Yazdığımız dilekleri içinde karanfil, buğday ve bereket parası olan dilek keselerine koyup yuvarlak yaptığımız alanın ortasındaki masaya koyarak sırayla herkesin dileğinin kabul olduğunu hep bir ağızdan dile getirdik. ‘Elif’in dilekleri şimdi, şuanda gerçek oldu’ gibi. Bu çalışmaya birkaç kere katılmış biri olarak dikkat ettiğim şey şuydu; Başkalarının dileklerine odaklanırken gayet içten bir şekilde ve inanarak dileklerinin kabul olduğunu imgelerken, kendi dileklerimize sıra geldiğinde zihnin perde koymaya çalıştığıydı.
‘Kendimiz için istediğimiz güzel şeyleri başkaları içinde istemeliyiz’ sözü vardır. Zahiri yönden bu yaşadığımızla ikisini yan yana getirdiğimizde ters bir orantı varmış gibi görünebilir ama her şeyin bir sebebi olduğu gibi bununda o an anlayamasak da belli bir zaman diliminde mutlaka yaşattırılacak bir farkındalığı vardır.
O dilekler sırasında egonun zihin yoluyla indirmiş olduğu perde başka bir zaman diliminde tül perdeye, daha da başka bir zaman diliminde perdesiz, berrak bir cama dönüşebilir.
Soru: O zaman ne zaman?
Cevap: Bilmiyorum, zaman göreceli.
Soru: Einstein’ın İzafiyet Teorisi gibi mi?
Cevap: Hımm evet. Einstein, kendisine İzafiyet nedir diye soranlara şöyle bir cevap vermiş. ‘’Elinizi bir dakikalığına sıcak bir fırının içine sokun, sanki bir saatmiş gibi gelir. Güzel bir kızla bir saat kadar zaman geçirin, bir dakikaymış gibi gelir. İzafiyet budur.” demiş.
Zamanla yarışmak ve savaşmak yerine onun anlamaya çalışmalı ve serbest bırakmalıyız. Ön görüler, tahliller ve olasılıklar hayatımızı kolaylaştırsa da mutluluğumuzu, ‘bu olursa o zaman mutlu olurum, ya da daha zamanı var’ gibi bildirimlerle kısıtladığımızda o an hep gelecekte bir yaratım olarak kalacaktır.
‘‘Söylediklerine dikkat et; düşüncelere dönüşür. Düşüncelerine dikkat et; duygularına dönüşür. Duygularına dikkat et; davranışlarına dönüşür. Davranışlarına dikkat et; alışkanlıklarına dönüşür. Alışkanlıklarına dikkat et; değerlerine dönüşür. Değerlerine dikkat et; karakterine dönüşür. Karakterine dikkat et; kaderine dönüşür.’’
Mahatma Gandhi
Dilek çalışmaları ve olumlamalar hakkında Sevgili Perihan Aydın’dan (Psikolojik Danışman, İsmail Bülbül Hocamızın Asistanı, Reiki 3B Master) çok güzel bilgiler öğrendim. Dileklerde bir nevi olumlama olduğu için, cümlelerimizi olmuş gibi oluşturmak gerekir. Bilinçaltımızın işleyişi otomatik bir yapıya sahiptir. Düşüncelerimizi sorgulama süzgecinden geçirmeden olduğu haliyle algılar. ‘Mutlu olacağım’ demek yerine, ‘Mutluyum’ gibi şimdiki zamanı içeren cümleler kurmak, istek ve dileklerimizin gerçekleşmesi açısından çok önemlidir.
Beynimiz kelimeleri ve cümleleri olduğu gibi algılar. ‘Bahçeli bir evim olsun/olacak’ gibi cümleler gelecek zamanı nitelediği için, şimdiki zamanı içeren, net bir bildirim yapmak gerekir. ‘Bahçeli bir evim oldu. Bahçesinde çam ağaçları var. Bu evin içinde ailemle birlikte mutlu, huzurlu yaşıyorum.’ Dilekleri oluştururken zaman bildirmekte faydalı olur. ‘Bahçeli evimi 2018 yılının içinde / Ocak 2018’de satın aldım.’ gibi cümleler dileklerimizin gerçekleşmesi için yolu açacaktır. Muallakta kalan cümleler ve düşünceler kesinlik bildirmediği için, netleşeceği zamanı bekleyeceklerdir.
Yorum yap