Varoluş Dergisi

GERÇEK DUYGULAR VE FARKINDA OLMA HALİ

Duygularının ne kadar farkındasın? Olayları yaşadığın durumlarda ilk tepki olarak öfke, üzüntü, kaygı, mutluluk gibi duygular hissediyorsun. Peki bunlar gerçek duygular mı? Daha derinlerde hangi duyguları hissettiğinin farkında mısın?

Duygularının gerçekliğini sorguluyorsan duygusal farkındalığısorguluyorsun demektir.

Sonuç yüksek olasılıkla da düşük 😊 Yaşadığın duyguları değerlendirirken, yüzeysel hisleri asıl duygu olarak nitelendiriyor bile olabilirsin. Bu yüzeysel hislerin altında asıl hangi duygular yatıyor?

Öncelikle duyguları fark etmek gerekli.

Tüm duygularımızı açığa çıkarmak için duygusal farkındalık kavramının ne olduğunu irdeleyelim.

Peki kendi duygularımızı nasıl fark edebiliriz?

Kendimizin ve yaşadığımız duyguların farkında olma hali; beynin, bedenin, bilinç ve enerjinin açık olma halidir. Tüm hücrelerimizle şimdi de olma ve ayırt etmenin bilincinde olmaktır.

Kişinin kendi benliğine dair yeni şeyler keşfetmesi de bir tür farkındalıktır. Bazen içe dönmek ve olumlu olumsuz yaşanılan hayat tecrübelerinden dersler çıkarmak ….

Kendi duygularını ve çevresindeki insanların duygularını anlama, fark etme ve yorumlama becerisi dediğimiz bu farkındalık halinin, herkeste aynı seviyede gelişmesini bekleyemeyiz. Bu tabii ki Allah vergisi bir yetenek değildir ya da zihin okuma gibi bir durum değildir. Karşısındaki kişinin söylediklerini analiz etme enerjisinden, beden dilinden ve söylediklerinden duygularını algılama ve açıklama olarak yorumlanmalıdır.  Gerçekte ne düşündüğünü ve hissettiğini anlamak; o anda olup konsantre olmak ile olacaktır. Bunun için ise anda olmaya beynimizi motive etmeliyiz.

Etkin bir iletişim için duyguların fark edilerek, bilinçli olarak anlamlandırılabilmesi önemlidir.

Duygusal farkındalığımız geliştiğinde ne kazanırız? Farkındalığımızı arttırmak için ne yapmalıyız?

Eylemlerimizin ve kendimizin farkında olursak hayatı daha iyi anlamlandırabiliriz. Öncelikle kabul etmek ile başlamak en doğrusudur.

İletişimde olduğumuz kişi “Beni anlamıyorsun! dediğinde aslında duygusal farkındalığın eksik demek istiyor öyle değil mi? Dinlemek için dinlemek yerine fark ederek, kendini vererek dinlemek gerekir. Tüm benliğin ile o an orada olmak, ona zaman ayırmak ve yoğunlaşmak önemlidir. Böylelikle karşımızdaki kişiyi daha iyi anlar, analiz eder ve yorumlayabiliriz. Değer verdiğimizi de hissettiririz.

Başka bir kazanç ise duygusal farkındalık bize yol gösterici ve rehber olacaktır. Nelere öfkeleniyoruz, neden fevri hareket ediyoruz veya insanlara kendimizi nasıl aksettiriyoruz gibi konularda doğru bir çıkarım yapmamız için bu farkında olma hali rehber olacaktır.

Hangi konularda kendimizi geliştirmemiz gerektiğini, hangi konularda desteğe ihtiyacımız olduğunu da anlayabiliriz.

Ayrıca farkında olan insan kararlarında ve seçimlerinde daha başarılı olur. Karar verme sürecinde başarılı tercihler yapar. Sadece düşüncelerle değil, duyguları da hesaba katarak artı eksi değerlendirerek mantıklı bir seçim yapmış olur.

Duygusal farkındalık, depresyon ve kaygı durumlarına gelmeden önce farkına varma aşamasında; daha önceden yaşanılan duyguların belirlenmesi ve anlamlandırılması ile etki analizi neticesinde önleyici bir faktör olabilir.

Hayat boyunca karşılaşılan birtakım olaylar çeşitli bağımlılık ve kötü alışkanlıklara sebebiyet vermektedir. Duygusal farkındalığı yüksek olan kişilerde bu durumlar daha az yaşanacaktır. Bunun nedeni daha önce yaşanan olumsuz tecrübeler ve olayların farkında olmak ve tekrar yaşanmaması konusunda adımlar atıldığı içindir.

Yaşadağımız bu sanal dünyada gereksiz şeyleri önemliymiş gibi algılayıp, gerçekten önemli anları kaçırmamak için de farkındalığımızı artırsak iyi olur kanaatindeyim. 😊

“Ölünce uyanır insan, sen erken davran ölmeden uyan.”  Mevlana’nın sevdiğim bir sözüdür.

Uyanalım, farkına varalım.

Tecrübelerimden yola çıkarak son minvalde şu şekilde tavsiyelerimle bitireceğim yazımı.

Kendinin, duygularının, hatalarının farkında olmalı insan.

İlişkilerimizde empati kuralım, yargılamadan dinleyelim, anlamak için dinleyelim.

Her daim farkındalığımızı geliştirelim. Bunun için Nuri Bilge Ceylan filmlerini izlemenizi öneririm. 😊

Şaka bir yana, çok da severim ayrıca. Ne yapıyorsak konsantre olup, zaman ayırarak, beynimizi uyandırıp her daim canlı tutarak yapalım bunu.

Anda kalmak çok önemli. Negatif haldeyken farkına varıp, o anda o durumdan hemen çıkalım.

Görünenin altındakini görmeye çalışalım.

Hayatın bize verdiği mesajları algılamak için, derin uykudan UYANALIM.

Sevgimle…

Seher BAKIM

Seher Bakım

Finans sektörü bilgi teknolojilerinde İş Analisti olarak çalışmaktayım.
Spritüel konulara kendimi bildim bileli ilgim vardı. Okumayı, araştırmayı ve yazmayı seviyorum. Ayrıca fotoğrafçılık ve doğal tarım en önemsediğim hobilerim.
Çekim yasası, numeroloji, access bars, theta healing gibi konular ilgimi çekiyor.
Sevginin iyileştirici gücüne inanıyorum. Sevgiyle dönüştürebileceğimizi; düşüncelerimizi ve bakış açılarımızı değiştirirsek hayatımızı değiştirebileceğimize inanıyorum.
Doğayla baş başa kalmak, gezmek, yeni yerler, kültürler, insanlar keşfetmek benim için büyük keyif.
Hassas kimyası olan biriyim, doğayı, hayvanları kısacası hayatı anlamlı kılan tüm can parçalarını seviyorum.
Ayrıca çok tatlı iki kızım var, biri patili 😊
Herkesin bu dünyaya bir amaç ile geldiğini düşünüyorum. Bir gün bu varoluş amacımızı gerçekleştirebilmemiz dileğiyle…

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler