Varoluş Dergisi

ÖZGÜRLÜK

Korkular tutsaklık yarattı bizde özgürlük değil. Boyun eğdirdi. Bahane ederek diğerlerinden gelebilecek tehlikeleri. Bu korkular ve tehlike, kendimizden kendimize değil mi? Belki de özgürlük, sevgi kaynağından besleniyordu, korkudan değil.

Tüm yaşamımız boyunca sadece ve sadece özgürlük için mücadele vermişiz biz. Tek karar mekanizması olmak için. Ne tuhaf! Hayır şaşırdım düşününce. Özgürlük için ne kadar mücadele edilebilir ki? İşte şu kadar; Paramı ben kazanacağım, başkasından para alamam. Arabamı ben kullanacağım en yakınım dahi olsa başkalarının beni bekletmesine izin vermem ya da onları bekletip azar işitmeye tahammül edemem. Kendi işimi kendim yapacağım, her şey benim istediğim gibi mükemmel olacak diye. Bir bakmışız özgürüz ama yalnızız. Bu mudur özgürlük? Kendi kararlarımı kendim alacağım diye daralta daralta bir hapishaneye çevrilen bir yer ve kendin çal kendin oyna durumu. Neden benim de yapamadıklarım olmasın? Neden bir şeyi yapmak için yanıp tutuşan diğer insanlara izin verilmesin? Çünkü, geçit yok. Niçin? Özgür biri gibi davranabilmemiz için. Gerçek manada özgür olmamalıyız..!

Gerçek özgürlük bu olmamalı. İnsan sokağa çıkmak için düşüp ayağını burkmayı göze almalı. Otobüsü kaçırmayı, kavga etmeyi, koşmayı, aradığını bulamamayı ve bu dünya bizim üzerinde yaşadığımız bir yerse eğer en azından çevremizdeki insanların sorumluluğunu da üzerine almayı bilmeli, kaçmamalı, korkmamalı. Kişi önce kendini bilmeli ve kendine güvenmeli, karşısındaki insanı da kendinden bilmeli.

Korkular tutsaklık yarattı bizde özgürlük değil. Boyun eğdirdi. Bahane ederek diğerlerinden gelebilecek tehlikeleri. Bu korkular ve tehlike, kendimizden kendimize değil mi? Belki de özgürlük, sevgi kaynağından besleniyordu, korkudan değil. Nasıl seveceğimizi bilmediğimiz için ya da sevgiyi vermek, canımızı vermekten daha zor geldiği için korkuyu salıyoruz sevdiklerimizin üzerine, özgürlüklerini kısıtlayarak. Bu hoşumuza gidiyor çünkü biz de zaten o dar alandayız. Bizi terk etmesinler diye korkutuyoruz onları.

Korkak bir savaşçı olmak yerine, özgür bir kaşif olmalı insan.Yaşamımızda başımıza gelecek olasılıklara açık olamamak, özgürlük için bunca yıl savaşıp, mücadele edip  ama bir an bile onun tadına bakamamış ya da ona sahip olamamış olmak gibi değil mi?

Özgür kuşlar gibi olmamız dileğiyle…

 

Sebile Güneş

Sebile Güneş Nisan 1977 Yılında Bursa’da dünyaya geldi. İlk ve Orta Öğretimini Bursa Nedim Öztan İlkokulu ve Bursa Cumhuriyet lisesinde tamamladıktan sonra , Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümünü kazanarak İzmir ‘e yerleşti . Mezun olduktan sonra evlendi, Defne ve Burak adında iki çocuğu var. 2002 yılından beri özel sektörde mesleğini yapmaktadır. Kendisine, sebilegunes2007@hotmail.com mail adresinden ulaşabilirsiniz.

2 yorumlar

Sebile Güneş için bir cevap yazın Cevabı iptal et

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler