Bırak Hakikat seni ele geçirsin savaşma, peki negatif duygu ve düşünceler içeri girecek korkuyorum. Onlar savaşarak yok edilemezler. Onlar düşüncelerinle var olurlar ve o düşünceleri nötrleyinceye kadar gitmezler. Karma yaratırlar yani, her düşüncen, her eylemin bir zırlık yaratır.
İzin vermiyorlar ki kundalini yükselsin, kök çakrandaki o muazzam enerjin yukarıya kadar çıksın ve seni diriltsin, bu en değerli şeyi bırakıp bir şeyleri oldurmaya çalışıyorsun. Hayır olanda döngünün içinde zaten, kısır döngünün hem de. Zaten yaşadığın şey defalarca, ne anlamı var, olmuş olmasının ya da olmamasının. Ağzına bir parmak bal çalınması bu olsa gerek.
Ama diyorum ki, ben şahitliğini yapmadığım ve neyin uğruna bırakacağımı bilmediğim bir şey için nasıl savaşırım. Bilmediğim, görmediğim ve tatmadığım bir şeyin tadını nasıl bileceğim de diğer tüm illüzyon olanları feda edeceğim. İnsana itici bir güç olmalı değil mi ama?
Kibrine, kıskançlığına, utanmışlığına tanıklık etmediğin, onları fark etmediğin için dönüp duruyorsun o duyguların içinde, çünkü sistem senin her şeyi fark etmeni istiyor. Bunları fark ettikten sonra da kendini fark etmeni. Kim tanıklık edecek sana çünkü öyle olmazsa.
İkili ilişkilerin yaşanmasının sebebinin hep karşındaki insana tanıklık etmek olduğu için olduğu söylenir. Biri sana, senin yaptıklarına, tanık değil ise, sen nasıl var olabileceksin? Birinin seni tanımlaması gerekir, o tanımlayan genelde karşındaki kişi oluyor.
Olup giden her şey senin iradenle mi olduğunu sanıyorsun, seçim yapan duyguların ve düşüncelerin, hakikat değil. Onlar nötrlenmek için seçim yapıyorlar. Nötrlenseler seçim yapmak durumunda kalacak hiçbir şey olmayacak.
Hakikat seçim yapmaz zaten, o sadece saf gerçekliktir ve saf sevgidir, kabul edebilenlere.
Sebile GÜNEŞ
Yorum yap