Varoluş Dergisi

İÇİNDEKİ DIŞINDA

Günlerden bir gün hikayemizin kahramanı Ada düşünmeye başlar. Hiç kendim için bir şey yapmıyorum. Bu hayat böyle gitmez, sürekli mutsuzum demiş kendi kendine. Birçok iş değiştiren Ada nereye gitsem aynı şey oluyor. Hikâye aynı, isimler farklı, hep aynı şeyler. Böyle düşünürken, niye başkalarına sormuyorsun ki, onlar mutlu olmak için ne yapıyor diye bir ses gelmiş içinden.

Ada bu sesi dinlemeye karar vermiş. Arkadaşlarına tanıdıklarına önüne gelen herkese anlatmış derdini. Ben de sürekli mutlu olmak istiyorum, başıma güzel şeyler gelsin istiyorum demiş. Sordukça anlamış ki insanlarda ondan çok farklı değillermiş. Ada düşünmüş, içine çekilmiş tam o an da mahallenin delisi karşısından geçiyormuş. Yahu sormadığım bir bu kaldı demiş Ada.

Mahallenin deli deyip dalga geçtiği adam hemen cevap vermiş: “Ada abla ben en çok yeni yerler görmeyi gezmeyi seviyorum” demiş. Ne ona mutluluğu kim kaybetti ki biz bulalım demiş, ne de ay canım canın mı sıkıldı diye sormuş. Ne ona psikoloğa gitmeyi önermiş ne de ona bırak o işi başka bir iş bul demiş. Aklından geçen ilk şeyi söylemiş.

Ada uzun uzun düşünür olmuş. Küçük bir tatile, yeni yerler görmeye ihtiyacı olduğunu biliyormuş, ama nereye gideceğine bir türlü karar veremiyormuş. Acaba yine birilerine mi sorsam diye iç geçirmiş. Oturmuş, televizyon izlemeye koyulmuş, elinde kumanda bir o kanala bir bu kanala giderken bir otelin reklamını görmüş, reklamlarda “aradığınız şeyi burada bulacaksınız” diyormuş. Otel gayet konforlu ve manzarası çok güzelmiş. Ada düşünmüş içinden keşke hem orada kalsam hem de yeni yerler görsem, gezsem, dolaşsam ne güzel olur demiş ve uyuyakalmış.

Rüyasında televizyonda gördüğü oteldeymiş, biraz güneşlenmiş, biraz yüzmüş, Ada çok eğleniyormuş. Dinlenmek için şezlonglara uzanmış ve gittiği şehrin tarihi çarşısını anlatan bir dergiyi plajdaki masalardan birinin üzerinde görmüş. Şöyle bir dergiyi karıştırmış bu eski şehrin tamamen korunduğunu, eskicileri, müzeleri, tarihi eserleri, hanları, kaleleri, rengarenk kumaşlar satan dükkanları, pamuk şekeri satmaya çalışan sokak satıcılarını görmüş. Çarçabuk oteldeki odasının yolunu tutmuş bu eski şehri görmek için sabırsızlanıyormuş.

Ada üstünü değiştirmiş ve otelin kapısının önünde beklemeye koyulmuş, bir dolmuş ve bir fayton otelin önüne doğru ilerliyorlarmış. Hangisine binsem diye düşünürken birden ilk gelene bin diye bir ses gelmiş içinden. Elini kaldırmış, faytoncu onu görür görmez atının yularını çekmiş, yanındaki dolmuşu geçmeye çalışıyormuş. Dolmuş faytona çarpmamak için frene basmış. At var gücüyle koşmuş ve otelin yanında durmuş. Ada filmleri andıran bu sahne karşısında donakalmış.

Faytoncu atla demiş Ada’ya mutluluğu bulmaya gidiyoruz. Ada ne diyeceğini şaşırmış ama ayakları çoktan faytona binmek için harekete geçmiş. Nereden biliyorsun diye sormuş Faytoncu’ya mutluluğu aradığımı. Bu otele gelenler mutluluğu arar demiş faytoncu. İşte tam o an da sabah olmuş ve Ada çok sevdiği rüyasından uyanmış. Yüzünü yıkamış ve işe gitmek için hazırlanmış. Yine bütün gün koşturmuş ve çalkantılı iş hayatında ona buna laf yetiştirmiş. Bütün yarıda kalan işleri düşünmek onu yine çok yormuş. Sanki hayatında nereye gitse beraberinde bir karmaşayı da yanında götürüyormuş Ada.

Akşam olmuş ve işten yorgun argın çıkmış, servise binip evin yolunu tutmuş. Evde boylu boyunca uzanmış. Birden akşam gördüğü rüya gelmiş aklına, inşallah kaldığı yerden devam eder demiş. Saatine bakmış, “yaa daha yatmaya çok var” demiş Ada. Ne yapsam acaba demiş içi içine sığmayan Ada, gideyim biraz dolaşayım da akşam olsun demiş. Bir şeyler atıştırmış, eşofmanlarını giyip parkta yürüyüşe çıkmış.

Ona ne olduğunu bir türlü anlayamıyormuş hem yorgunmuş hem de uyanıkmış. Her zamanki gibi parkta yürürken küçük bir köpek yavrusuna rastlamış. Köpek ona bir şeyler anlatmaya çalışır gibi havlıyormuş. Daha önce de birçok hayvan onunla konuşmaya çalışmış ama Ada hep meşgulmüş. Bu sefer dinlemiş köpeği, köpek ona boş su kabını göstermeye çalışıyormuş. Ada gitmiş marketten su almış köpek bisküvisi almış. Köpekle oynamış durmuş, kendi problemlerini düşünmez olmuş. Sonra köpekle vedalaşmış evin yolunu tutmuş. İçinden yine bir ses ona mutlu olup olmadığını sormuş. “Evet” diye haykırmış Ada.

