”Ne taştan kuleler, ne dövülmüş tunçtan duvarlar, ne havasız zindanlar, ne demirden güçlü zincirler, alıkoyamaz ruhun gücünü…” W. Shakespeare
Ho’oponopono; 1983 yılında, Hawaii’nin Yaşayan Hazinesi olarak tanınan Morrnah Nalamaku Simeona, Kahuna Lapa’au tarafından günümüze uyarlanmış olan Hawaii kökenli kadim bir problem çözme süreci olarak tanımlanır(1). Bu öğretilerin eğitimini alıp hastalarında uygulayan Dr. Hew Len ilginç sonuçlarla karşılaşmıştır. (2) Temel olarak “Ben kimim? Kim sorumlu?” soruları sorularak problem çözümüne başlanılır. Bu da varoluş amacının bir parçasını oluşturur. Bu öğretilerin anlaşılması için öz benlik kavramı bilinmelidir. Özbenlik; Tanrısal Zekâ, Bilinç üstü Zihin, Bilinçli Zihin ve Bilinçaltı Zihin. Ve dört üyesinin tam katılımı ile bir birim olarak beraber çalıştığı kabul edilir.
Bilinçaltı; varoluşun başından tüm deneyimlerin deposu, tekrar eden problemlerin, hatıraların yeridir. Bilinçli Zihnin ise; seçim yapma şansı vardır. Ya bilinçaltının zorbalığına katlanır ya da dönüşümü başlatıp arınma ve aydınlanma sürecini başlatabilir.
Dönüşüm için bilinçaltındaki hatıraları sonsuzluğa özgür bırakıp nötralize etmek gereklidir. Psikanaliz ve Analitik Psikolojinin kurucuları olan S.Freud ve C.G.Jung da çalışmalarında, Bilinç dışı, Bilinç ve Bilinçaltı kavramlarından bahsetmiş olup Kolektif bilincin bireyler üzerindeki etkilerini incelemiştir. Aklımızın farkındalığında olmadığımız bir saniyedeki bilgilerin, sadece milyonda biri kadarının bilincindeymişiz. Belki yaşadığınız deneyim anne babanıza ya da onların atalarına aittir. Ancak bizler de onların uzantılarıyız.
Peki bu durumda sorumlu kimdir? Sorumlu biziz…
Evet yaşadığımız ve etrafımızda tanık olduğumuz her şeyin sorumlusu biziz… Ama suçlusu değil… Bu iki kavram karıştırılmamalıdır. Elbette başkasını düşüncemizle incittiğimizde bile varoluşa karşı karma borcu yaratırız. Yaşadığımız toplumsal kurallar çerçevesinde suçlu kişilere bir şekilde cezai işlemler uygulanacağı kaçınılmazdır ancak; “Bu durumu neden yaşadım? Neden hayatıma çektim? Görmem gereken nedir? Nasıl dönüştürebilirim? Bunun sorumlusu benim” dediğimizde dönüşüm başlayacaktır. Çünkü gerçekliğin kabulünün farkındalığındasınız artık. Dönüşüm için telkin ve olumlama öncesinde arınma yapmak önemlidir. Sadece olumlama yapmak; kirli su olan kaba temiz su ekleyerek dilüe etmek gibidir. Bilinçaltında kalan o küçük tortu tutmuş ayrıntı, bir hatıra ile tetiklenip çalkalanınca su yeniden bulanıklaşır ancak sebep anlaşılamaz, çünkü hatırlanmaz.
Ho’oponopono: Bilicimizde ve bilinçaltımızdaki tüm olumsuz duygu ve durumlardan arınma yöntemlerinden biridir. Temelde dört basit cümleden oluşur.
Senden özür dilerim,
Lütfen beni affet,
Seni seviyorum,
Teşekkür ederim…
“Ne saçma bir şey… Neden, kimden özür dileyecekmişim? “ dediğinizi duyar gibiyim… Kendi ilahi benliğimizden, özümüzden özür diliyoruz. Çünkü bunu şimdiye kadar fark etmemiştik, bize bunu fark ettirdiği için egomuzu aşıp özür diliyoruz. Kendimizi sevdiğimizi hatırlıyoruz… Teşekkür ediyoruz… Sıklıkla… Defalarca…
Nasıl mı oluyor? Anlamak için şöyle basit bir örnek anlatılıyor. Araba kullanacağımız zaman kontağı çevirip gaza basıyoruz ve aracımız ilerliyor. Bu arada diferansiyel sistemini, ateşlemesini hesaplıyor muyuz? Siz de lütfen nasıl olacağını düşünmeden deneyin ve sonuçlarını görün…
Ben hem kendim hem de başkalarına şifa amaçlı reiki uygulayacağım zamanda ve günlük hayatımda sıklıkla Hawaii Duası ile başlarım. Duanın naifliği ve yüceliği beni çok etkilemiştir. Daha sonra karşılaştığım ya da başka kişideki tüm olumsuz durumlar için ayrı ayrı arınma yaparım. Arınmanın etkili olması için sık tekrar edilmesi gereklidir. Çünkü milyonlarca kayıt olduğu kabul edilir. Her hangi bir olumsuz durum için dört cümle kullanılabileceği gibi ben uzun şeklini tercih ederim. Mesela sürekli maddi sıkıntılar yaşıyor olabilirsiniz, bununla ilgili bilinçaltınızda birçok kalıp olabilir.
Daha spesifik sebebi bularak ya da genel olarak arınma yapabilirsiniz.
Örnek: İlahi yaratıcı, ilahi benliğim; “Mesleğimden para kazanamama” (arınmak, kurtulmak istediğiniz durum ne ise) ile ilgili fark ederek ya da fark etmeyerek oluşturduğum tüm negatif duygu ve düşünceler için, “Senden özür dilerim”. Bunun sorumlusu benim. Bunun şifalanması, arınması ve saf enerjiye dönüşmesi için, “Lütfen beni affet,” ,“Seni Seviyorum,”, “Teşekkür ederim”.
Hawaii arınma yöntemlerinden biri de; indigo-çivit mavisi denilen, ışık tayfasında mavi-mor arasındaki rengin enerjisinden faydalanılarak uygulanır. Bu renkteki su dolu cam şişelerin güneşte en az bir saat bekletilmesi sonrası içme suyunuza, kahvenize, ev temizliğinize kullanarak arınma sağlanabileceğinden bahsedilmiştir. Şişe güneş altında iken metal kapak kullanmayıp mantar ya da plastik olması gerektiği vurgulanmıştır.
Ve son olarak Hawaii duası ile bitirmek istiyorum:
“İlahi Yaratıcı… Ben, ailem, akrabalarım ve atalarım, yaratılışımızın başlangıcından günümüze kadar başka birinin ailesini, akrabalarını ve atalarını düşüncemizle, sözlerimizle veya davranışlarımızla bilerek ya da bilmeyerek incittiysek, af diliyoruz. Bunun tüm olumsuz anıları, engelleri, enerjileri ve titreşimleri temizlemesine, arındırmasına, salıvermesine ve kesmesine izin verin. Bu istenmeyen enerjileri saf ışığa dönüştürün ve öyle de oldu, teşekkürler.”
Ben denedim… oldu… Siz de deneyin ve olsun…
Yasemin KAYA
Kaynakça:
1) The User illusion/ 2005-2010 Bingboard Consulting
2)Zero Limit/ Joe Vitale
Yorum yap