Merhaba Varoluş Dergisi Okurları. Biz dergi yazarları olarak yazılarımızı pozitif yazmaya çalışıyoruz. Ne var ki ülkemizin son aylarda yaşadığı gerilimli hava kolektifi verimli olmayan bir hale getiriyor. Aslında bu gibi durumlarda bizim görevimiz farkındalığı arttırmak. Fakat şöyle bir durum var ki kolektiften kendimizi sürekli ayıramayız ama zihnimizdeki düşüncelerin ne tarafa evrildiğini kolektifle çakışmaları yapageldiğimiz meditasyon veya başka çeşit farkındalık çalışmaları ile anlamamız mümkün.
Mutasavvıf, Sufi, Şair Mevlâna Celalettin Rumi diyor ki: “Eğer şeytanı görmek istiyorsan aynaya bak.”
İşte bu kolektifle bir olur, kendi özümüzü ondan ayıramazsak neyin nerde başladığını nerde bittiğini fark edemezsek olacak olan durum budur.
Şu ana kadar hep yazıldı, yine yazılacak, vuslata kadarda yazmak isterim “Bu dünyadaki amacımız doğruya evrilmektir.”
Nasıl ki sağlık ve hastalık ikilisi varsa, eğri ve doğru ikilisi de var.
Aman efendim ben doğruyum ben oldum, gibi bir şey yok, insanın kutupları bunlar. Apayrı bir kainatta tek başınıza yaşamıyorsanız başka ama eğrilikte maalesef insana mahsus. Çocukluktan, atalarımızdan, çevremizden aldığımız huyları eğri veya doğru deyip bilinç veya bilinçaltımıza atıyoruz. Eğriliklerde bazen olmadık yerde kendilerini bize gösteriyorlar. Bence burada yapılması gereken en önemli şey o eğrinin de biz olduğumuzun farkına varmak ve bilincimizin derinliğini arttırmak. Yani hem eğriyle özdeşleşmeyeceğiz hem de onun biz olduğumuzun farkında olacağız. Tezat bu ikisinin gerilimi altında kalırsak eğrinin enerjisini doğrunun saflarına katmış oluruz.
O zaman bir soru: Nerede gösteriyor bu eğrilik kendisini?
Cevap: Mümkün olan her yerde!
Hatta bazı çiftlerde ikiliden biri der ben hiç sinirlenmem, doğrudur hiç sinirlenmez, çünkü o görevi eşine devretmiştir, eşi de der ki benim hiç endişem yok şu hayatta, doğrudur hiç endişe duymaz, çünkü o da o görevi eşine devretmiştir. Ama bu anlaşmanın kendileri de farkında değildirler. Bu verdiğim örnekte maalesef üzücü örneklerden birisi, birçok evlilikte sonradan kırılmalara da sebep olabiliyor.
Bazen de bir bakmışsınız eşiniz sizin tam istemediğiniz şeyi yapıyor tamda sizin düşündüğünüz şekilde. Nasıl mümkün olabiliyor acaba bu? Sonrası yine malum…
Aydın YAKUPOĞLU
Yorum yap