Eve gitmiş ve niye rüyayı bekleyeyim, o otele gideceğim ben demiş, televizyonu açmış, açar açmaz yine o reklamı görmüş, ne kadar şanslıyım demiş Ada içinden, otelin adresini telefonunu almış. Hemen internetten bir sonraki hafta için rezervasyon yaptırmış. Ada evet dedikçe ona yeni kapılar açılıyormuş. Konfor alanından çıkmak bu mu acaba demiş kendi kendine.

Ve o hafta göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş, Ada bavulunu toplamış yolculuğa hazırmış. Cuma günü gelmiş çatmış uçak biletini de alıp havaalanının yolunu tutmuş. Uçağın kalkmasını beklerken sabırsızlanıyormuş. Tam o sırada yanına yaşlı bir teyze oturmuş. Evladım gözlerim görmüyor doğru yerde mi oturuyorum demiş teyze. Uçak biletini kontrol eden Ada evet teyzeciğim doğru yer demiş ve konuşmaya başlamışlar. Teyze torunlarını ne kadar çok sevdiğinden ve onları ne kadar çok özlediğinden bahsetmiş. Yaşlı kocasına bakmak zorunda olduğu için onların yakınına taşınamıyormuş. Kocası da onlar bizim yakınımıza taşınsın diyormuş. Kendisi de iki yakada bir derede kalıyor bir torunlarının yanına bir kocasının yanına gidip geliyormuş.

Teyzenin bu haline Ada çok üzülmüş, teyzeyi can kulağıyla dinlemiş, çözüm aramak için bir sürü sorular sormuş, işte şöyle yapsanız sizinkiler bir yazlık alsa hep beraber orada toplansanız hasret giderseniz, ya da onlar kışlık bir ev alsa hafta sonları yanınıza gelseler ya da herkesin sığabileceği kadar büyük bir ev alınsa gibi bir sürü çözümler üretmiş. Ada da şaşırmış bu kadar çok konuştuğuna, bütün bunlar aklıma nereden geliyor acaba demiş içinden. Ama yaşlı teyze Nuh diyor peygamber demiyormuş. Bir an için ikisi de göz göze gelmiş ve gülüşmeye başlamışlar. Adacığım yıllardan beri beni kimse senin gibi dinlemiyordu, sana kanım çok kaynadı azıcık olayı abartmış olabilirim demiş yaşlı teyze. Ada çok kızmamış teyzeye, aynısını herkes yapmıyor mu demiş içinden. İkisi de bir de bakmış ki iniş anonsu yapılıyor. Ne kadar çabuk geçti zaman demiş Ada. Teyze de  ona çok teşekkür etmiş bu benim yaptığım en güzel uçak yolculuğuydu demiş Ada’ ya. Sarılmışlar ve vedalaşmışlar.

Ada bir taksi tutmuş ve otelin adını söylemiş taksiye. Yolda giderken bir sürü şey gelmiş aklına. Ya mutluluğu gitmeden buldum demiş içinden. Son birkaç haftası gelmiş gözünün önüne. Hayattan daha da bir zevk alır olmuş Ada. Olsun demiş içinden ben sürekli mutluluğun peşindeyim. Hayatta her zaman öğrenecek bir şey vardır, ne olursa olsun demiş yine içindeki ses. Ada otele gitmiş ve eşyalarını yerleştirmiş. Hikâyenin sonunu merak etmiyormuş artık, çünkü yol çok zevkliymiş.

Üstünü değiştirip güneşlenmeye gideceği sırada gerçekten de gittiği şehrin içindeki tarihi çarşıyı anlatan bir dergi görmüş. Ada hemen içinden bu dergi burada olmayacaktı ki demiş ve gülmüş. Sonra karar vermiş ilk önce tarihi çarşıya gidecekmiş. Hazırlanıp dışarı çıkmış ve bir taksi çağırmış. Taksi onu tarihi çarşının merkezine bırakmış. Ada bu hiç boş durur mu hemen ilk gördüğü hana girmiş ve eski eşyaları karıştırmaya başlamış. Ada’nın bütün algıları açıkmış. Tam o sırada eski eşya dükkanının sahibi gelmiş ve ona ne aradığını sormuş. Ada’da ona doğru dönüp cevap vermiş, “mutluluğu arıyorum.” Dükkân sahibi ah canım sen de mi, kim kaybetti ki biz bulalım derken Ada çok güzel bir el yazmalı ayna bulmuş. Aynayı eliyle silmiş, üzerinde “İÇİNDEKİ DIŞINDA” yazıyormuş.

Aydın YAKUPOĞLU

Aydın Yakupoğlu

Ağustos 1979, İstanbul’da doğdu. 2002 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 2005 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği yüksek lisans bölümünü bitirdi ve özel sektörde çalışmaya başladı. 2013 yılında bir kız çocuğu babası oldu. 2018 yılında Reiki öğretmeni İsmail Bülbül ile tanıştı ve pozitif yönde bir değişim geçirdi. Şu an Reiki 3a (Master) aşamasında ve insanlığa yardımcı olma bilincindedir.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler