Nefs kendini ispatlama sevdasında, büyüklük gösterip kendini tanrıya benzetmekte, akıl kendini tanrıdan tamamen ayırıp kudreti karşısında kendini yok saymakta, kalp soruların olmadığı bambaşka bir boyutta huzurla atmaya tecelli etmekte…
Bu dünyada içine düşebileceğimiz en büyük aldanış karşımızdakini kendimizden ayrı görmektir. Aynı kaynaktan çıkan farklı notalar olduğumuzu unutmaktır.
Bu bağlamda diyebiliriz ki aslında şeytan denen şey kendimizin ve diğerlerinin nefslerinden dışa akan pozitif olmayan etkilerin toplamıdır. Bütünden ayrı düşmüş zavallı ruh ne yapsın? Nefs üzülür ruh sevinir yolun sonuna…
Yüce tanrım bize lütfeder, gören göz görür, o zaman kibir mi gördük de kibirle cevap verelim. Ardı ardına yaptığımız seçimler yönümüzü belirler, o zaman neden özümüzden uzaklaşalım.
Aklımıza gelen her şey de bizim kişiliğimiz değildir, zaten aydınlanmanın ilk adımıdır insanın kendi düşüncelerini incelemesi. Düşünce ile vehmi birbirinden ayırt edebilmesi.
Buna ek olarak sürekli diğer insanların görüşlerini olduğu gibi kabul etmek yerine bizim konu ile ilgili kendi görüşümüzü oluşturmak için edindiğimiz bilgileri karşılaştırıp düşünmemiz ve tecrübe etmemiz yolumuzu daha da aydınlatacaktır.
Kendini tekrar eden davranışlarımızı, huyumuzu, seçtiğimiz kelimeleri, hayata karşı tavrımızı, yönümüzü değiştirmek seçimlerimize, seçimlerimiz ise farkındalıklarımıza bağlıdır. Özellikle Reiki enerjisi seçimlerimizin etkilerini öngörmemizi, muhtemelen önemsiz olduğunu düşündüğümüz aslında bizi huzursuz eden davranışlarımızın farkına varmamızı sağlar.
İnsanın içinde varoluşa karşı sevgi dolu bir mahcubiyet bir çekince oluşmalı ki yönünü belirleyebilsin.
İşte o hayata dair tutum ki dertle değişir, kamil insanı olgunlaştıran derdidir. Sabır ki kapıyı açan anahtar, daha fazla huzur ise bizi bekleyendir.
Hayatın amacının test olmaktan ziyade varoluşu mümkün mertebe anlamak olduğunu düşünüyorum. Anlamak için görmekle bakma, dinlemekle işitme farkındalıkları ile iyi davranışları hayata geçirmek gerekiyor.
Rahmani olmayan, biri iki gösteren heves ve vehimler iyi davranışlarımızı perdeler. Akıl süzgeci evrensel gerçeklikler ile çalışmalıdır. İşte bu ruhun üstünü örten nefs perdesini kaldırabilmek için bize yaşam yolculuğumuzda yardım edilir. Kamil kişi bu farkındalıkla inişin bir çıkışı olduğunu bilir. Süreci tamamlamış kişi yeni tecrübesiyle ışığını arttırır.
Kendini karanlıkta bırakan, kendinden haberi olmayan, özü kaçıranın ettiği kendinedir.
Hayat tekerrürden ibaret değildir.
Aydın YAKUPOĞLU
Yorum yap