Yani çözüm yolları önceden belli olan bütün olasılıkları hesaplayabilen süper bilgisayarlar.
Doğanın temel çalışma prensiplerinden kopyalanarak yapılmaya çalışılan bu yeni teknoloji son yüzyılın bir ürünüdür. Amacımız tanrılaşmak değil ama onun çözüm yollarını kopyalıyoruz çünkü Quantum sistemler sonsuz seçenekle çalışıyor.
Quantum un temellerine bakılınca Newton temelli klasik fiziğin burada çalışmadığını maddelerin atom altı parçacıklarının aynı anda hiçbir yerde ve aynı anda her yerde olabileceğini söyleyen kitaplar okuyoruz. Gözlemcinin etkisi başlığı altında geçen bu fenomen gözlemcinin gözlem yaparken elektronların partikül yapmaz iken dalga gibi hareket ettiğini söylüyor.
Bu da şu şekilde yorumlanıyor ki ne düşündüğümüz ve nasıl düşündüğümüz ile etrafımızı etkileyebiliyoruz. Kendi gerçekliğimizi kendimiz yaratıyoruz. Her gün aynı şekilde düşünür aynı yollardan gider aynı işi yaparsak sonuçları da aynı oluyor.
Bunun için uzmanlar diyor ki sen değiş bütün dünya değişsin, değişim istiyorsan kendi içine dön, ya da bilinçaltımız kaderimizdir.
Zaten Reiki’ye başlama sebebimizde daha fazla aynı şeylere katlanamıyor olmamız değil mi? Negatif kaygı dolu düşünceleri pozitif sevgi dolu düşüncelerle değiştirmek istemiyor muyuz, kendimizi sonradan kötü hissetmemize neden olan bencilce tavırlarımızı kendimizi iyi hissetmemize neden olan merhamet dolu tavırlarla değiştirmek istemiyor muyuz?
Hiç düşündünüz mü belki de devamlı aynı can sıkıcı problemlerle uğraşmamızın sebeplerinden biri sürekli hayatımızdaki problemleri istemli veya istemsiz düşünmemizdir. Biz istediğimiz realiteyi yaratıyoruz, realite bizi aynı şeyleri düşünmemiz, aynı şekilde yaşamamız gerekliliğini gösteriyor, kendi kuyruğunu tutmaya çalışan bir kedi gibi…
Bu söylediklerimi çok güzel bir şekilde özetleyen Mahatma Ghandi demiş ki:
“SÖYLEDİKLERİNİZE dikkat edin; düşüncelere dönüşür. DÜŞÜNCELERİNİZE dikkat edin; duygularınıza dönüşür. DUYGULARINIZA dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür. DAVRANIŞLARINIZA dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür. ALIŞKANLIKLARINIZA dikkat edin; değerlerinize dönüşür. DEĞERLERİNİZE dikkat edin; karakterinize dönüşür.”
Pekala biz bu değişimi nasıl yaratacağız? Kendimizi nasıl değiştireceğiz ki olmasını istediğiniz şeyler olsun? Aslında yaptığımız dilek çalışmalarında imgelem ve sözcükleri kullanmamızın bir sebebi de zihnimizde sanki istediğimiz şey olmuşçasına hayatımızda ona bir yer açmaktır. Yani bir nevi zihni geçmişte olmuş olan olayların kaydının tutulduğu bir yer gibi kullanmaktan ziyade zihni gelecekte olmasını istediğimiz olaylar için kullanabilmek. Bütün çalışmalarımızın sonunda olumlamada yapıyoruz “oldu, oldu, oldu.” İşte bu şekilde söylediklerimiz ve düşüncelerimiz duygulara dönüşmeye başlıyor. İsteğimizi ne kadar çok zihnimizde detaylandırırsak o kadar çok olma ihtimalini de arttırmış oluyoruz. Buna Quantum alanı 5 hücre ile değil de 15 hücre ile uyarmak diyebiliriz.
Sevgiyle kalın, hoşça kalın…
Aydın YAKUPOĞLU
Yorum yap