Varoluş Dergisi

KARAR VERMEK, İŞTE BÜTÜN MESELE BU!

Yeni yıl yeni kararlar alma zamanıdır.

Yeni yıla sayılı günlerin kaldığı bu günlerde şapkalar öne alındı ve bulunduğumuz yılın muhasebesi yapıldı. Geçtiğimiz yıl yaşanılanlar artılarıyla eksileriyle; sevap ve günahlarıyla değerlendirildi.

Tüm yıl boyunca çok çalıştık didindik, hayatın bize sunduğu olayları karşıladık, ezildik, başardık, kazandık, kaybettik, kendimizi kaybettik hatta belki. Bazı zamanlar mutlu hissettik belki de hüsrana uğradık çoğu zaman.

Belki de yaşam amacımızı aradık bulduk, yahut bulamadık; başarısız ve yorgun hissettik. Bu arayışı kendimizle yüzleşme fırsatı gibi gördük hırslandık, hesaplaşmalarla ruhumuz yorgun düştü yalnız hissettik kendimizi belki de.

Güvenimizi sarsan kişiler olaylar gördük yaşadık. Ümitlerimiz boşa çıktı, hayat enerjimiz sömürüldü bazen en yakınımızdaki bazen de hiç tanımadığımız kişilerce. Bu da bizi yeni arayışlara ve yeni kararlar almaya hazırladı bir nevi belki de hiç aklımızda yokken.

Aslında çok keskin kararlardan bahsetmiyorum. Her gün bazı şeylere karar vermek seçim yapmak planlamak zorunda kalıyoruz, örneğin gideceğimiz yere ulaşmak için en kısa yol en hızlı vasıta, giyeceğimiz ayakkabı, yemek yiyeceğimiz restoran. 😊 Gün içinde bile sayısız kez çalışıyor karar mekanizmamız öyle değil mi? Bu saydıklarım kolay ve zevkli kısmıydı.

Ama gerekirse radikal kararlar da alınacak yeni başlangıçlar için tabii ki. Gerektiği zaman bu kararlar alınmalı, konfor alanından çıkıp ilerlemek gelişmek dönüşümümüzü tamamlamak için.

Şunu da belirtmek gerekir bu noktada, korku en büyük engelimiz olacaktır bu önemli kararlar alınırken. İstifa etmek, iş değiştirmek, kendi işini kurmak, ülke değiştirmek, taşınmak, aslında bitmiş ama sürüncemede kalan devam eden bir ilişkiyi sonlandırmak gibi konularda karar vermek ne kadar zor olabilir ki?  😊

Bu soruya verilecek cevap çoğu insan için aynı, emin ol yalnız değilsin. Pes edip geri çekilebilirsin ya da cesaretini toplayıp adım atabilirsin.

Karar senin kararın ve bu hayat da sadece senin.

Yeter ki iste.

Karar ver ve ilk adımı at.

Gerisi gelir, değiştir, dönüştürme gücü senin elinde.

Karar arifesinde ince eleyip sık dokuyarak çok yönlü düşünüp değerlendirerek, en son da iç sesini dinleyip bu zor kararlar alınmak suretiyle hayatında değişikliğe kapı açabilirsin.

Hangi problemi yaşıyorum ve neye karar vermeliyim? Hayat amacını bulma yolunda kemikleşmiş soruları çoğaltabiliriz. Ve her kararın bir seçim olduğunun da bilincinde olup alternatif kayıp ve kazanımları değerlendirmeliyiz. Belki de karar vermek bu nedenle güç geliyor, belirsizlikler ve alternatif seçimlerin kazanımlarının ön görülememesi. Karar verdikten sonra başımıza neler gelecek bakalım?

Kararsızlıktan daha iyidir alınmış bir karar derler. Risk olmadan başarı ve ilerleme olmaz bunu bilmek gerekir.

Hayat amacın nedir?

Mesela hayat amacımız mutluluk ise -ki çoğunlukla böyledir- mutluluk arayışı sürecinde hayatımızın her döneminde çeşitli kararlar vermek durumunda kalıyor ve bu yolda uğraşıyor, çalışıp çabalıyoruz.

Elbette her insanın kendine göre bir mutluluk anlayışı vardır. Mutluluk nedir diye irdeliyorsak elbette iç huzurdan bahsetmemek olmaz.

