Bencilce yaşamak ne kadar kötüyse, bir insanın iyiliğini, kişi yardım talebinde bulunmadan yardım etmek de o denli kötüdür. Nasıl ya, yardımın neresi kötü olabilir ki diyebilirsiniz. Ağzımızdan çıkan her bir sözün hatta ve hatta zihnimizden geçen her bir düşüncenin misal alemindeki sayısız olasılığı etkilediğini düşünecek olursak, yardım ederek neleri etkileyebileceğini siz düşünün. İyi, tamam yardım ediyoruz nesi kötü, nasıl kötü etkileyebilir ki?
Her varlık aynı bilinç seviyesinde olmadığından, her varlığın tekamül süreci kendine göre işler. Yaşaması gereken, deneyimlemesi gereken, yürümesi gereken yol görece birbirlerinden farklıdır. Daha üst bilinç çerçevesinden bakan kişiler, bazı kişilerin göremediklerini görebilir hatta ve hatta çözüme giden yolu bile bilirken öylece durup müdahale etmeden duramayabilirler. İşte burada, yardım edeceği yanılgısına kapılıp karşı taraftaki kişinin tekamül sürecini belki de uzatırlar. Üst bilinçteki kişi enerjisini boşa harcamış olurken yardım edildiği düşünülen kişi ise alması gereken dersi henüz alamadığından tekamül süreci de böylelikle ötelenmiş olur.
Bir de karşı taraf senden yardım talebinde bulunmamıştı ki. Sürekli böyle yaşayan bir kişiyi ele alalım. Ee karşı taraf senin yaptığın iyiliğin de kıymetini anlamayacak, onu almaya gönüllü değildi, nasıl hissedebilir ki aldığı yardımın lezzetini? Bu sefer, yardım ettikçe karşı tarafın teşekkürü yerine nankörlüğüne kucak açmış olacaksın. Bu, bir nevi kişinin kendi kul hakkına girmesi değil midir? Aslında, iyilik yapıldığı düşünülerek meğer ne çok kötülük yapılıyormuş, hem kendine hem karşı tarafa. İnsanların iyiliğini yürekten düşünenler için kayıtsız kalmak her ne kadar çok zor olsa da yardım etmeden durabilmek çok daha büyük iyilik aslında.
Bir de bu noktada enaniyeti beslemek gibi negatif bir tarafı da oluyor yardım eden kişinin. Kişi farkında olmasa da Tanrıcılık rolüne soyunduğunu, oynarken bu rolü, yaklaşılması gereken tam teslimiyet duygusundan tam tersi istikamete yürütür kendini.
Birisi sizden yardım talebinde bulunuyorsa, kişi buna açık, anlamaya hazır, yapılan yardımın değerini anlayacak seviyede ve dahası tekamülünde bu noktada ilerlemeye hazırdır. Yani, ilahi plan işlerken, yolcuya yolunda eşlik etmek sana düşmüştür, Tanrı olmak değil. Böylelikle, yardım eden de alan da enerjisini doğru yerde doğru zamanda kullanır. Bu da yanlış insana ayrılan enerji israfı, zaman israfının önüne geçerken çok daha fazla yardıma ihtiyacı olan insana dokunabilmeye yarar.
Bazen de kişi yardım talep eder, üst bilinçteki biri yardım eder; fakat bir türlü verilen yardımın karşılığında çıktı değişmez, yani sen harcadığın enerji ile kalırsın. O zaman da anlamalıyız ki yardım talep eden kişi henüz değişime, ilerlemeye gönüllü olacak kadar hazır değil. Orada da bırakın zorlamayın ki daha fazla uzamasın tekamül süreci.
Talepsiz yaptığımız yardımın veya talepsiz yapacak olduğumuz tüm yardımların iyi olduğunu düşünürken yaptığımız sadece ve sadece kötülüktür. Bırakın herkes kendi rolünü oynasın özgürce. Güneş doğsun, ağaçlar çiçek açsın, gökyüzü ağlasın, yeryüzüne bahar gelsin, hava kararsın, kar yağsın… Akan zamana karışmadığınız gibi karışmayın insanlar iyisiyle, kötüsüyle yaşasın, avuçlarını kainatın mutlak sahibine açsın, varsa ilahinin planında rolün, yürürsün varacağı yere kadar büsbütün.
Sevgiyle.
Sultan Merve GÜZEL
Çok farklı bir bakış açısı. Hiç bu noktadan düşünmemiştim. Bunu sadece çocuk gelişimine dair bir husus olduğunu düşünmüştüm. Yazarin kalemine sağlık. Devamını bekliyoruz..
Çok teşekkür ederim dokunabildiysem ne mutlu 🙏🏻☺️