Bazen farkında olduğumuz bir yönümüzü dönüştürmekte zorlanırız.
Kendi üzerimden örneklendirmem gerekirse, kişiliğimde her şeyi kontrol edebileceğini zanneden bir yapı var. Her şeyi kontrol etmenin mümkün olmadığını biliyor olmak, teslimiyete çok uzak bir halde olduğunu fark etmek, bu durumda durumun dengeye kavuşması gerektiğinin bilincinde olmak o yapının dönüşmesi için yeterli olmuyor.
Farkındalık, çok değerli bir kavramdır ve dönüşümün ilk adımıdır.
Fakat sadece çok küçük bir kısmıdır.
‘Bilmek’ aşamasından ‘Olmak’ aşamasına geçemediğimiz bir durumdayızdır.
Farkında olsak da henüz hal’e geçiremediğimiz bir sürecin sancısını, acısını hissederiz.
Belki çok uzun bir zaman bu araf halinde kalırız.
Kendimizde dönüştürmek istediğimiz o yanımıza dair kendi üzerimizde çalışmalar yaparız, konuyu tefekkür eder anlayışımızı geliştirmeye çabalarız.
Bazen, belli bir çabadan sonra artık eskisinden daha iyi bir hale doğru evrildiğimizi zannederiz;
Ve bazen, hayat karşımıza çıkardığı bazı olaylar vasıtası ile bize henüz pek de bir ilerleme kaydedememiş olduğumuzu gösterir.
Hayat akmaya devam eder…
Biz ise hayatın bize gösterdiğini görür, kendi varlığımız üzerinde çabalamaya ve emek vermeye devam ederiz.
Bazen o konuyu hiç dönüştüremeyeceğimize dair bir umutsuzluk kaplar içimizi;
Bazen ise nefes aldığımız sürece umudun var olduğunu biliriz.
Bazen o halimizden nefret ederiz;
Bazen ise şefkatle kucaklarız.
Anlayış, bazı konularda hemen gerçekleşebilen;
İçimizdeki kökleşmiş bazı benlikler için ise daha uzun bir zaman alabilen bir süreçtir.
O yüzden adım adım ilerler insan; ‘emek’leyerek ilerler.
Ve bazen, bir arpa boyu bile yol alamamış gibi hissetse de, aslında diğer yandan ‘farklı konularda’ birkaç sene önce olduğu kişiden tamamen farklı bir insana dönüşmüştür.
İnsanın hatırlaması gereken şey bu’dur.
Gökçe YILMAZ
Yorum yap