Varoluş Dergisi

ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR? – DÖNÜŞÜYORUZ

Hissediyor musunuz? Yepyeni bir sayfa açılıyor.. Kimimiz enerjinin yoğunluğuyla eziliyor, kimimiz sağlığıyla veya aile üyelerinin sağlığıyla uğraşmaktan başını kaldıramıyor. Hali hazırda kaldırsa da, memlekette haberler pek iç açıcı değil. Ekonomik sıkıntıyla mı uğraşalım, ülkeye akın eden sorunlu göçlerle mi, komşularla yaşanan gerginliklerle mi?Bir de deprem gerçekleri var.. Bütün bunlar azmış gibi suni gündemlerle çıkartılan tartışmalara ne demeli?

Zor bir dönemden geçiyoruz vesselam. Sadece biz de değil, tüm dünya.. Yangınlar, yanardağ patlamaları, seller, depremler, sanki yeryüzü öksürüyor! Hem kendini, hem üzerinde yaşayanları sarsarak, kendinize gelin diyor sanki..

Toplumlar isyan noktasına gelmiş. Haksızlıktan, adaletsizlikten, emeklerinin karşılığını görememekten, hileden hurdadan, sefaletten, kukla gibi görülmekten o kadar bunalmışlar ki.. Bir kısım henüz aydınlanıyor, fakat bu aydınlanma öyle hoşça karşıdan gelen bir ışık hüzmesine benzemiyor, aksine sancılı.

Bilgili, eğitimli, ahlaklı, konusunda uzman kişilerin yerini; yeterliliği olmayan, etikten yoksun, açgözlü münferitlerin doldurduğu bir dünya düzeninde, işlerin haliyle iyi gitmediğini fark edenler bedel ödemekten çekiniyor. Peki öyle kolay mı? Göz yumulan hataların, üstü örtülen gerçeklerin, menfaat uğruna alkış tutmaların sonunda, ‘ah’ı alınan masumların acısını bölüşmeden kaçmak olur mu? ‘Olmaaz’ der gibi yeryüzü.

‘Adalet’ insanoğluna bir gömlek büyük geliyor, adı üstünde insan sonuçta. Aslolan ‘ilahi adalet’ ise yeri geldiğinde hesabı görmek üzere devreye giriyor. Hatta bazen ne olduğunu anlayamadan bir bakıyoruz hoop bir düzen değişmiş, bir diğeri geliyor. Belki de kapitalizm yerini hümanizme bırakıyor.. Dünya tarihini şöyle bir düşünün, ne çağlar, ne dönemler gelmiş geçmiş ama hepsi de geçmiş. Hiçbir şey aynı kalmamış, toplumlar, coğrafyalar, mevsimler, kıtalar bile. Yine bir dönüşümün eşiğindeyiz. Dönüşüm dediğin de öyle sancısız olmuyor maalesef. Umalım ki her sancının sonunda daha iyiye doğru evrimleşsin dünya.

Birey olarak yapabileceklerimiz biraz sınırlı bu saatte; saf olan özümüzü korumak, birilerinin ya da bir devrin adamı olmak yerine ‘yalnızca adam’ olmaktan başka. Yani ”İnsan-ı Kamil”e doğru yürümek olmalı çabamız.

Çocukluğumuzdan bu yana ne kadar hissizleştik, bencilleştik hatta makineleştik öyle değil mi?

Kim ister hayatına robot olarak devam etmeyi? Öyleyse, dönüşüme direnmek yerine, akışında gitmek, daha iyisi için hizmet etmek, bize armağan edilen en büyük hediye ve iyileştirici güç olan ”sevgi”yi yeşertmek düşer payımıza bu zamanda.

Sonrası Allah Kerim..

Bakalım bir kaç yıl içinde neler yazılacak tarih sayfalarına..

Gaye Ulaş

Yolun yarısında,

Mimar,

Kendi çapında bir hayat gözlemcisi,

Düşünür, taşınır,

Sanatçı ruhlu,

Paylaşımcı,

Sevmeyi sever,

Reiki 3A Master

Access Bars uygulayıcısı

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler