Gaye hanım yurt dışında yaşayan bir Türk Mimar, Tasarımcı ve aynı zamanda çeşitli hobileri olan bir Reiki Master’sınız. Biz sizi tanıyoruz, okuyucularımıza Gaye ULAŞ kimdir, bu kimliği nasıl kazandı anlatır mısınız?
Çocukluğum Anadolu’nun dört bir yanında birbirinden güzel anılarla geçti. Babamın mesleği dolayısıyla ortalama iki senede bir şehir, okul değiştirdim. Bu durumun en zor yanı, sevdiğim arkadaşlarımı geride bırakmak ve eğitim hayatımda sürekli arayı kapatmaya çalışmaktı. Ancak farklı kültürler tanımak, birçok yeni arkadaş edinmek, küçük yaşta adaptasyon yeteneği geliştirmek ve şeker fabrikalarının o yemyeşil ortamında bilge ağaçlarla bir arada büyümek ise en büyük avantajım oldu.
15 yaşında lise eğitimi için ailemden ayrıldım ve o günden sonra kendi ayakları üzerinde durmanın ne demek olduğunu anladım.
Üniversitede mimarlık eğitimi aldım ve hemen akabinde İngiltere’ye dil öğrenmeye gittim. Döndüğümde de İstanbul’da mimarlık yapmaya başladım.
Reiki hayatınıza nasıl girdi?
İçimde tam olarak kapanmayan bir boşluk vardı. Yıllar su gibi akıp geçiyordu. İşimi severek yapmama rağmen iş yoğunluğu nedeniyle, küçüklüğümden beri hiç durmadan şarkı söyleyen, dans eden ben, yıllarca sessiz kalmıştım.
Sanatçı ruhumu doyurmadığımı fark ettiğimde, hayat karşıma yeniden şarkı söyleyebilmem için müzikal bir topluluk çıkarttı.
Müzikallerde oynamak en büyük çocukluk hayallerimden biriyken, bir nebze de olsa yaklaşabileceğim hiç aklıma gelmemişti. Ladies&Gentlemen adlı koroda birkaç yıl birbirinden güzel insanlarla şarkılar söyledim.
O da yetmedi aynı dönemde müzikal dersleri almaya başladım. Hayatım, yoğun iş temposu ardından geç saatlere kadar süren prova ve hafta sonu eğitimleriyle geçiyordu. Çok keyif alıyordum; fakat bu yoğun tempoya İstanbul şartlarında ancak birkaç yıl dayanabildim.
Hayatımın sakinleşmeye başladığı dönemde Reiki ile uğraşan bir arkadaşım İsmail Bülbül’den bahsetti. Bir gün interneti açtım ve araştırmaya başladım. Bir de ne göreyim, bir başka arkadaşımda eğitim videolarındaydı. Ertesi gün kendisinden ne olacağını bilmeden randevu talep ettim ve Reiki yolculuğum başlamış oldu. Birkaç seans bilinçaltı temizliğinden sonra hazırdım ve ilk Reiki uyumlamamı aldım.
Reiki çalışmaya başladıktan sonra neler yaşadınız? Ne değişti?
Reiki’nin 1.seviyesinde bir tür arınma söz konusudur; size hizmet etmeyen ve huzur vermeyen her şeyi geride bırakmaya başlarsınız. Buna, çeşitli zamanlarda hayat yolculuğunuzda size eşlik etmiş insanlar ve bulunduğunuz çevre de dahil. Ben de 1 yıllık sürecin sonunda yaklaşık 8 senedir çalıştığım iş ortamı ve iş arkadaşlarımdan ayrıldım. Reiki yolculuğum beni değişime yönlendirirken, hayat yeni kapılar açıyordu. Bu süreç 1 yıl kadar sürdü ve sonrasında bir üst seviyeye olan Reiki 2’ye uyumlandım.
Bambaşka hayat şartları ve güçlüklerle baş başa olmama rağmen yeni bir çevre içinde, birbirinden sevimli, genç ve enerjisi yüksek insanlarla birlikteydim. Aradan zorlu bir kaç ay daha geçmişken yine bir değişimin içine giriyordum. Artık teslimiyeti kabullenmiş ve yepyeni bir sayfa açmak üzere 11 yıldır yaşadığım şehri, İstanbul’u terk etme kararı almıştım.
İstanbul’dan ayrılmadan önce Reiki 3A Master seviyesine ulaştım. Bir süre dinlenmeye ve yazın tadını çıkartmaya karar vermiştim ki yurt dışından iş teklifi geldi ve başka bir bilinmeze doğru yola çıktım. Tam hayal ettiğim iş ortamını buldum derken, işe başladıktan 1 ay sonra şirketin kapanacağı ve hep birlikte danışmanlık verdiğimiz firmaya geçeceğimiz haberi geldi. Hayat sürprizlerle dolu işte, bir taraftan sana seçenekler sunuyor, bir taraftan da kendi şartlarını koyuyor. Halen aynı firmada Tasarım Müdürlüğü yapıyorum.
Reiki’de neyi amaçlıyorsunuz ?
Reiki’de dahil yaptığım tüm çalışmalar, ruh ve beden sağlığını günümüz hayat şartları içerisinde dengede tutabilmek, öze ulaşabilmek ve gelecek nesillere faydalı olabilmek adınadır. Kendini bilme yolunda keşfettiklerimle, yolculuklarında ihtiyaç duyanlara da nasiplerince ışık tutabilmek, farkındalıklarını arttırmak da en büyük temennim ve isteğim.
Reiki ile henüz tanışmamış okuyucularımıza ne demek istersiniz?
Şimdiye kadar pek çok farklı çalışma yaptım ve yapmaya da devam ediyorum. Reiki bu çalışmalar içerisinde en çok kullandığım sistem oldu. Ne zaman ihtiyaç duysanız, kendi kendinize uygulayabileceğiniz, bazı hastanelerde de (yurt dışı) kullanılan bir şifa çalışmasıdır. Hepimiz tamamlanma sürecinde ruhun tekamülü için neye ihtiyacımız varsa onu deneyimliyoruz. Bu deneyimler kimi zaman bizi memnun ediyor, kimi zamansa ağır ve sancılı geçerek negatif etkilere yol açabiliyor. Enerjisel anlamda yaşanılan bozulma ve denge değişimlerinin toparlanması, hem fiziksel hem de psikolojik sağlığımız için büyük önem taşıyor çünkü bir çok rahatsızlık auralarımızın zayıflamasıyla ortaya çıkıyor. Ehil ellerde veya kendi kendine yapılan enerji çalışmaları; fizik, zihin, duygu, enerji ve ruh bedenlerinin dengelenmesine yardımcı oluyor.
Ben de kendi yazgım doğrultusunda yaşadığım hayal kırıklıkları, üzüntü ve kederleri nötr bir şekilde kabullenmek ve en az seviyede etkilenmek adına Reiki’yi kullanıyorum. Hayatımızda çok büyük bir önemi olduğundan, herkese bu uyumlamayı almalarını ve kendilerine en büyük yardımı yapmalarını içtenlikle öneririm.
Sevgili Gaye, son olarak; bundan sonraki yaşamınız da; ‘Hayat Amacınız’ nedir?
Sanırım hayat amacım, yalnızca kendimi geliştirmekten ziyade, topluma ve kollektife elimden geldiğince katkıda bulunmak. Bu amaç doğrultusunda, bu tür alternatif çalışmalar hakkında bilgiye ihtiyacı olan; tek başına tecrübelemeye çekinen ya da imkanı olmayanlar için araştırma, gözlem ve edindiğim tecrübeleri Varoluş Dergisi’nde yazıyorum.
İnsanoğlu nasibi kadar ilimden, bilimden, maddiyat veya maneviyattan faydalanırmış. Ben de nasibime düşeni paylaşıyor ve herkesin en yüksek hayrına hizmet etmesini diliyorum.
‘Son söz olarak, aileme, dostlarıma, arkadaşlarıma, ilminden biliminden faydalandığım tüm öğretmenlerime, hayatıma dokunan ve Varoluş Dergisi vasıtasıyla ulaşabildiğim herkese sevgilerimi iletmek isterim.
‘Herkesin en yüksek hayrına neye ihtiyacı varsa, hayatına kolaylık, neşe ve ihtişamla gelsin.
Daha iyi neler mümkün?’
Röportaj
Nagihan Barbaros
Yorum yap