top of page

İÇİMİZDEKİ ÇOCUK VE NEŞE

Güncelleme tarihi: 9 Nis

Neşe kelimesinin etimolojisine baktığımızda Arapça ‘nşw’ kökünden gelen ‘naşwa’ “sarhoşluk, coşku, vecd” sözcüğünden alıntıdır. (Kaynak: etimolojiturkce.com)

 

Birkaç sene önce katıldığım bir inzivada içsel çocuğum bana hayatıma neşeyi katmam gerektiğini fısıldadı. Bunun karşısında kalakalmıştım. Daha önce hissettiğim bir sürü duygu vardı ama ‘neşe’ hayatımda hiç var olmamıştı. Neşenin ne olmadığına dair bazı çıkarımlar yapabiliyordum. Sevinç değildi, mutluluk değildi, huzur değildi. Ne olduğuna dair ise hiçbir çıkarımım ya da hissim yoktu. Daha önceden hiç hissetmediğimi düşündüğüm bir duyguyu nasıl tanıyacağımı bile bilmez bir halde olmama rağmen aramaya devam ederken, bir noktada, varoluşsal neşenin ne demek olduğunu keşfetmeden önce hayatın içindeki küçük şeylerde neşeyi bulmaya karar vermiş ve beni ne neşeli hissettiriyor diye kendime sormuştum. Bir şarkı vardı eskiden duyduğum ve aklıma o geldi. Neşeye en yakın duyguyu bana çağrıştıran o şarkı idi. Hayatımın zor bir dönemiydi. Zorluklarla geçen o günlerin içinde her gün o şarkıyı dinleyerek 5 dakika için bile olsa hayatımda neşeye yer açmaya ve içimdeki çocuğun ihtiyacını unutmamaya çalışıyordum.

 

Hayat akmaya devam etti ve ben içimdeki çocuğun ihtiyacını bazen unuttum. Fısıltısı hep kulağımdaydı ama bir yandan da çaresiz hissediyordum. Varoluşsal neşeyi bir gün hissedersem o zaman bilecektim ama neşe yaşamın içinde nasıl yaratılırdı onu bulamıyordum. Bazen çalan bir şarkı, bazen salıncakta sallanmak, bazen kırlarda yuvarlanmak ve bazen de ‘la la la la la la’ diye sesler çıkararak evde dolaşmak ya da hoplayıp zıplamak benim için neşeye en yakın hislerdi ama hayatımda bu duyguya sürekli olarak yer açamıyordum. İçimdeki çocuk benden razı değildi. Onun sesini hiç unutmuyor olsam da, biliyordum ki hayatımda neşeye daha çok yer açmayı başaramadıkça benden razı olmayacaktı. Unutmuyor olmak yeterli değildi, onun ihtiyacını karşılayabilmek için harekete geçmek ve çabalamaya devam etmek gerekiyordu.

 

Bu ay içerisinde millet olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayacağız. 23 Nisan 1920 senesinde TBMM’nin açılması ile Türk milletinin egemenliği ilan edilmiştir. 1929 yılında bu bayram çocuklara ‘neşeli’ bir gün geçirtmek amacıyla Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlamıştır.


Dilerim ki, bu 23 Nisan’da biz de içimizdeki çocuğu hatırlayalım ve o günü neşe içinde kutlamaya şimdiden niyet edelim.

 

Hayatlarımızda her daim ‘neşe’nin çoğalması dileğiyle…


Gökçe YILMAZ

 


 

 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

Mart

1/2

Varoluş Dergisi, 2013 senesinden bu yana internet üzerinden okuyucuları ile buluşmakta.

  • Instagram
  • Facebook

Tüm yayın hakları saklıdır © 2035 Varoluş Dergisi

bottom of page