Varoluş Dergisi

KÜÇÜK PRENS SEVERLERE

“Ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden”

-Küçük Prens, (Selim İleri’nin muazzam çevirisi)

 

Uzunca yıllar kalbimde sevmenin tanımı olan cümleydi bu alıntı.

Tilki’nin ilk tanıştıklarında “Evcilleşmek nedir?” diye soran Küçük Prens’e bağlar kurmak olduğunu öğretip; dostluklarının kurduğu o güzel gönül bağının ardından vedalaşma vakti geldiğinde bıraktığı bu hayat dersi, kalbimde hep çok derin bir yer kapladı.

 

Birini sevdiğimde hayatımda fiziksel varlığı olsun ya da olmasın, o sorumluluğu hep hissettim. Sanki böyle olunca sevdiklerimi hiç kaybetmedim.

Nereye gitsem içimin kalabalığı yetti, dışımda yalnız hissetmemeye.

Sevdiklerimle parladım, sevdikçe çağladım.

 

Lakin bazen yük oldu gönlüme bu cümle.

“Seni sevmiyorum” diye yürüyüp gidenin ardından da, “sevmenin yükümlülüğünü alamıyorum” diye bırakandan da kopartamadığım gönül bağının sorumluluğunu ölene kadar taşımak ağır. Çok ağır.

 

Sevmek için koşullarının yazdığı şartnameye mühür peşinde olanlara ördüğün gönül bağının sorumluluğu ağır. Çok ağır.

 

Sevdiklerin seni bıraktığında onları kaybedememek belki kaybetmenin kendinden bile ağır.

Kıyaslayamıyorum.

Bilmiyorum ki, ben hep taşıdım sevdiklerimi kalbimde.

Ne kadar da sorumluluk bilinci yerinde bir birey…

 

Bilmiyorum ki belki bazı başak tarlaları hatırlatmasaydı Küçük Prens’in altın rengi saçlarını, daha mı mutlu mu yaşardı Tilki?

Bilmiyorum ki elini altına sokmaman gereken bir kaya mıydı sevmek?

Yoksa üzerinde yıllarca kendimi insanlardan sakındığım o kaya mıydı sevmek?

 

Nasıl kopar ki gönül bağı?

Hepimiz birbirimize bağlıyken,

hepimiz birbirimiz içinken,

hepimiz BİRken nasıl kopar ki gönül bağı?

 

Bir kez sevdiğine artık sevmiyorum deyince kopar mı gönül bağı?

Sorumluluğunu almadığında kopuyor mu öyle?

Sevdiğinde sorumluluğunu aldıran deli bir güç getirmiyor muydu ölene kadar sorumlu olduğun gönül bağları?

Sorumluluğunu alamadığın sevgi, hiç var olmuş mudur ki?

 

Sevmeye kodlanmış doğama öyle aykırı ki bu dünya, cevapsız sorularımla kalakalıyorum. Aradan geçen bunca zaman…

Hala anlayamıyorum.

Anlayamıyorum.

AŞKla,

Küçük Bir Not: Orada bir yerlerdeki tüm tilkilere, küçük prenslere…

Dünyayı sevgi kurtaracak, sorumluluğumuzu alıp biz yine de sevelim olur mu?

Selin BİNAY

 

 

Selin Binay

Çağlayarak Akan Nehir/ Astrolog / Astropsikoloji Yazarı / Holistik Yaşam Koçu / İletişimci/ Sosyal Hizmet Uzm/ Wordwhisperer/ Daimi öğrenci/ İnsan/ Teslim / Kendi /

Ben Selin
Çağlayarak akan nehir!
Biraz taşkın biraz durgun.
Üzerimden sular çağladıkça taşarken dibimde hayat sükunetiyle devam eder. Balıklarım, kurbağalarım, taşlarım, yosunlarım... Sükunetimdeki kalabalığım.
Kendi yolumda akarken beni sarmalayan toprağı besler su olurum, içime aldığıma yaşam olurum.
Bir hayalim var; karışmak denizlere. Bir damlanın çokluğuna, bin damlanın bolluğuna, bir nehrin birliğine, buluşup nice kendim gibi nehirlerle tatlı sularımı karıştırmak denizlere...

Ben kimim? Ben senim.
Aşkla,
Selin Binay

2 yorumlar

Ahu Birlik için bir cevap yazın Cevabı iptal et

  • O kadar yüksek duygulardan kaleme akmış ki okuyan yüreğinde hissediyor, teşekkürler 🙏🏻🤍🖤

  • Çok güçlü sorular. Cevapları belki hiç bilemeyeceğiz ama derin derin hissetmek yeterli her şeye rağmen sevmek çok güzel ve ışık ışık bir yazı

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler