Bay Tebrikler hayatı boyunca çalışmış durmuştu, hayat onu çok yormuştu. Evinde dinlenmekten başka bir isteği yoktu. Uzun yıllar boyunca kimsenin yapamayacağını düşündüğü işler başarmış ve birçok övgüye layık görülmüştü. O olmasaydı evren onun bulunduğu yerden içine çökecekti. Ona göre herkes kötü bir tek o iyiydi.
Sabah çok erken bir saatte kalktı, ona hiç uyumamış gibi geliyordu. Kendinden geçinceye kadar cep telefonunda bir şeylere baktı. Bütün gece bunu birkaç kez tekrarlıyordu. Uzmanlar uyumadan önce ekrana bakmayın diyordu ama onlar Bay Tebrikler’den daha mı iyi bilecekti. Onlar hayatında ne tebriki almıştı ki.
Kalkıp kahvaltısını yaptı. Yine sevdiği şeyleri yedi. Sevmediği şeyleri yemedi. Onun zevklerine kim karışabilirdi ki. Kimmiş o uzman bütün renklerden masanızda sebze meyve bulunsun diyen.
Kahvaltısını bitirdikten sonra televizyonu açtı. Dünyanın ne kadar kötü bir yer olduğunu anlatan kanalı uzun uzun izledi. Daha öğlen olmamıştı ama o şimdiden 2,3 saat ekrana bakmıştı. Hastalıklarını düşündü o her şeyi doğru yapmıştı, zalim dünya ona haşin davranmıştı. Sonra tebrikler aldığı günler geldi aklına ve hafifçe gülümsedi. Nasıl da öttürmüştü altında çalışanları. Sahi ya ne olmuştu onlara, iş arkadaşlarına. Aman şimdi ne arayacaktı onları hem ne konuşacaktı ki, bir sürü dertleri vardır onların şimdi diye düşündü. Benim derdim bana yeter dedi Bay Tebrikler. Diğer felaket haberlerini izledikten sonra dışarı çıkmaya karar verdi.
Şöyle bir tur atayım dedi. Sağlık her şeyden daha önemliydi. Bunu biliyordu. Ama çok seviyordu hayatı çok zevk alıyordu. Zihninin mutluluk hormonu salgılaması için hep elinden gelenin en iyisini yapıyordu. Kalori ne ki ben zaten harcıyorum getirin onu bana, yediğime kim karışabilir ki ben yürüyorum zaten dedi içinden, yakıyorum ben onu. Dosyalar hep hazırdı zihninde.
Yürüyüş dosyasını çalıştırdı ve dışarı çıktı. Aynı rotayı aynı saatte takip ediyordu. Onun hayatında sürprizlere yer yoktu. Yolda yine kendisine benzemeyen insanlar gördü. Nasıl her şeyi olduğu gibi kabul edebilirdi ki ona göre herkes onun gibi olmalıydı. Yine zihninde uzun uzun hesapladı hayatı. Yürüyüş bitti, eve döndü, televizyonun başına geçti. Akşam uyuyamadığı için bir şeyler içeyim dedi yatmadan önce. Ne kitabı, yaa ne toprağı o zihninde dolu dolu yaşıyordu hayatı.
Peki ya siz tanıdınız mı Bay Tebrikleri!
Aydın YAKUPOĞLU
Yorum yap