Meditasyonda derinleşme ve alınan faydalar kademe kademe gelişir. Bunun için sabır, samimi, uygulanabilir bir çabaya ihtiyaç olur. Nasıl ki gün içinde yemek yemeyi, su içmeyi, uyumayı unutmuyoruz, meditasyonu da bu şekilde sürekli, hayati ihtiyaç olarak ele almamız gerekir.
Başlarken pek çok teknik içinde kafamızın karışmaması ve motivasyonunuzun düşmemesi için, meditasyonunuzu baltalayabilecek meditasyon mitlerini ve meli malı’ları bir kenara bırakıp en basit, doğal ve kendinize uyumlayabildiklerinizle yola çıkmanızı tavsiye ederim. Kişinin içinde rahat edip daha kolay, daha çabuk meditatif durum dediğimiz hale girdiği, beynin alfa dalgaları yaymaya başladığı duruma geçip bunu koruyup derinleştirdiği teknikler, düzey ve faydalar farklı olsa da genel olarak ilk aşamada amaç; zihni kendi haline bırakıp izleyici olarak kalabilmek.
Meditasyon sırasında rahatsız edilmeyeceğinizi garanti altına aldığınız, içinde huzurlu, güvende hissettiğiniz, uykuyu davet etmeyen, enerjinin akışına izin veren rahat bir pozisyonda, ister sessiz ister zihnin takılmayacağı çok hafif bir müzikle, loş bir ışıkta, yavaş, derin, kendiliğinden nefeslerle gevşeyerek, gözlerinizi kapatın. Birkaç dakikanızı beden farkındalığına, seslere, hislere vererek gevşeyin. Ben bağdaş kurup kafamı dayamadan, sırtımı yaslayarak ellerimi kucağıma bırakarak ve yanımda bir battaniyeyle yapıyorum. (Meditasyon sırasında vücut ısısı düşer, üşüyebilirsiniz.)
Meditasyona giriş ve çıkış için –kendinize nasıl ki uykuya dalarken ya da uyanırken zaman tanıyorsunuz, birden hızlı hareketler yapmıyorsunuz– mutlaka bir kaç dakika ayırın. Bu, farklı farkındalık düzeylerine uyumlanırken sıkıntı yaşamamak, beden ve zihne alan açmak içindir. Pasif meditasyon sırasında ihtiyaç duyulduğunda beden hareket ettirilebilir, pozisyon değiştirilebilir rahat olun.
Genelleme yapacak olursak; başlangıçta günde 20 dakikalık sonrasında sabah ve akşam günde 2 kez ortalama yirmişer dakikalık meditasyonlar seçilebilir. Başlangıçta alışkanlık için her gün aynı saatleri seçmenizin faydası olur, kalkar kalkmaz ya da yatmadan önce gibi. Fakat meditasyonun türü ve kişiye göre bu; beşer onar dakikalarla başlayabildiği gibi daha sık ve saatlere de yayılabilir. Önemli olan meditasyonun gündelik hayatı dengelemesi, adapte edilebilir olması.
Meditasyonu çok aç ya da çok tok karnına yapmanız, uykulu, yorgun zamanlarda uygulamanız verimi etkiler, dilerseniz öncesinde bir duş alıp uygun bir bitki çayı içebilirsiniz. Müzik, dans (mesela aktif meditasyon ya da kundalini/dinamik meditasyonda olduğu gibi), çapa / araç olarak mantra, obje, sembol, bir kavram ya da nefes odaklanması, niyet, ritüel ve ortamın hazırlanması ya da bunların kullanılıp kullanılmaması tamamen kişiye bağlıdır; fakat mantra, zikir, sembol gibi araçların enerjisel titreşim ve çalışma prensipleri olduğunu ve ehil eller gerektirdiğini de hatırlatmak lazım.
Meditasyona giremeyecek kadar huzursuz, aktif, hareketli olduğunuz zaman ya da zihin ısrarla belli bir noktadaki odağından çıkamadığı zaman bedensel bir aktiviteden (mesela 5 dakika dans edip) sonra ya da zihnin ısrarla üstünde durduğu noktayı düşündükten sonra meditatif duruma geçmeyi deneyin.
