Varoluş Dergisi

YOGA

Kendini keşif yolculuğunda bizlere eşlik eden en güzel araçlardan biri yoga diyebilirim. İnsan hayatı boyunca her şeyi yaşar, tanır, bilir, öğrenir de kendini bilemeden hayata gözleriniyumar. Açıkçası, göründüğü kadar basit bir yapıya sahip olmayan insanoğlu kendini tanımak için çok da çaba sarf etmez. Dış dünyada her işim yolunda gitsin, tüm zevk ve sefaya sahip olayım yeter diye bakar. Bakar bakar da yine de sahip olmak istedikleri, yaşamak istedikleri şeylerin listesi bir türlü bitmez. Tüm bu illüzyonun ardında kendi hakikatine ulaşmak isteyenlerin sayısı oldukça azdır.

Tabii ki arzu ve isteklerimiz olacaktır, yadsınamaz bir gerçek olarak Dünya’da yaşıyoruz. Kaçırdığımız nüans ise zaten kendini bulma yolculuğunda yürürken dış dünyada daha kolay daha rahat istek ve arzularımı gerçekleştiriyoruz.

Kendimizi keşfe, dıştan içe ve içten dışa olacak şekilde iki farklı yoldan çıkabiliriz. Meditasyon, içten dışa bir yolculuk iken, Yoga ise dıştan içe bir yolculuktur. Beden, zihin, ruh ayrılmaz bir bütün olduğunda aslında her şey tamamdır. Kendimizi bildiğimizde ilk tanıştığımız parçamız bedenimizdir. Her ne kadar zihnimiz ve ruhumuzun varlığını bilsek de kullansak da bedenimizle varlığımızı sürdürdüğümüze inanırız. Gün içinde bedenimizle o kadar çok şey yaparız ki tamamen mekanizmasal olarak çalışır da durur. Biliriz bir bedenimiz var ama asla dikkatimiz bedenimizde değildir. Öyle olduğunda bedenimizden zihne, ruha açılan kapılarında varlığından bir haber oluruz. Yoga işte tam da bu noktada bizi kendimize taşımak için vardır. Zihni yönetmenin, ruh ile kontak kurmanın en iyi yöntemlerinden biri yogadır. Meditasyon ile de kombinasyon yapılıp çalışılırsa zaten alınabilecek en iyi verim alınır. Hem günün tüm stres ve sıkıntısı yönetilip pamuk gibi ayrılırken yoga matından diğer taraftan kendini keşif yolculuğunda kalıcı adımlarla ilerlemiş olursun. Bana göre yoganın bizleri ulaştırdığı ilk farkındalık özşefkat. Bu o kadar kıymetli bir farkındalık ki senelerdir otomatiğe bağladığımız kendine hissedilen hırçınlık hissinin yerini sevgiye bırakması Tüm asanaların aslında bizlere öğreteceği türlü türlü güzellikler var işaret ettiği, sen bu değilsin bu katmanını soy bırak dediği kimi zaman usulca soyup bir kenara bıraktığıBazı pozları kolayca yapabilip bazılarını yapamamamız da zihinsel, duygusal kodlarımızdandır. İşte orada dikkatimizi kendimize verdiğimizde beden her türlü sinyali vermiş oluyor, aslında buradan şifalanmalısın sana ait olmayan kaygı ve korkularını tüm negatiflerini bırakmalısın diyor. Benim yaşadığım bir deneyime bakacak olursak, derinlerimde yatan inanç kalıplarımı kırıp, ben yeniye kalbimi açıyorum dediğimde, bunu yürekten istediğimde, ters köprü pozunu yapabildim. Bunu yaşayana kadar kollarımın güçsüz olduğundan, belimin ağrıyacağından, bu poza giremediğimi hayatta da yapamayacağımı düşünür ve hocama da söylerdim. : ) Hocam her seferinde yapabileceğimi söylerken belimle ilgili sıkıntım olmadığını neden belime bir şey olur korkumun olduğuna dikkat çekti. Biz farkında olmasak da bilinçaltımızda milyonlarca kod geliştirmişiz bu da onlardan biri. Bu noktada yoga bana sadece bedenden ibaret olmadığını zihinsel, ruhsal bağlantıyla çok sıkı bir bağı olduğunu çok güzel öğretti.

Yoga’nın en güzel katkılarından bir diğeri ise bedensel hastalığın önüne geçmesi. Dikkatimiz ne kadar bedenimizdeyse aslında o kadar sağlıklı oluyoruz.

İster dıştan içe olsun, ister içten dışa olsun gelin kendimizi keşfedelim, biz daha iyi versiyonumuza yükselirken, dünya da daha iyi versiyonuna yükselsin. Şefkat, sevgi, neşe, mutluluk, aşk, coşku gibi tüm yüce duyguları yükseltirken evrendeutanma, korku, kaygı, kin, kendine acıma, öfke, nefretduygularını sevgiyle şifalandıralım.

Tüm negatif duygularımızı kurban ettiğimiz yerine en güzel duyguları koyabildiğimiz bir bayram geçirmenizi dilerim.

Sevgiyle.

Sultan Merve GÜZEL

Sultan Merve Güzel

1989’da İzmir’de doğdum. Endüstri Mühendisliği’nden mezun oldum ve Uluslararası Ticaret ve Pazarlama bölümünde yüksek lisans yaptım. İş yaşantıma özel sektörde başladım ve devam etmekteyim. Madalyonun diğer tarafında ise var olduğumdan beri sürdürdüğüm yaşantım var.
Eğitim-öğretim hayatımız boyunca her ne kadar hep beş duyu organımızla algılayabildiklerimize odaklanılsa da zamanla, üzerine düşündükçe, maddenin sadece maneviyatın şekil bulmuş hali olduğunu fark ettim. Çocukluğumdan beri varlığını derinlerimde hissettiğim ve dış dünyada etkilerini gördüğüm spiritüel tarafımın peşinden gitmek ise varlığımın amacı oldu. Can hocam, İsmail Bülbül ile tanışmak ise yolumda ışık oldu. Reiki Master (3b) seviyesindeyim ve beni kendime taşıyan, dengede tutan en iyi aracım oldu diyebilirim. Benliğimizde gizlediğimiz, hem kendi potansiyelime ulaşmak hem de insanların dengede, huzurlu olabilmeleri için, potansiyellerini ortaya çıkarmak ve onlara yardım etmek ise yürüdüğüm yolu sonsuza taşıyor.
Sevgiyle…

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler