“Hayata arınmak için geliyoruz” değil mi? Hep duyuyoruz bu cümleyi. Hayata ne için geldiğimiz konusunun bir kısmını kapsıyor. Tabii ki bir de deneyimlemek için geliyoruz. Eğer ki yanlış bir şey yaptığımızın farkına varmazsak acı bir seviye atlıyor. Belki de bir hastalık oluyor. Vücudumuz bize bir şey anlatmaya çalışıyor.
Diğerlerini inceliyoruz, ben olsaydım böyle yapmazdım diyoruz ya da ne güzel yapmış deyip ders çıkarıyoruz. Bazen de bak onun başına hep aynı şey geliyor diyoruz. Dönüp duruyor aynı çemberin içinde hep acı çekiyor, konu hep aynı…
Gerçekten acısını niye bırakmaz insan, bir ömür yetmiyor mu acaba her şey için. Reenkarnasyon buradan mı geliyor? Ego değişimden yana değil. Onun dediği olacak ya. Kendini öyle tanımlamış. Mutlulukta değişmiyor acıyı. Bu noktada o egoya karışırsak bizi de çekiyor acı döngüsüne. Eğer ki ego gönüllü değilse değişime yani vakti gelmediyse bunu kabullenmek gerekiyor. Kabul etmekte kalpten geçiyor. Yoksa akış bozuluyor öyle değil mi? Ölmeden önce ölmek gerekiyor.
Aydın YAKUPOĞLU
Yorum yap