Varoluş Dergisi

MÜPTELA OLMAYA MAHKÛM EDİLENLER

Sevdiğim insanları düşünüyorum. En yakınlarımı, en sevdiklerimi, en onsuz yapamadıklarımı… Sonra içimi bir ürperti sarıyor. Ya doğruysa? Ya sadece o duyguyu hissedebilmek için tüm yaşantımızı inşa ediyorsak onların üzerine?

Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz. Siz bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz..!

Çok uzun zamandır sürekli aklımda Friedrich Nietzsche’nin bu söylemi.

Sevdiğim insanları düşünüyorum. En yakınlarımı, en sevdiklerimi, en onsuz yapamadıklarımı… Sonra içimi bir ürperti sarıyor. Ya doğruysa? Ya sadece o duyguyu hissedebilmek için tüm yaşantımızı inşa ediyorsak onların üzerine?

Biz ki bu kadar karmaşık varlıklar, seçimlerimizi yaparken günün sonunda o kişinin bizde yarattığı duygulara gidip saplanıyorsak… Tüm dünyaya olan bakış açım, değerlerim, birden alt üst oluyor.

Henüz lise yıllarında, babamla olan bir sohbetim geliyor aklıma. Hayatın benim için çok yorucu olduğunu ve bu hayatı sırf onlar istediği için benim de yaşamak zorunda olmamın büyük bir bencillik olduğunu söyleyerek, biraz da onu provoke etmek istercesine aslında onun gözünde kendi değerimi sorguluyorum. Tüm olgunluğuyla gözlerimin ta derinlerine bakarak, “Haklısın, herşey senin sevgin için.. Bizimkisi büyük bencillik!” deyişi geliyor aklıma.

Bir taraftan da son araştırmalar gösteriyor ki; çocuk sahibi olan insanların, bunun mutluluklarına olan etkisi eksi 4%. Bu da demek oluyor ki duygularımız bazen bize acı çektirmeye, mutsuz olmaya, anlamsız ilişkiler yaşamaya ama yine de o içimizde yarattığı hisse müptela olmaya mahkûm ediyor.

Esen Kalın.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler