Madde olarak gözüken her şeyin aslında bir titreşim ve enerji olduğu günümüzde bilim insanları tarafından saptanmış durumdadır.
Bu dünyada insan, madde alemindeki tezahürü olan beden ile görünür olsa da; özünde
enerjiden oluştuğu yine pek çok yerde okuyabileceğimiz bir bilgidir.
Bu durumda insanın kendi enerjisini korumayı ve kendi istediği şekilde ve doğru eylemlerde kullanmayı öğrenmesi, hem dünyasal gereklilikler açısından hem de spiritüel açıdan çok önemlidir.
Bu konuyu sizlere 4. Yol Öğretisinin kurucusu olan George Ivanovich Gurdjieff’in evrenin bir kanunu olduğunu belirttiği “Yedi Kanunu” diğer adıyla “Oktavlar Kanunu” üzerinden açıklamak istiyorum. Gurdjieff’in öğrencisi olan P.D. Ouspensky’nin yazdığı “İnsanın Gerçeği Kendini Bilmek” adlı kitapta Oktavlar Kanunu çok uzun ve detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Ben bu yazı için o bölümden çok küçük bir kısmı alıntılamak istiyorum.
“… nesneler üzerindeki hakimiyetin içimizdeki şeyler üzerindeki, ‘kendimiz üzerindeki hakimiyet ile’ başladığı da anlaşılmalıdır. Kendi kendine ya da kendi içindeki şeylerin gidişine hakim olamayan bir insan, hiçbir şeye hakim olamaz.”
“Hakimiyet ne şekilde kazanılabilir?”
“Bunun teknik kısmı, oktavlar kanunu ile açıklandı. Şayet ‘ilave şoklar’ gerekli anlarda yani titreşimlerin yavaşladığı anlarda dahil olurlarsa, oktavlar, birbirinin peşi sıra ve sürekli olarak arzulanan istikamette gelişebilirler. Eğer ‘ilave şoklar’ gerekli anlarda dahil olmazlarsa, oktavlar istikametlerini değiştirirler. Herhangi bir yerden kendiliklerinden gerekli anlarda gelen tesadüfi ‘şoklar’ ümitleri ile avunmak, doğaldır ki mümkün değildir. Böyle bir durumda, insana, ya belli bir andaki olayların mekanik çizgisine uyan faaliyetleri için bir istikamet bulma, diğer bir ifade ile, iç eğilimlerine, inançlarına ve ilgilerine ters düşse bile ‘yel nereden eserse oraya gitme’, ‘nehrin akışı içinde yüzme’ ya da her şeydeki başarısızlığı ile kendini uzlaştırarak yapmaya başlama seçeneği kalmaktadır; veya faaliyetinin bütün çizgilerinde ‘entervallerin’ zamanlarını tanımayı ve ‘ilave şoklar’ı yaratmayı, diğer bir ifade ile kozmik kuvvetlerin gerekli anlarda, ‘ilave şokları’ yaratmada faydalandıkları yöntemi kendi faaliyetlerine uygulamayı öğrenebilir.”
Gurdjieff’in bu cümle ile anlatmak istediğini “kendi anlayışım üzerinden” sizinle paylaşmak istiyorum.
Evrendeki her durum, her olay, her duygu tıpkı kalbimizin EKG si çekildiğinde kağıda yansıyan o görüntü de olduğu gibi yükselme ve alçalma döngüsündedir. Hayatımızda herhangi bir karar aldığımız anı yükselme anı olarak, aldığımız kararı uygulamamız yolunda önümüze çıkan içsel ya da dışsal etkileri ise alçalma anı olarak kabul ettiğimizi düşünelim. Alçalma anlarını fark edip, bu noktalarda bilinçli olarak uygulayacağımız ilave şoklar ile aldığımız kararın devamını ve o oktavın yani döngünün tamamlanmasını sağlayabilmemiz mümkündür.
Bunu daha kolay anlaşılması ümidiyle bir örnekle açıklamak istiyorum.
Yeni yılda 6 ay boyunca haftada üç gün düzenli olarak spor yapmaya karar verdiğimizi farz edelim. Aldığımız kararı ilk zamanlar daha yüksek bir motivasyon ile uygulamamız daha kolay olabilir. Sonrasında ise hayatın olağan akışı içerisinde bizim kontrolümüzde olmayan birçok olay gerçekleşir. Bazı günler mesaiye kalmamız gerekebilir, bazı günler evde yapılması gereken ekstra işler çıkabilir, bazı günler iş sonrası arkadaşlarla biraz vakit geçirmek isteyebiliriz, bazı günler geniş aile yemeklerine katılmamız gerekebilir, bazı günler çocuğumuzla ilgilenmemiz gerekebilir, bazı günler hava kapalıdır, bazı günler hava soğuktur, bazı günler kolumuzu kaldırmaya mecalimiz yoktur, bazı günler spor yapmak içimizden gelmiyordur. İşte tüm bu içsel ve dışsal etkenler, aldığımız kararı uygulamamızın önündeki engellerdir. Bir gün bir engeli geride bırakırız ama ertesi gün önümüze başka bir engel çıkar. Ve eğer biz tüm bunların kararımızı uygulamamız önündeki engeller olduğunu fark etmezsek o engellere takılıp düşeriz ve en sonunda bir gün aldığımız kararı uygulayamadığımız bir noktada kendimizi buluruz. İşte Gurdjieff’in ‘ilave şok’ yaratılması gerektiğini söylediği noktalar tam da bu gibi noktalardır. Çünkü hayatın akışı insanın karşısına her zaman farklı zorunluluklar ya da farklı olasılıklar çıkaracaktır. Kişi hayatı ve kendisini gözlemleyip, aldığı kararı uygulamasının önündeki içsel ve dışsal engellerini fark ettiğinde, tam da bu noktada ‘nehrin akışı içinde’ savrulmak yerine kararı doğrultusunda bir seçim yapmayı tercih edebilir.
O oktavın döngüsünü tamamlamak demek aslında o oktavı kapatmak demektir.
Bunu hayatımızın tümüne yaymamız mümkündür. Gün içerisinde aldığımız herhangi bir karar ya da hayattaki sorumluluklarımız için de aynı oktav mantığı çalışmaktadır. Kaldırmamız gereken bir bardağı orta sehpada bırakmak, tam bulaşık yıkayacağımız zaman arayan ve uzun uzun sohbet etmeyi seven bir arkadaşımız, 3 gün sonraya yetiştirmemiz gereken ama bir türlü başına oturamadığımız için son an’a kadar sürekli bir sonraki an’a ertelediğimiz bir proje, ayrıldığımız halde uzun zamandır unutamadığımız eski sevgili. Tüm bunlar hayatlarımızda o andaki açık olan oktavlarımızdır. Bilgisayarın arka planında çalışan programlar nasıl ki bilgisayarın performansını etkiliyorsa, insan hayatında da arka planda çalışan tüm açık oktavlar kişinin günlük enerjisini ve bu hayatın içindeki performansını düşürür.
Hayatlarımızdaki açık oktavları kapatmak ise, öncelikle hayatımızdaki açık oktavları fark etmek ile başlar.
Tam şu anda, eline bir kağıt kalem al ve hayatında var olan ve arka planda çalışarak senin enerjini sürekli sömüren açık oktavları yaz.
Hemen şu anda kapatabileceklerini hemen şu anda kapat. Bugün kapatabileceklerini bugün kapat. Daha geniş zamana yayılmış olanlar için ise bir plan yap ve o planı da gerekli yerlerde (alçalma anlarında) gerekli ilave şokları gerçekleştirerek (kararın doğrultusunda bir seçim yaparak) o oktavı kapatana kadar uygula.
Açık bir oktavı kapatmak için bir diğer seçenekte geçmişte bir zaman almış olduğun bir karardan vazgeçmek ya da o konuyu örneğin 1 sene sonraya ertelemek olabilir. Sen o karardan vazgeçtiğinde ya da ertelediğinde, zihnin artık o konu üzerinde düşünmeyecek ve sen de enerji kaybından korunmuş olacaksın.
Hepimize aldığımız tüm kararları kolaylıkla uyguladığımız bir yıl dilerim.
Mutlu Yıllar
Gökçe YILMAZ
Çok faydalı, çok güzel bir yazı olmuş. Eline, emeğine sağlık
Teşekkür ederim, sevgiler