Meditasyonda zihinden gelen bir çok düşünceye ve geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen sayısız kafa sesine maruz kalırsınız. Zihin projeksiyonları üzerine konsantre olmadan, onları etiketlemeden, içine girmeden, yargılamadan, özdeşleşmeden, kaybolmadan gözlemler, meditatif hali korur ve giderek zihnin ve bilincin daha ince alanlarına doğru derinleşirsiniz. İmge, sembol, sahne gibi bilinçaltı, kolektif bilinçaltı, bilinç dışı gibi daha ince astral alanlarına doğru derinleştiğinizde de önemli olan, görenin görülenden ayrışması ve her özdeşleşmemde görene, bakana, izleyene dönmem. Zihni belli bir pozisyonda tutmak için, meditatif bir hale ulaşmak ya da korumak için bir zorlama, çaba yoktur, akış vardır. Zihin sizin bir parçanız onu susturmaya çalışanın, ya da araştıran, sorgulayanın zihin olduğunu fark edip sadece doğal olarak izleyin. Siz gökyüzü diğer gelip geçen her şey bulutmuş gibi. Bir süre sonra zihin doğal derinliği, sakinliği ve uyumuna girer. Örneklemek gerekirse; bu bir tefekkür ya da konsantrasyon meditasyonu ise; zihne gelen diğer akınlar olduğunun farkına varıldığında odaklanılan şeye ve tefekküre sakince geri dönülür, bu bir mantra ya da zikir meditasyonu ise; zihne akın edenler, farkına varıldığında, mantra kaybedildiğinde mantraya kendiliğinden tekrarlanarak dönüş sağlanır. Her seferinde bu şekilde gittikçe zihin daha derin trans hallerine dalarak tek bilinç dediğimiz birlik, bütünlük, boşluk, sonsuzluk, heplik / hiçlik anlarını daha uzun süre yakalamaya başlar ve bu; birçok açılıma, bilgi / biliş ve farkındalığa ve bununla beraber her alanda genişlemeye, gündelik yaşam ve bilinçte nüfuza, beden, zihin, ruh boyutunda pek çok faydaya sebebiyet verir.
Çoğunlukla meditasyon sonrasında hiçbir şey hatırlanmaz ya da çok azı hatırlanır, bazen uyuyakalınır, bazen de belli içgörüler, enformasyonlar sağlanır, duyusal değişimler olur, bunlar meditasyon pratiğinizin seviyesine bağlı olduğu gibi o anki zihin-beden durumunuza da bağlıdır; fakat her halükarda farklı düzey ve alanlarda hem farkında olduğumuz hem de olamadığımız belli değişimler ve gerilimlerin salınmaları gerçekleşir. Meditasyon sırasında her gelenin bilincin daha derin katmanlarından ve varoluştan olduğunu, doğal bir süreç olduğunu bilmek ve zihne yem çıkarmamak önemlidir.
Meditasyonun sağladığı fayda ve dönüşüm zamanla yaşamdaki değişimlerle kontrol edilir. Meditasyonun etkisi, sadece yapıldığında değil, yapıldıktan sonra da devam eden, bir çok seviyede, pek çok alanı etkileyen, çok boyutlu bir etkidir.
Kendi kendinize meditasyonu öğrenip deneyimleyebileceğiniz gibi, belli meditasyon tekniklerini uygulayan kişi, eğitmen ve kurumları da tercih edebilirsiniz.
Nefis bir meditasyon hikayesiyle bitirmek isterim…
“Öğrenci meditasyon ustasına gider ve sızlanır… ‘Meditasyonda hiç iyi değilim, otururken her yerim ağrıyor, bazen de uyuyakalıyorum.’
Usta: ‘Geçer’ diye yanıtlar. Bir süre sonra geri gelen öğrenci; ‘Meditasyonlarım çok güzel, muhteşem, uyanık, canlı ve huzurlu hissediyorum’… Usta: ‘Geçer’ diye yanıtlar.
Ahu BİRLİK
Yorum yap