Bazen öz ve şekil birbirine karışır.
İnsan zanneder ki, sadece “isim vermek” kendisini sorumlu kılar bir ilişkide ve ilişki halinde olmak sorumluluk barındırmaz.
Kendini kandırmaya meyillidir insan, en derinlerinde kandıramıyor olsa bile yine de dener. Kendini kandırmayı dener.
Seneler önce ilk kedim kaybolduğu zaman hissettiğim acı o kadar büyük oldu ki, sonrasında bahçede beslediğim hiçbir kediye isim vermemeye karar vermiştim. Sadece onları besleyecek, karınlarını doyuracak ve kendileriyle hiçbir bağ kurmayacaktım.
Eğer “isim vermezsem” yani “sahiplenmezsem” bir sorumluluğum olmazdı. Eğer “gönlüme almaz” yani “bağ kurmazsam” bir daha canım acımazdı.
Sonra ‘Mia’ geldi bahçeye, çok güzel gri bir kedi. Bir yandan kalbim ona çekiliyordu; diğer yandan ise ona herhangi bir isim vermiyor ve bu şekilde içimden doğmaya çalışan sevgiyi engellemeye çalışıyordum.
Aylar geçti. Kendimle savaşım devam ediyordu.
O günlerde içinde bulunduğum 4.Yol öğretisinin grup çalışmasında bu durumdan bahsettiğimde, gruptaki arkadaşlarım ‘acıdan kaçmak için kalbimi sevgiye kapattığım’ konusunda bana ayna tuttular ve bahçede kendime yakın hissettiğim bir kediye isim vererek onu sahiplenme ödevi verdiler.
İşte ‘Mia’ yaklaşık 7 sene önce bu vesile ile hayatıma girdi. Kediyle tekamül etmek nasıl olur, ben onunla öğrendim. Bağlı olmayı ama bağımlı olmamayı, sahiplenmeyi ve gönlüme almayı ama sahibi olmamayı, korkularıma rağmen sevebilme cesaretinin ne demek olduğunu ben O’nunla öğrendim.
Bir gün, bir vesile ile O’nu kaybedeceğim. Ve evet o gün kalbim çok acıyacak. Peki ya sevmekten ve kalbimin acımasından korktuğum için, Mia hayatıma hiç girmemiş olsaydı?
Sadece korkularım yüzünden, bugüne kadar ki tüm yaşanmışlıkları paylaşamamış olsaydık? Ya birbirimizin hayatına, ruhuna hiç dokunamamış olsaydık?
Ya O’nu sevmek, O’nu koklamak, O’na sarılmak, O’nu öpmek ve O’nunla uyumak nasıl bir his hiç yaşamamış olsaydım?
Ne büyük bir kayıp olurdu.
Bir gün, bir vesile ile onu kaybedeceğim ama en başta gönlümdeki sevgisi ve sonrasında da bana bugüne kadar öğrettikleri ve halen öğretmeye devam ettikleri sonsuza dek benim varlığımda kalacak.
Bir bitki, bir hayvan, bir insan…
İlişki kurmak öz’dür.
Ve her ilişki, içinde o ilişkinin gerektirdiği sorumluluğu barındırır.
Bu ilişki ister bir hayvan ile, ister bir aile ferdi ile, ister bir arkadaş ile, isterse de duygusal anlamda kurulan bir ilişki olsun…
Önemli olan ilişkinin şekli değildir, önemli olan iki can arasında kurulmuş olan o bağ’dır.
Bir ilişkiyi var eden şey etiketler değildir.
İlişki sadece gönülde var olur.
Gökçe YILMAZ
Yorum yap