Bilgi değişkendir. Ben aslında bildiğimi anlatırken geçmişi anlatıyorumdur. Bilgiyi sorguluyorsam geçmişi sorguluyorumdur.
Bilgi ruha kaydolur. Kayıt edilen şeyin, yanlışı, doğrusu olur mu? Sen istediğin bir şeyi kayıt cihazına kaydedebilirsin, bir fikri, bir sesi, bir inanışı, iyiyi, kötüyü … ama kayıt yapılmıştır, kayıtlar doğru ya da yanlış bilgi diyerek ayrımı yapılarak kayda alınmazlar.
Gerçek bilgi deneyimlenendir. Ol-mak halindedir. Yap-mak hali değildir. Bir şeyi yaparak deneyimleyemezsiniz. Deneyimlediğinizi zan-(ne -dersiniz ?) ama sadece akacak olan gerçek bilgiyi durdurmuş, blokaj oluşturmuş olursunuz. Çünkü akan ve hal şeklinde deneyimlenmesi beklenen enerjisel bir akış vardır. Sen o akışı anlarsın ama yine de bilmiş olmazsın. İdrak etmiş olman gerekir. Bildiğin zaman, yani gerçekten bilgiyi yaşayarak hal ile deneyimlediğinde, madalyonun 2 tarafını da, artıyı da, eksiyi de, henüz ruhsal olandan tezahür etmemiş halini de bilmiş olursun. O şeyin, yaratılış gayesini de idrak etmiş olursun ve bundan dolayı saygı duymak gelir içinden.
Sen en yüce hayal edeni (bileni) tezahür ettirensin. Sen zaten tezahür etmiş olanı görüp, onun hayaline kapılıp, o gördüğün şey üzerinden tekrar hayal kuramazsın, bu; gerçeğe bilmeye aykırıdır. Bu şekilde hayal kurduğun zaman, zanna geçmiş olursun .Dışarıda gördüklerine göre hal almak da neyin nesi?
Hayal kuran o büyük zeka ile eşzamanlı ve bir olduğun zaman, teklik oluştuğu zaman, yaratımın hazıyla dolup taşarsın, senin asıl görevin işte budur.
Dışarıda gördüklerinden yola çıkarak bilmeye ya da hayal kurmaya ya da yaratıma, tezahür ettirmeye geçmek değil, büyük hayalcinin hayalinin bir parçası olarak onunla tek vücut olmaktır gerçek bilmek.
Sevgiyle
Sebile Ayla Güneş
Yorum yap