Dar çerçevede düşünürsek başarı, dış görünüş, zenginlik, ünlü olmak, iyi bir işe sahip olmak gibi sayabileceğimiz sebepler mutluluk kaynakları olsa da asıl mutluluk “iç huzuru” ile hissedilen bir olgudur. Bunun farkında olanlar mutluluk arayışında belki de bir sıfır önce başlıyor koşuya. Korkularımızdan ve zaaflarımızdan arınıp farkındalığımızı arttırdığımızda iç huzurumuzu sağlayabiliriz. Yaptıklarımızdan ve hatta yapmadıklarımızdan dolayı kendimizi suçlamayı bırakıp, kendimizi de koşulsuz sevelim. İnsan iç huzuruna sahipse gerçekten mutlu hissedebilir çünkü. “Dışım içimden gelir” diye bir söz geçiyor şarkının birinde (hatırladım 😊 Hüzün Kovan Kuşu- Murat Yılmaz Yıldırım). İçimiz nasılsa dışımıza o yansır, zihnimiz sakinse özgürüzdür ve mutluluk hissi yaşarız.

Dış dünyaya kapılıp içimize bakmayı unuttuk, içimizi sevgi ile dolduralım. Ve o sevgiyi sürekli besleyip büyütelim. Kendimizle barışık olalım, pozitif düşünelim, geçmişte yaşamayı bırakıp, kendimizi KABUL EDİP sevelim. Yargılarımızdan ve yargılamalarımızdan vazgeçip, yolumuza bakalım öyle değil mi? Açıkçası iç huzurunu bir ömür boyu korumak kollamak da hiç kolay olmayacaktır. 😊

Mutluluğun kaynaklarından biri de sevgidir demiştik, herkesi ve her şeyi koşulsuz sevelim. Tıbben insanın sağlıklı kalabilmesi için iç huzuru gerekir. Huzursuz depresif insanların ruh sağlığı yanında bağışıklık sistemi ve dolayısıyla beden sağlığı bozulur. Koşulsuz sevgi ruhsal gelişim ve dönüşüm için önemli bir adımdır.

Yeni yıl, yeni kararlar is loading….

Hayatımızı değiştirecek kararlar almak hatta bu kararları alırken düşünmek ve karar almaya karar vermek en büyük adımdır. 😊 Her radikal karar ise yeni bir başlangıçtır neredeyse. Bazen yeni tanıştığımız bir insan bazen izlediğimiz bir film ilham olur heyecan duygusu ile yeni bir yolculuğa karar vermeye…

Elimize tutuşturulan senaryodaki figüran oyunculuktan çıkıp, başrol oynamaya kendi hikayemizin baş karakterini yazıp oynamaya başlamak güzel olmaz mıydı? Kendimizi kişiliğimizi geliştirip değişirsek, kendimiz olup bunu yaşar ve dışımıza yansıtabilirsek anlamlı bir hikayede kahraman olabiliriz diye düşünüyorum.

Büyük kararları almadan önce bir yıkım beklemeden harekete geçme konusunda doğru zamanı algılamak için farkındalığımızın yüksek olması gerekir, farkındalığımızı geliştirmeliyiz ki fırsatları kaçırmayalım. Ruhsal sağlığımıza dikkat ederek geliştirip güçlendirmeliyiz, kaynağı beslemeliyiz. Bunu yapabilirsek tembellik ve karamsarlık ya da kendimize güvenmeme gibi olumsuz duygu, düşünce ve durumlardan arınabilir; ruhen yeterli, değerli ve mutlu hissedebiliriz. Bu bir döngüdür elbette; verdiğimiz doğru kararlar neticesinde kazandığımız başarılar değer kazanmayı beraberinde getirir. Kendini değerli hissetme durumu başarılar neticesinde olur ve bunun sonucunda mutluluk hissi oluşur.

Hayatta anlam arayışı ve hayata anlam katmak yolu da mutluluk, dolayısıyla iç huzur arayışında konuşulması gereken konulardır. Fakat burada hayatımızı sorgularken anlamlar yüklerken kendimizi suçlamadan kabule geçerek, kendine değer vermeyi unutmamak ve iç huzurunu daimi kılmaya çalışmak gerekir.

Örneğin; sevmediğimiz işi bırakarak bizi mutlu edecek yeni bir iş aramak yeni bir yaşam alanı oluşturmak hayatımızı daha anlamlı kılacaktır.

Tabii her yolculuk kolay ilerlemeyecektir.

Lao Tzu “Bin millik yolculuk bir adımla başlar” demiş, ne kadar derin anlamlar içeren bir söz.

