Merhaba Varoluş Dergisi okurları. Dergimizde hem yazar hem de grafiker olarak görev alıyorum. Yazılarıma devam etmek için olabildiğince fazla kitap okumaya çalışıyorum, bir de her ay yazarlarımızın yazılarını birkaç kere okuyorum ki dergimizi hazırlarken konu ile örtüşen fotoğraflar bulabileyim. Böylece diyebilirim ki bir çok kaynaktan spiritüel bir biçimde besleniyorum. Peki ne demek bu spiritüalizm? Latincede spiritus (ruh) tan türemiş olan spiritüalizm ruhçuluk anlamına gelmektedir. Benim görüşüm spiritüalizm kendini bilmek, hoşgörülü olmak ve bu çerçevede dünyayı doğru algılamaktır. Ruhçulukla kastedilen şey budur. Kendini bilmenin sonu gelen bir çalışma olduğunu düşünmüyorum. Bunların hepsi farkındalıklarla ilgili ve zamanı gelince insan fark ediyor. Böylece hayatımızda yeni bir bölüm açılıyor. Mesela ben bağlantılı nefes tekniğini 5 yıldır meditasyon yapmama rağmen yeni öğreniyorum, benim kullandığım bir “tool” (araç) değildi. Belki de bilinçaltımda bir şey izin vermiyordu.
Sahi ya nedir ki bu bilinçaltı? İnsanların bilinçli zihninin bütün zihne oranının %10, bilinçaltının ise %90’lık bir bölüm kapsadığı düşünülmektedir. Bu yüzdelere bakıldığında kendi kararlarımızı kendi irademizle verdiğimiz sonucunu çıkarmak büyük bir muammadır. Bilinçaltımız mı bize yoksa biz mi bilinçaltına yön veriyoruz sorusu bu muammayı ortadan kaldırır.
Bilinçaltı çocukluğumuzdan günümüze kadar meydana gelmiş olayların kayıtlı bir şekilde tutulduğu yerdir. Burada ilk çocukluk çağı önemli bir rol oynar, bundan sonraki olaylar zaten birbirinin aynı olmaktadır.
Bilinçaltı otomatik çalışır. Pozitif kayıtlar ağırlıklı ise pozitif, negatif kayıtlar ağırlıklı ise negatif durumlarla karşılaşılır ve negatif duygularla dolu oluruz.
Gün boyu kurduğumuzu sandığımız hayaller aslında bilinçaltımız tarafından bize izlettirilir, yani biz düşünmeyiz, düşünce bizim başımıza gelir.
En tehlikelisi de onlara müdahale etmektir, Zihnimizin ne düşündüğünü seyirci gibi izleyelim, doğru olan budur, ne kötü bir düşünce, böyle düşünmemeliyim gibi müdahaleler yaparsak, ona sinirlenirsek onu öteki yaparsak zihnimiz çalışma estetiğini kaybedecektir.
Aslında bizim ihtiyacımız olan şey bilinçaltımızı boşaltmak ya da bütünlenmemiş deneyimleri bütünleyip nötrlemektir. Böylece bilinçaltımızda yitip giden enerji kaçaklarının önüne geçebiliriz ve tasarruf ettiğimiz bu enerjiyi daha yararlı işlerde kullanabiliriz.
Reiki öğretmenimiz İsmail Bülbül hocamızda Reiki’ye inisiyasyon yapmadan önce bilinçaltı kodlama terapisini uygulamaktadır. Bu sayede öğrenciler Reiki uygulamalarını kolaylıkla yapmakta ve de aradıkları huzuru daha kolay bulabilmektedirler.
Aydın YAKUPOĞLU
Yorum yap