Varoluş Dergisi

BUNU BİR DÜŞÜN BENCE!

Yataktasın. Uykuyla uyanıklık arası o tatlı geçiş… Gözlerini hafifçe aralarsın gün ışığıyla birlikte, daha ne olduğu aklına bile gelmeden acısı gelir ya içine… Uyandın artık. Uyanmaz olaydın.  Her şeyi hatırladın. O şey artık tamamen yatağa sızdı ve etlerini, ruhunu çimdirmeye başladı bile. Şimdi orada, o yatağın içinde kendini acılara gark edip tavana bakarak hayatı mı sorgulayacaksın -ki aslında hayatı sorgulamanın en iyi yeri yorganın altıdır- yoksa binlerce yepyeni olasılıkla dolu bir güne mi başlayacaksın? Araştırmalara göre bir insanın aklına günde ortalama 60.000 düşünce gelir. Bunların %80’i geçmiş, %20’si gelecekle ilgilidir. Geçmiş geleceği baskılar. Negatif bir düşüncede ne kadar uzun süre oyalanırsan yakın geleceğinde karanlık şekillenir. Bunu asla istemezsin. Şimdi hazır yatağın içindeyken seni yataktan kaldırmayan engeli bul, olanı kabul et ve tekrar başla. Şu aklına gelen 60.000 düşünceden ilki kalkıp güzel bir kahve koymak, ikincisi de ‘Bugün binlerce olasılıktan en iyisi beni buldu.’ olsun. Çünkü neden olmasın?

Hikayeni güzelleştirmek senin elinde. ‘Geçen aklımdan geçtin bugün karşıma çıktın. Aklıma gelen başıma geldi. Bugün seni düşünüyordum beni aradın.’… Buna benzer bir sürü örnek verebilirim hepimizin yaşadığı. Düşüncenin dayanılmaz gerçeğe dönüşümü… Çünkü çekim yasası saat gibi işler. Özellikle bu aralar. Aslında sistemi çok iyi biliyoruz ama uygulamak işimize gelmiyor. Çünkü zordur dardayken iyiyi düşünmek. İşin sırrı da tam olarak burada aslında. Zorun içinde saklı. Her koşulda iyiyi söyleyip güzeli düşünmek. Çünkü söz uçar, sahibini bulur. Yine böyle oldu demek yerine, bu da böyle oldu demekte büyük faydalar görüyorum. ‘Bu da böyle oldu çünkü’ diye başlayan bir sürü olumlama yazabilirim buraya. Ama yazmayacağım. Belki yeni yaşamışsındır ve başlarım senin olumlamana diyorsundur ya da üstünden zaman geçmiştir, başlıyorum olumlamaya diyorsundur. O yüzden o boşluğu sana bırakıyorum. Sen dostlarınla konuş, bir bilene danış, ne bileyim rüyaya yat ya da her sabah burcunu oku, yıldızlara sor… Ne yaparsan yap günün sonunda bir şekilde devam etmek zorundasın. Hatta devam ederken istediğin, hayalini kurduğun o şey de gerçekleşmiş olsun. Çünkü neden olmasın?

Şebnem Hoşer

1986 yılında İzmir'de doğdum. İzmir Ekonomi Üniversitesi mezunuyum. 2009 yılında Amerika'da Virginia Tech Üniversitesi'nde, Yabancı Dil Eğitimi aldım. On senedir işim gereği dünyayı dolaşıyorum. 2019 yılında Usui Reiki Grand Master İsmail Bülbül sayesinde Reiki ile tanıştım. Hayatımın dönüm noktalarından biri olarak görüyorum bu karşılaşmayı. Yazmayı seviyorum ve güzel olan her şeye inanıyorum.

1 yorum

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler