KORONADAN KORUNMA

Son günlerin gündemi korona.

Yarattığı duygu ise endişe ve korku..

Ben de ise korkudan ziyade acziyet duygusunu canlandırdı diyebilirim. İnsanın aslında ne kadar aciz olduğunu, kendini çok bir şey sandığını, küçücük canlı bile denilemeyecek bir varlığın karşısında hiçbir şey yapamadığını, hayatı çok fazla sahiplendiğini, hayatın sadece insana ait olmadığını, yaşama sahip değil de, yaşamın bir parçası olduğunu hatırlaması gerektiğini gördüm. Bu yüzden de hayata sahip olmaya uğraşmak yerine teslimiyet halinde yaşamak gerektiğini hissettim. Ama bu teslimiyet kelimesi nedense hep yanlış anlaşılır değil mi? Teslim ol, olanı kabullen denilince yaşama dair, başımıza gelen olaylara dair hiçbir şey yapmadan, başımıza gelene razı olalım anlaşılır. Elinden geleni yapıp sonra Allah’a havale etmek pek düşünülmez. Bir şey yapmadan Allah’tan yardım beklenir genelde. Tıpkı hiçbir şey olmamış gibi sokaklarda gezip tozarak, el yıkamadan, hastalardan uzaklaşmadan, kısaca tedbir almadan sadece dua ederek ‘korona’dan korunmayı beklemek gibi.

Halbuki fiziksel ve ruhsal bedenlerimizi korumak, bize verilmiş bir görev değil mi? Fiziksel bedenimizi korona virüsten nasıl koruyacağımız her gün anlatılıyor zaten. Hijyen kurallarına uyarak, evde kalarak tedbir alacağız ve vitamin, iyi beslenme, spor, düzenli uyku vb. bağışıklık sistemimizi güçlendireceğiz..

Peki onun da ötesi olan, fiziksel bedenimizin dışındaki enerji bedenlerimiz? Fiziksel bedenlerimizi de dıştan koruyan bu bedenlerimizi nasıl koruyacağız?

Biliyorsunuz ki enerji sistemimiz her an dış etkenlerle karşılaşır ve yüklenir. Kendi düşüncelerimiz, duygularımız, başkalarının bizim hakkımızdaki düşünceleri, duyguları gibi dış etkenlerin bizi etkilediğinin farkında değilsek, istemeden kendi enerji sistemimizin zayıflamasına neden oluruz. Örneğin; şu günlerde korona virüsünün yarattığı kaygı, korku duygularının ve bununla ilişkili düşüncelerin enerjisi bize yoğun şekilde etki etmektedir. İşte bu etkilerden kendimizi enerjimizi korumak, akışı dengede tutmamız gerekmektedir. Bunu dengede tutmak ise auramızla ilişkilidir. Güçlü bir aura ile düşük frekanslı enerjileri geri yansıtır, istenmeyen enerjilerden kendimizi korumuş oluruz. Auramız bilindiği gibi fiziksel bedenimizin dışındaki duygu/düşüncelerimizin oluşturduğu elektromanyetik alandır. Dolayısı ile auramızı güçlendirmenin ve dengelemenin en basit ve etkili yolu duygu ve düşüncelerimizi olumlu tutmaktır. Ayrıca olanı kabullenmek, akışa teslim olmaktır. Bu şekilde farkında olmadan auramıza soktuğumuz negatifleri onlarla özdeşleşmeden yaşar ve akışa tekrar teslim ederiz, auramız güçlü olunca gelen negatif enerjileri yansıtırız, etkilenmeyiz. Bunların yanı sıra düzenli olarak Reiki uygulayarak auramızı güçlendirir, negatiflerden ruhsal ve fiziksel bedenimizi korumuş oluruz.

Bu yüzden uzmanların önerdikleri tedbirleri alalım, iyi düşünelim, dua edelim, uyulmama (Reiki) almışsak, hem kendimiz için hem dünya için Reiki yapalım, sonrasını bırakalım.

Sonumuz hayır olsun, herkese şifa olsun…