KAPLUMBAĞANIN ROTASI, BEBEKLERİN ALGILAMASI, KOMŞUNUN KISKANÇLIĞI
- Varoluş Dergisi
- 1 May 2021
- 3 dakikada okunur
İnsan vücudu yaklaşık elli trilyon hücreden oluşmuştur. İnsanların ortak atmosferde yaşaması gibi, tüm hücrelerde "hücre dışı sıvı" denilen ortak bir alan içerisinde yaşarlar.
Hücrelerin içinde ve dışındaki ortamda sodyum, potasyum, klor, kalsiyum gibi iyonlar bulunur. Hücrelerin dışındaki alanda sodyum başta olmak üzere bazı iyonlar, hücrelerin içinde potasyum başta olmak üzere bazı iyonlar daha fazla bulunur. Doğal bir kanun olarak, bir madde nerede çoksa, dengeyi sağlamak için az olan ortama doğru hareket etmek ister. Ancak vücut sistemimizde işleyişin olması için sodyumun hücre dışında, potasyumun hücre içinde fazla olması/kalması gerekir. Bunun için, hareket etmek isteyen bu iyonları oldukları yerde tutacak bir kuvvet gerekir. İşte elektriksel bir güçle bu hareket dengelenir. Buna membran potansiyeli denir (+40mV/ -70mV).
Bir hücre uyarıldığında ise (sesi, kokuyu, ışığı, kimyasal maddeyi, elektromanyetik dalgayı vs algıladığında) hücre içindeki iyonlar, hücre dışındaki iyonlarla yer değiştirirler. Bu elektriksel yüklü iyonların yer değiştirmesi, hücrenin potansiyelini/enerjisini değiştirir. Bu değişim, elektriksel bir akış, bu akış da bir elektromanyetik alan doğurur. Eylemi gerçekleştirecek olan bu potansiyel hücreden hücreye ilerlerken, enerji alanı da dalgalar halinde çevreye yayılır.
Bütün hücrelerimizin, hücrelerimizden oluşan dokuların, dokulardan oluşan organlarımızın enerjisi/potansiyel gücü bedenlerimizin total enerjisini oluşturur, titreşimini, frekansını belirler. Sabit değildir, bedenimiz, zihnimiz dinamik olduğundan değişkendir.

İşte enerjimiz dediğimiz, bedenimizin çevresindeki sürekli titreşim halinde olan ve aslında bedenimizle bir olan bu elektromanyetik alan aura olarak tanımlanır. Aura bizim enerjimizin göstergesidir.

Diğer bir yandan bakarsak, basitçe; var olan her madde, her şey atomlardan, atomlar elektron, proton, nötronlardan, bunlar fotonlardan oluşur. Fotonlar hem parçacık, hem dalga özelliği taşır, elektromanyetik kuvveti taşır.
Tabiri caizse bizlerde en derinde fotonlardan oluşuyoruz, yani titreşiyor, dalgalanıyoruz. Sadece bizler değil, görünen/görünmeyen her şey titreşiyor, bu durumda maddeden ziyade enerji olduğumuzu doğruluyor.
Her enerji dalgalar halinde yayılır ve bu dalgaların da birim zamanda titreşim sayısı, frekansı vardır. Evinizdeki masanın da, aklınızdan geçen düşüncenin de bir titreşimi, frekansı, dalga boyu vs. vardır. Yani hepsi enerjidir.

Enerji dalgaları birbirleri içerisinden geçerken iki farklı durum ortaya çıkabilir.
1. Sönümlenme veya dalgalar farklı şiddette ise şiddette azalma
2. Üst üste binerek iki kat veya dalgalar farklı şiddette ise şiddette artma
Birbirinin aynısı olan iki dalga birbirleriyle iç içe geçtiklerinde dalga desenleri zıt ise yani birinin çukur noktası diğerinin tepe noktasına denk geliyorsa dalgalar birbirini sönümler. Dalgalar özdeş değilse şiddeti fazla olan, şiddeti az olanı söndürür/ yeni, küçük bir dalga oluşur.
İki dalga birbiri içinden geçerken dalga tepeler ve çukurlar birbiriyle aynı noktalara denk geliyorsa bu dalgalar birbirlerini güçlendirir.


Comments