Karar ver ve ilk adımı at.

Yeter ki iste.

Gerisi gelir.

Hayat yolculuğunda bazen geride kalıp devam etmek konusunda yorgun hissedip yarım bırakmayı düşünebiliriz. Harekete geçmek, devam etmek -hele belirsizlik taşıyor ise- çoğu insana zor gelir. Hedefine ulaşma sürecinde, öteleme bahane bulma bazen daha kolay gelir. Ya da “yapamam başaramam” diyerek umutsuzluğa kapılıp vazgeçerek kolay yolu seçebiliriz. Oysa ki bu yanlış seçim ile içimizde var olan potansiyelimizi görmezden gelmiş ve köreltmiş oluruz.

Başarısızlığın kaynağı araştırmalara göre bilinçaltında yatan, inandırıldığımız bize ait olmayan kabullendiğimiz duygu, düşünce ve inançlardır. Değişim dönüşüm diyoruz ya hep, içimizi temizleyerek farkındalığı seçelim. Farkında olalım, kendimizin, çevremizin, yaşadıklarımızın.

Ünlü filozof Goethe “Her şey kolay olmadan önce zordur” demiştir.

Yapabilirim dediğinde tüm hücrelerin harekete geçer senin için çalışmaya hayalini geçekleştirmeye çalışırmış. Yaşam mottomuz bundan böyle “Kendine güven, düşün, planla, başkalarından feyz al, planla, harekete geç.” olsun.

Unutmayalım ki başarı doğuştan sahip olunan bir durum değildir, bir kazanımdır. “Kazanabiliriz”

Evren bizim için çalışıyor inanın.

Ama bunun için bizim de bir şeyler yapmamız gerekir. Örneğin, tembellikten kurtulmak lazım. Tembellikten kastettiğim kavram içinde isteksizlik, erteleme ve bahaneler ile yapmaktan kaçınma durumları da bulunuyor. Yani harekete geçme adımı çok önemli 😊Bu şekilde kaybettiğimiz körelttiğimiz yetenek ve üretkenliğimize de kavuşuruz. Yeniden başlayıp istediğimiz hayalini kurduğumuz kişi olabiliriz. Ben buna inanıyorum.

2022 yılındaki son yazımı sevgim ile tamamlıyorum.😊

Yeni ve güzel başlangıçların, yeniliklerin habercisi olsun bu yeni yıl. Pozitif düşünelim, umutla yeni yıldan beklentilerimizi sıralayıp hayaller kuralım, planlar yapalım yine. Karar verelim gerçekleştireceğimize ve çok inanalım ama bu defa.

2022’de bize katkısı olmayan şeyleri 2022 yılında bırakalım.

Boş verelim Mars retrosunu, Merkür ters hareketini😊 kendi içimize bakalım. İçimizi değiştirirsek dışarısı da değişir. Biz yeter ki değişmeye ve iyileşmeye gönüllü olalım, buna niyet edelim ve bu yolu seçelim. Kendimizi değiştirip, iyileştirmek ve dönüştürmek için neler mümkün?

Elinden geleni yap, arkana yaslan.

Mevlam görelim neyler neylerse güzel eyler.

Şükürler olsun.

Ve yeni yolculuğun hayırlı olsun…

Seher BAKIM

Seher Bakım

Finans sektörü bilgi teknolojilerinde İş Analisti olarak çalışmaktayım.
Spritüel konulara kendimi bildim bileli ilgim vardı. Okumayı, araştırmayı ve yazmayı seviyorum. Ayrıca fotoğrafçılık ve doğal tarım en önemsediğim hobilerim.
Çekim yasası, numeroloji, access bars, theta healing gibi konular ilgimi çekiyor.
Sevginin iyileştirici gücüne inanıyorum. Sevgiyle dönüştürebileceğimizi; düşüncelerimizi ve bakış açılarımızı değiştirirsek hayatımızı değiştirebileceğimize inanıyorum.
Doğayla baş başa kalmak, gezmek, yeni yerler, kültürler, insanlar keşfetmek benim için büyük keyif.
Hassas kimyası olan biriyim, doğayı, hayvanları kısacası hayatı anlamlı kılan tüm can parçalarını seviyorum.
Ayrıca çok tatlı iki kızım var, biri patili 😊
Herkesin bu dünyaya bir amaç ile geldiğini düşünüyorum. Bir gün bu varoluş amacımızı gerçekleştirebilmemiz dileğiyle…

1 yorum

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler