Varoluş Dergisi

AMİGDALADAN ÇIKMA VAKTİ

Zihnini sen mi yönetiyorsun yoksa zihnin mi seni yönetiyor? Duygularına göre mi düşünceler üretiyorsun yoksa düşüncelerinden kaynaklı mı duyguların gelişiyor? Açıkça söylemem gerekirse bu dünyadaki temel amacımız düşüncelerimizi master etmek. Sizden bağımsız size hükmeden bir zihniniz varsa henüz kat edeceğiniz yol uzun demektir.

Gün içinde milyar tane düşünce geçiyor aklımızdan beyin öyle bir parçamız ki hepsini işlemden geçiriyor, siliyor, kaydediyor, asılı bırakıyor her türlü kararı klasörleyerek ilerliyor. Acı ama maalesef dünyadaki insanların  %95’i otomatik pilot dediğimiz bilinçaltından yönetiliyor. Alt beyin yani sürüngen beyin diye de adlandırılan hayatta kalma benliğimizi yöneten savaş ya da kaç diyen amigdalanın verdiği kararlarla yaşamını şekillendirenler kendi hayatlarını otomatik pilota teslim edenlerdir diyebiliriz. Üzgünüm ama düşünce kalıpları bile buna göre şekilleniyor sonra da insanlar zannediyor ki kendi verdiği kararlarla bu düşüncelere sahip oluyor.

Hiç düşündünüz mü daha önce neye göre bazı yemekleri seviyorsunuz da bazılarını sevmiyorsunuz? Sadece alışkanlık mı sizce? Hayatınızı kim yönetiyor? Neye göre insanlar hakkında düşüncelere ve bakış açılarına sahip oluyorsunuz, kendi bilinçaltı filtrelerinize göre mi yoksa bilinçli zihninin yani yüksek versiyonunun gördüğü gözlerle mi? Düşüncesini yönetebilen kişiler ön beyinden yani bilinçli zihninden hayatını yaşarlar. Bu da demek oluyor ki bilinçaltından özgürleşenler hayatını kendi düşünceleri ile şekillendirebilirler. Bilinçaltında kaç milyon ya da milyar bit bilgi yüklüdür hiç bir fikrim yok. Hepsini temizlemek ne kadar sene alır onunla da ilgili hiç bir fikrim yok. Fark ettiğim bir şey var ki o da yaşanılan an’da frekansımızı ve duygularımızı yüksek tuttuğumuzda beynin ön tarafı aktif kullanılabiliyor. Şunu demek istemiyorum; bilinçaltımız olduğu gibi kalsın biz dikkatimizi ön beyne verip yaşayalım. Zaten, bilinçaltının en temel görevi seni hayatta tutmaya çalışmakken böyle bir şey yapabilmek pek mümkün olmayacaktır. Evrene şu gözlerle baktınız mı hiç her şey yaşamı devam ettirmeye programlı o kadar güçlü bir program ki bu mesela eliniz kesilse dahi hücum eden bir hücre grubu var o yarayı kapatmaya çalışan. Bilinçaltının gücünü belki buradan anlayabilirsiniz. Demek istediğim evet kolay değil bu kadar güçlü bir programı kendi isteğinize göre yönlendirebilmek eğer henüz bakış açınızı değiştirmediyseniz 😉 Eğer karar verdiniz ve nasıl yapılacağını bilmiyorsanız işe kendinize odaklanarak başlayabilirsiniz.

Kendimiz olma yolunda yürürken dikkatimizi ne kadar pozitif frekanslı duygu ve düşüncelere evriltebilirsek yaşamı o kadar yüksek versiyondan yaşayabiliriz. Her varlığın belli frekansı vardır ve yüksek olup olmaması da enerji alanındaki sahip olduğu negatif ya da pozitiflere göre değişkenlik göstermektedir. Frekansı yüksek olan insanlar hayatta istediklerini kolaylıkla elde edebilirler. Bu yüzden de anı yüksek frekansla yaşamaya odaklanırken diğer taraftan da bilinçaltındaki oluş frekansımızı aşağı çeken korku, kaygı, kızgınlık, öfke vs.. gibi negatiflerden arınmak gereklidir. Hatta an’da isteklerimizi yaratabilmek için bu temizlik işlemlerini yapmak şart diyebilirim. Eğer hayatta istekleriniz gerçekleşmemişse henüz, tamamen sizinle ilgilidir diyebilirim. Kabullenilmesi güç bir cümle olsa da, sorumluluğu başkalarına atmak çok daha kolay olsa da gerçek bu 🙂

Odağınızın kendiniz olduğu bir yeni yıl dilerim. Amigdala’dan çıkıp kendinize geldiğiniz bir yıl olsun!!!

Sevgiyle.

Sultan Merve GÜZEL

Sultan Merve Güzel

1989’da İzmir’de doğdum. Endüstri Mühendisliği’nden mezun oldum ve Uluslararası Ticaret ve Pazarlama bölümünde yüksek lisans yaptım. İş yaşantıma özel sektörde başladım ve devam etmekteyim. Madalyonun diğer tarafında ise var olduğumdan beri sürdürdüğüm yaşantım var.
Eğitim-öğretim hayatımız boyunca her ne kadar hep beş duyu organımızla algılayabildiklerimize odaklanılsa da zamanla, üzerine düşündükçe, maddenin sadece maneviyatın şekil bulmuş hali olduğunu fark ettim. Çocukluğumdan beri varlığını derinlerimde hissettiğim ve dış dünyada etkilerini gördüğüm spiritüel tarafımın peşinden gitmek ise varlığımın amacı oldu. Can hocam, İsmail Bülbül ile tanışmak ise yolumda ışık oldu. Reiki Master (3b) seviyesindeyim ve beni kendime taşıyan, dengede tutan en iyi aracım oldu diyebilirim. Benliğimizde gizlediğimiz, hem kendi potansiyelime ulaşmak hem de insanların dengede, huzurlu olabilmeleri için, potansiyellerini ortaya çıkarmak ve onlara yardım etmek ise yürüdüğüm yolu sonsuza taşıyor.
Sevgiyle…

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler