Ağzımızdan giren her besinin içimizde nasıl bir kimyasal etki yaptığını bilsek yediklerimize daha dikkat eder miydik? Muhteşem işleyen bir bedensel mekanizmaya sahibiz ve beden yaptığı her çalışmada bizi korumaktan yana işliyor. Peki, bizler bu kadar güzel işleyen bir mekanizmaya ne kadar yardımcı oluyoruz. Gerçekten doğru besleniyor muyuz? Bizler milyarlarca hücreden oluşan bir fiziksel bedene sahibiz. Hem sağlık, hem de hastalık hücrenin içinde başlar. Tek tek her hücrenin sağlığı demek genel anlamda bedenin sağlığı demektir.
Hücrenin sağlıklı olması, temiz beslenmeden elde edilen enerjiyle bağlantılıdır, işte bu temiz beslenmeyle alınan gıdaların enerjiye dönüştüğü ortama da ALKALİ ortam diyoruz. Aslında genel sağlığımız için de gerekli olan ALKALİ ortamdır. ALKALİ ortamda hücreler işlerini daha kolaylıkla yaparlar. Neden mi; çünkü her enerji üretiminde bir atık, yani çöp ortaya çıkar, bu atık ne kadar azsa hücre de o kadar sağlıklı çalışır. Sağlıklı gıdalardan zengin beslendiğimizde bu atık az olur ve bu atığı normal yollardan kolaylıkla dışarı atabiliriz, yani idrar, ter ve nefes verme yoluyla. Sağlıklı gıdanın frekansı da daha yüksektir. Bizler sadece fiziksel bedenden ibaret olmadığımıza göre de enerji bedenimizin de alkali diyetle desteklenmesi gerekir. Frekansımız yüksek olduğunda hastalıklara yakalanma olasılığımız düşer.
Bunun tam tersi ortamı da ASİT ortam diye tanımlayabiliriz. Yani sağlıksız gıdalardan aldığımız besinlerin enerjiye dönüştüğü ortama da ASİT ortam denir. Asit ortamda hücreler işlevlerini daha zor yaparlar, çünkü bu ortamda enerji üretilirken atık daha fazladır. Peki, atık fazla olursa ne olur? Sorusuna da şöyle bir cevap verebiliriz; çok fazla atık olduğunda hücre bu atıkları beden dışına atmakta zorlanır ve kapasitesinin üzerine çıkınca da bir kısmını vücut yağlarımızın içinde depolar ve bu o kadar önemlidir ki bunu bizi korumak için yapar. Böyle yapmasaydı ne olurdu? Asit ortamdan çıkan atık önce dokuyu kirletir ve fonksiyon kaybı yaratır, daha da artarsa o organda hasar yaratarak hastalığa sebep olurdu. Ve asit ortamdan alınan enerjinin frekansı da daha düşüktür. Bu da bizi hastalıklara karşı dirençsiz yapar ve bağışıklığımızı düşürür.
ÖZETLE SİSTEM ŞÖYLE ÇALIŞIR:
Hücrelere hayat veren besleyici maddeleri ve oksijeni, kan akımı yoluyla hücrelere ulaştırmak zorundayız. Aynı zamanda, aynı kan akımı aracılığıyla hücrelerdeki işlemler sonrası oluşan artıkları, ‘çöpleri’ yani hücresel asitleri vücudumuzdan uzaklaştırmalıyız. Alkali ortamda kan oksijeni ve besinleri hücrelere taşır, hücre duvarlarından kolayca geçerek bunların enerjiye dönüşmesini sağlar. Ve böylelikle işlem sonrası oluşan asit artıkların hücre duvarlarından rahatça dışarı atılması, ardından da asit temizleyen organlara taşınması mümkün olur. Tam tersi bir durumdaysa yani yükü(çöpü) fazla olursa dışarıya atmaya zorlanır ve zamanı kalmadığında bunları yağların içine depolar ve bu nedenle istemsizce kilo almaya başlarız. Kısacası farkında olmadan bir kısır döngünün içine gireriz.
İYİLİK, SAĞLIK HALİ BUDUR. ASİT ALKALİ DENGESİ.
Yorum yap