiyiz.

Hayır…

Biz en iyisi değiliz… Hiç olmadık ve olamıyoruz…

Bir düşünsene savaşları başlatan, ekolojiyi bozan, evrenin tüm dengesini alt üst edenler kimler?

Biziz, “insanlar”…

Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken konu bir şekilde insanlığa geldi. Hepimiz aslında birbirimizin de düşmanıyız. En büyük üzüntülerimiz yine insanlardan gelenler değil midir? “Hayvan” diye tanımladığımız canlılardan sevgi ile yaklaştığında hiç zarar gördün mü? Ya da doğadaki bir bitkiden… Hayır, göremezsin çünkü onların bizler gibi yüzlerce beklentileri yok, tek istedikleri sevgi… Ama biz insanların ne istediğine dair henüz net bir sonuç ben bulamıyorum… O kadar çok ki aslında egomuzun dediği hep ben, hep ben… Vermeden almak, çabalamadan başarmak, diğerlerini ezmek bizde huy haline gelmiş… Erkeğin kadına şiddeti, kadının kadına olan düşmanlığı, bir kadının erkeğe olan baskısı…

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Hiç düşündün mü? Hayvan diye adlandırdığın o canlılar gibi yaşamayı.. (Bunu yanlış anlamayın hayatımız devam etmek zorunda ancak tavır olarak değişimden bahsediyorum.)

Bir köpek düşün. Evinde seninle yaşayan, bütün gün yanında sadece gözünün içine bakan, canı istediğinde uyuyup, uyanan… Sadece bir kap mamayı ve okşayıp sevilmeyi bekleyen… Peki o köpek, “beni sevmedi” diye sana hiç saldırır mı? Tabii ki hayır, sabırla onu sevmeni bekler… Sen sevgi vermesen de o sana sevgi vermeye devam eder… İşten eve geldiğinde yıllarca seni görmemiş gibi heyecanlanan o canlı mıdır doğru olan, yoksa biz insanlar mı?

Bu şekilde gözlemlemeye başladığımda fark ettim ki “sen değişirsen dünya değişir” ufacık bir iyilik, minicik bir hoşgörü, karşılık beklemeden verilen sevgi, saygı her şeyi değiştirir… Nasıl mı?

Düşünelim:

Diyelim ki, trafikte bir olay yaşadın ve karşındaki insan sana bağırmaya başladı. Buna karşı tavrın iki şekilde olabilir.

Birincisi; aynı şekilde karşılık vererek, haklı haksız tartışmasını sürdürmek, güç savaşını uzatmak ve ortamın hararetini yükseltmek…

İkincisi ise; karşı tarafın ses tonunu yükseltmesine rağmen, sakin kalmak ve sevgi ile olayı çözmeye çalışmak… Düşünsene sen bağırırken karşındaki kişinin sakin bir şekilde seninle iletişime geçmeye çalıştığını, bir süre sonra istemsizce de olsa senin de ses tonun alçalacaktır. Ve bu durum bir süre sonra senin tavrın, tarzın haline dönüşecektir.

Bir insan değiştiğinde etrafındakiler de değişecek ve dünyada gelişmeye, değişmeye, güzelleşmeye başlayacaktır. Bir kişiye dahi dokunabilmek, bu yoldaki en büyük armağan olmaz mı senin için? Ve artık biliyorsun ki; her tavır çığ gibi büyüyerek ilerleyecek… Sen sadece hangi şekilde ilerlemek istediğine karar ver.

Hiçbir şey için geç değil. Bunu hep söylerim. Şimdi, şu an bu yazıyı okuyorsan eğer belki senin için ufakta olsa bir başlangıç işareti olabilir…

Her olaya karşı tavrını gözlemle ve bir kerecik olsun farklı yaklaşmayı dene… Bakalım, hayatında neler değişmeye başlayacak. Belki senin ihtiyacın olan şey de sadece budur!

Hadi o gün bugün olsun….

Namaste

Seda DELİORMANLI

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler