‘Anlamlandırmaya çalıştığım bir hayatın,
En keskin yerindeyim şimdi.
Anlamları ararken,
Anlamsızlıklarda kaybolduğum.’
Gökçe Yılmaz, 2005
Türk Dil Kurumu ‘Anlam’ kelimesini şu şekilde tanımlamış.
* Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey; bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör
*Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey
Bu yazıda ben ‘anlam’ı kelimeler, insanlar ve eylemler üzerinden açmak istiyorum.
İlk bakışta her kelimenin objektif bir anlamı varmış gibi dursa da, o kelimenin asıl anlamı bana göre subjektifliğindedir.
Örneğin, ‘kedi’ kelimesi herkes için fiziksel olarak kediyi çağrıştırıyor olsa bile kişinin kedi kelimesine yüklediği anlam o kişi için o kelimenin anlamını oluşturur. Kedi korkusu olan birinin ‘kedi’ kelimesine yüklediği anlam ile kedileri çok seven birinin ‘kedi’ kelimesine yüklediği anlam arasında dünyalar kadar fark vardır.
Somut kavramlarda bile ‘anlam’ bu kadar farklılaşmış bir halde iken, soyut kavramlarda kelimelerin anlamları iyice subjektife doğru evrilir.
‘Aşk’ kelimesi kimine göre 32 diş gülümsemektir, kimine göre karnında kelebeklerin uçuşması; kimine göre cehennemin öbür adıdır, kimine göre etinin kemiklerinden ayrıldığını hissettiği bir acı….
Bir tek kelime sadece bir kişi için bile farklı zamanlarda farklı anlamlara gelebilirken, dünyada 8milyar insanın var olduğunu göz önüne alırsak soyut kavramların ne kadar geniş bir yelpazede anlamlanabileceğini tahmin edebiliriz.
İşin bir de ‘insanlara yüklediğimiz anlam’ boyutu vardır.
Sevdiğimiz ya da sevmediğimiz insanlara yüklediğimiz anlamlar…
Bir kişiden O’na yüklediğimiz pozitif ya da negatif anlamı geri çektiğimiz an, o kişi ve dünyadaki geri kalan tüm insanlar arasında artık bir fark kalmıyor olur.
‘Anlam yüklemek’, bu dünyadaki her şeyin başı sonudur.
Bir eylemin anlamı nedir diye baktığımızda ise, benim bakış açımdan, ‘bir eylemi gerçekleştirirken o eylemi oluşturan anlarda tüm varoluşun ile bulunma hali’ o eylemin anlamını oluşturur. Bir eylemin anlamı, ‘o eylemin kendisi olma hali’dir.
Yoga yaparken, tüm varlığımla o matın üzerinde olmak. Eğilirken, kalkarken, dururken, nefes alırken, nefes verirken…. O anda o hareketin içinde olmak… O hareket olmak… Yoga olmak…
Yüzerken attığım her bir kulacı, denizin parmaklarımın arasından kayıp gidişini, tenime değen suyu hissetmek…
Yürürken attığım adımın, etrafın, kalabalığın, insanların, hayvanların, bitkilerin farkında olmak…
Şu anda bu yazıyı yazarken bu anın içinde bu yazı olmak…
Varlığımın ve yazının AN’da buluşması.
Gökçe YILMAZ
Yorum yap